28 - Canımı yakarsan daha beteriyle karşılık veririm

726 74 7
                                    

'Canımı yakarsan daha beteriyle karşılık veririm Levent'

Hicran teknede yaşananlardan sonra bir süre Levent'i görmek istemiyordu. Yaptığı şey kıskançlık değil psikopatlıktı. Ortada hiçbir şey yokken sanki varmış gibi davranmıştı. İlla ki Gökhan'da bir tuhaflık olduğunu sezmişti. O gün okul çıkışı Gökhan ile buluşmak için sözleşmişlerdi. Durumu izah edip özür dileyecek, arkadaşlıklarının Levent'in saçma tavrından etkilenmemesini sağlayacaktı.

Gökhan'ın sevdiği mekânlardan birinde buluşacaklardı. Bebek taraflarında bir kafenin önüne gelince taksiden indi. Park sorunu olduğu için araçla gelmek istememişti. Burası sosyetik bir yerdi ve kapının önünde nedense bir yığın gazeteci vardı. İçeride İnstagram ünlüsü birilerinin olduğu çalışanlar konuşurken duymuştu. İçeri girip üst kata çıktığında pencere kenarındaki masada oturmuş telefonunu kurcalayan genç adamı gördü. Nedense onu görünce yüzünden güller açıyormuş gibi hissediyordu. Bu kadar kısa sürede bu kadar yakın hissedebilmesi tuhaf gelse de ona karşı güçlü duygular besliyordu. Gökhan masaya yaklaştığını fark edince ayağa kalkıp sıkıca sarıldı.

"Geldiğin için çok teşekkür ederim. İşin yoktu umarım" dedi Hicran gülümseyerek.

"Senden önemli bir işim yoktu" dedi Gökhan sandalyesini çekti.

"Nasılsın, Yasemen'in mezuniyet kutlamasından sonra konuşamadık. Neydi öyle olanlar" dedi Hicran garsonun ne içersiniz sorusuna cevap vererek.

"Evet, ben pek işlerden zaman bulamıyorum ama aramana çok sevindim. Amerika'ya dönmeden seni güzel bir akşam yemeğine çıkarmak isterim"

"Elbette çok güzel olur. Bir de senle konuşmak istediğim bir durum var. Açık açık söyleyeceğim. Levent senle olan samimiyetimi nedensizce kıskanıyor. Bu aralarda birazcık agresif eğer sana bir şey derse alınma olur mu?" dedi Hicran mahcup bir şekilde. Levent'in imaları ne kadar canını sıksa da Gökhan'ı ondan korumak istiyordu.

"Alınmam merak etme, senin gibi güzel bir sevgilisi var elbette kıskanacak" dedi Gökhan camdan dışarı bakarak.

"Levent'in sanırım ifade olayı canını sıkıyor. Yatta olanlarda iyice allak bullak etti beynimi. Aksu ve Baran'ın bağrışmalarından sonra açıkçası biraz sarsıldım. O gece orada değildin belki ama ne olduğunu biliyorsundur" dedi Hicran.

"Aslına bakarsan bir şeyler biliyorum. Sena'nın, Beyza'nın anlattıkları ve Yasemen'in anlattıkları var. Herkes kendisine göre anlatıyordu. Yani her insan birbirini farklı tanır" dedi Gökhan gelen kahvesinden bir yudum alarak. "Bir şeyler yiyelim mi?"

İki tane frambuazlı pasta sipariş ettikten sonra konuşmalarına devam ettiler. Gökhan anlattıkça Hicran'ın kafasında bir şeyler oturuyordu. Öldüren kadar ölenin de suçlu olabileceğini bildiğinden Nihal hakkında da bir şeyler öğrenmek istemişti.

"Biz aynı okulda bile değildik ama bildiğim kadarıyla Nihal'de pek düzgün bir kız değilmiş. Sena'nın söylediğine göre zengin erkeklere takıntılıymış ama en büyük takıntısı Çağlar'a karşıymış. Onu baştan çıkarmak için gelmiş o gece. Tabi bu kızların anlattıklarını, hem kadınlar birbirini çekemez sende biliyorsun. Aslında benim saçma bulduğum o tarz bir kızın orada olması. Küçümsemek için değil elbette sadece Nihal yetimhanede kalıyormuş. Bizim arkadaş çevremiz kendimiz gibi insanlardan oluşur. Ve o kız bizim ortama uygun değildi. Asıl soru kızı partiye kimin çağırdığı bence"

"Aksu ile Baran birbirlerini suçlayıp duruyorlar" dedi Hicran tuhaflığı sezmişti. "Baran kızla yatmak istemiş, sanırım yatmışta ama davet edenin Aksu olduğunu söyledi. Aksu neden Baran'a iyilik yapsın ki. Baksana kızı tehdit ediyormuş. Ne kadar iğrenç bir adam"

BÜYÜK SIR, KÜÇÜK YALANLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin