BÜYÜK SIR, KÜÇÜK YALANLAR (TAMAMLANDI)

37 - Hayatımda yaşadığın en kötü geceydi

'Hayatımda yaşadığın en kötü geceydi'

Aksu arkadaşının evindeki eşyaları toplarken yalnız olmamak için Hicran'ı çağırmıştı. Bu hayatta sahip olduğu tek arkadaş o kalmıştı çünkü. Hicran'ın onu dinleyen, onu gerçekten anlayan tavrı mutlu olmasını sağlıyordu. Tabloları koyduğu karton kutuyu bantlarken süzülen gözyaşları mukavvanın üstünde minik damlacıklar yapmaya başlamıştı. Derin bir keder duyduğu her halinden belliydi. Hicran onun bu halini görmeye dayanabilecek bir insan değildi. Dolaptan çıkardığı kıyafetleri katlamayı bırakıp arkadaşına sarıldı. Aksu yere çökmüştü, duvardaki kan izine baktı. Artık ağlamak istemiyordu ama canı acıyordu. Pişmanlık, suçluluk hissi onu yiyip bitirmişti. Baran'ın onu öldürdüğünden şüphelendiğini söylediğinde Hicran hiç şaşırmadı. Çünkü Yasemen'i dövmeye çalıştığında araya girmişti. Aksu dergi yüzünden olduğuna emindi. Yasemen'in o gece olanları çizgi roman yapması, bunu yayınlaması ve sonunda katilin kim olduğunu yazacak olması onu ölüme götüren şey olmuştu.

"Sence gerçekten o gece Nihal'i Baran mı öldürdü?" dedi Hicran arkadaşının saçlarını okşayarak.

"Baran yapmış olabilir" dedi Aksu mırıldanarak. "Yasemen katilin kim olduğunu biliyordu. Hatta günlüğüne yazmıştı. Bana günlüğün delil olup olmayacağını sormuştu."

"Peki, günlük nerde? Polis buldu mu? Yani katilin kim olduğunu yazdıysa en azından Nihal davası sonuçlanabilir"

"Günlüğü bulmuşlar ama çoğu sayfası eksikmiş" dedi Aksu koltuktan kalkarak. "Bu arkadaşıma karşı son görevim, evini toplayıp kapatmalıyım"

"Gerçekten Baran yapmış olabilir mi?"

"Poliste benim gibi düşünüyor. Yasemen ve Nihal'in ölümü birbirine bağlı, sadece ispat edemiyorlar. Her şey o lanet çizgi romanı yazmasıyla başladı. Bende yazmasına kızdım çünkü o gece olanları net hatırlayan oydu. Sana daha önce anlatmadım ama aslında herkes bir şeyler biliyor. Sarah'ın videoda anlattığı gibi o gece aslında çoğu uyumuyordu. O kızın öldürüldüğünü hepsi biliyordu. Bende biliyordum. Ama Nihal masum değildi. Çağlar'a ilaç verip onla beraber olmaya çalışmış birinden bahsediyoruz. Nihal açgözlüydü, tek amacı başkalarının hayatlarını mahvetmekti. Zengin olmak istiyordu. Yıllarca yetimhanede kalmasının acısını çıkarmak istiyordu. Zengin birini kafalama derdindeydi. Çağlar'la beraber olabilse bunu ona karşı koz olarak kullanacaktı. Ama sadece fotoğraflarını çekebilmişti. Nihal kötü ama ya diğerleri? Merve bunları biliyordu. Sarah'ta biliyordu. Hepimiz bir şeyler saklıyoruz ama Yasemen hepimizden çok şey biliyordu. O gece olanları biliyordu. Ve bir şekilde yıllarca Baran'ı korudu. Şimdi daha iyi anlıyorum. Eğer onu ele verseydi Doruk onların yattığını öğrenmiş olacaktı. Ve her şey ortaya dökülünce Yasemen'in korkacak bir şeyi kalmamıştı. Bunu direkt itiraf edemese de çizgi romanın final bölümde onu katil çıkararak gösterecekti. Bunu ona ben söyledim. Allah kahretsin onun ölümüne ben sebep oldum"

*

Doruk üç günlük nezarethane deneyiminden sonra yoldaki kamera görüntüleri ile cinayet şüphelisi olmaktan kurtulsa da Baran çelişkili ifadeleri, o gece eve gitmediği için tanığının olmaması sebebiyle mahkemeye çıkartılıp tutuklu yargılanma kararı alınmıştı. Aksu bu davada onu savunmadığı ve babası da ona bir ders verme niyetiyle avukatını yollamadığı sebebiyle Baran baronun verdiği bir avukata kalmıştı.

O gün Aksu arkadaşlarını evine davet etmişti. Merve, Sena ve Beyza gelmişti. Diğerleri cinayet şüphelisi olduğu için onları çağırmamıştı. Kızlarla bu olayı son kez konuşmak istiyordu. Odadaki üç kişide aynı anda Merve'den nefret ettiği için konuşma pek sağlıklı başlamamıştı. Merve karnını ufalayıp sürekli tatlı bir şey istiyordu. O gün oraya gelmesindeki en büyük sebep hayatındaki gelişmelerle arkadaşlarına hava atmak istemesiydi. Hicran arkadaşının ısrarı ile orada olsa da Merve'ye saldırmamak için kendisini zor tutuyordu. Hepsinin aksine hayatı yolunda olan tek kişi de oydu. Elbette magazin sayfalarına düştüğü yasak aşkıyla çok mutluydu. Üstüne birde yaşlı kurttan çocuk peydahlamıştı. Hamileliğini de herkesin gözüne sokmak istercesine sürekli canının bir şeyler çektiğinden bahsediyordu.