BÜYÜK SIR, KÜÇÜK YALANLAR (TAMAMLANDI)

13 - Sanırım ömründe birine aldığım en pahalı hediye

"Sanırım ömründe birine aldığım en pahalı hediye"

Deren...

Partiye en son dâhil olanlar evli bir çiftti. Hicran ortamdakilerin samimiyetten anladığı kadarıyla kız evlenmeden önce onların grubuna dâhildi. Ama kızın mesafeli davranışı pek burada olmak istemediğini gösteriyordu. Aksu içki şişesine sarılmış yanında oturmuşken kız hakkında bir şeyler sormak istedi ama nasıl başlayacağını bilememişti. Ama sarhoşluk Aksu'nun çenesine vurmuştu, birden dökülmeye başladı. Kızdan hiç hoşlanmadığını lisedeyken de sevmediğini söyledi. Artık sızma noktasına gelmişti. Bir yandan uyukluyor, bir yandan da konuşuyordu.

"Neden sevmezdin?" dedi Hicran mırıldanarak. Aksu koluna sarılıp gözlerini kapamıştı. İçki onun için bir kurtuluş noktasıydı. Aklındakilerden içerek ve sarhoş olarak kurtuluyordu.

"Sinir bozucu ve kendini beğenmiştir. Zengin koca bulunca da eski hayatını sildi" dedi Aksu gülerek. Hicran da gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Sarhoş hali çok komikti. Sürekli gülüyor, kendi kendisine bir şeyler mırıldanıyordu.

"Zengin koca mı?" dedi Hicran kızı baştan aşağı süzerek.

"Sosyete anlayacağın" dedi Aksu kafasıyla ritim tutarak. "Sosyeteye girdiği için bizle iletişimini kesti"

"Bu arada sevmemek kelimesi az kalır. Deren'den hiç ama hiç hoşlanmıyorum" dedi Aksu nefret dolu bir sesle. "Hanımefendi bizleri aşağı gördü. Kendisi sosyeteden olmuştu. Biz onun sınıfında bile değildik artık, bizle görüşmezdi. Yani çok nadir olsa da aramıza katılır. Kocasını görüyor musun? Ailesi oldukça varlıklı ama hayal edemeyeceğin kadar, adaları bile varmış. Bu daha üniversiteye başlamıştı. Kocası da playboy gibi takılıyordu. Sonra bizimkisi ne yaptı ne etti hamile kaldı. Bir de çocuğu doğuracağım diye tutturdu. Kocası da mecbur kaldı. Aramızda kalsın, sana güvenebilirim değil mi?"

"Elbette güvenebilirsin" dedi Hicran yakınlaşarak.

"Baran ile Deren arasında bir şeyler olabilir" dedi Aksu mutsuz bir sesle. "Baran herkesi tehdit edecek bir şeye sahiptir. Bu onun özel yeteneği bile sayılır"

Deren, Aksu'nun anlattığı gibi oldukça ukala, aksi ve huysuz bir kadındı. Güzel, minyon tipli ve akıllı oluşu ona evliliğinde yollarını açmıştı. Üniversite yıllarında tanıştığı Yasin ile kısa süreli bir ilişkisi olmuş ve hamile kalarak adamı evliliğe ikna etmişti. Tabi ikna süreci boyunca gazetelere manşet olmaktan korkan Dokumacı ailesi çok etkili olmuştu. Yasin'in babası evlilik kararını verdiğinde oğluna söz bile düşmemişti. Tabi bunda Deren'in cırtlak annesi de büyük bir etkendi. Çünkü kızının bebeğini doğuracağını ve onları rezil edeceğinden bahsedip durmuş, Yasin'i zorla nikâh masasına oturtmuştu. Uzun süre ülke gündemini meşgul eden bu yıldırım nikâhı bir saman alevi gibi sönmüştü. Deren daha 23 yaşında zorla nikâh masasına oturttuğu adamdan çocuk da yapmıştı. Beş yaşında oğlu Buğra ile mutlu ve plastik hayatına devam ediyordu. Yasin karısından kurtulmak için çeşitli yollar denese de onu sevmek için hiçbir şey denememişti.

Hicran bir ara fırsattan istifade Yasemen ile sohbet etmiş onun bir dergi için karikatür çizdiğini öğrenince onunla daha yakın ilişki kurmak istemişti. Ve Doruk'la ne kadardır beraber olduklarını da öğrenmişti. Bu kadar uzun süreli bir ilişki içindeyken Yasemen'in grup arkadaşlarından biri ile aldatıldığını fark edememesine şaşırmıştı. Sonra kendi salaklığı aklına gelince kıza haksızlık ettiğini düşündü. Netice de o da fark etmemişti. Yatakta basana kadar!

Partinin bitişine doğru Hicran gelen taksiye kendini attığında derin bir nefes aldı. Aksu çoktan bir köşede sızmıştı ve uyandırmak için ne kadar uğraşsa da başarılı olamamıştı. Ayakkabılarını çıkartıp ayaklarını ovmaya başladı. Taksi şoförünün dikiz aynasından ona bakmasına aldırış etmedi. Ama Levent şoförün bakışlarını fark etmişti. Ceketini çıkarıp Hicran'ın üstüne örttü.