19 - Bir insanın kimsesiz olması...

811 86 3
                                    

'Bir insanın kimsesiz olması onu merak eden 

birilerinin olmadığını anlamına gelmez'

Baran son günlerde devamlı rüyasında gördüğü için dayanamayıp çiftlik evine gelmişti. Merdivende oturup kızın düştüğü yere baktı. İfadesinde bir şey anlatamamıştı. Çünkü çoğu şeyi hatırlamıyordu. Ve hatırladıklarını anlatmak onun için iyi olmayacaktı. O gece olanları düşündü. Yaşadığı birçok şey vardı. Hatırladığı da hatırlamadığı da çok fazla şey vardı. İfade verirken hep hatırlamıyorum demiş olsa da Nihal ile ilgili bariz hatırladığı bir şeyler vardı. Kızın düştüğü yere bakarken kırmızıya bulanmış halıyı hatırladı. Film setlerinde olduğu gibi ketçap olmasını dilemişti. Kızın ölmüş olmamasını dilemişti ama onu görünce bağırmaktan da geri kalmamıştı. O gece bahçedeki hamakta sızmış, güneş rahatsız edince uyanmıştı. Uyandığında mutfağa gitmek için kalkmış ve içeri geçtiğinde kızı görmüştü.

Hafızasını tazelemek için gelmişti buraya. Evde çalışan kimse yoktu. Haftada bir birileri gelip temizlik yapıyordu sadece. Gözlerini sıkıca yumdu. Nihal'i kendisi davet etmişti. Ama o kız nasıl ve neden oraya gelmişti. Kendisiyle ilgilenmediğini net hatırlıyordu. Sonra kızı partide görünce şaşırdığını düşündü. Yasemen'in onu ikna ettiğini öğrendiğinden sevinmişti. İşe yaradığı için hatta Yasemen'e söz verdiği şeyi yapmaya bile karar vermişti. Ama hiçbir şey umduğu gibi olmamıştı. Nihal ile birlikte olamamıştı. Hatırlıyordu, onla yatmamıştı. Öpüşmüşlerdi ama yatmamışlardı. Kızın başka amaçları olduğunu biliyordu. O da bir amaç için oradaydı. Nihal'i düşünmek ona neden şimdi acı veriyordu? Kız onun için önemli bile değildi. Düşündükçe düşündü. O gece tüm olanları hatırlamaya çalıştı. Kızla üst kattaki odada öpüşmelerini düşündü. Öpüşmüşlerdi ama sonrası? Kızla yatmadığına emindi artık çünkü o gece iki kişiyle birlikte olmuştu ama Nihal bunlardan biri değildi. Derin bir nefes aldı.

Siyah uzun saçlarını hatırlıyordu. Minyon tipli, yeşil gözlü güzel bir kızdı. Ama Baran için önemli biri değildi. Sadece iddiaya girmişlerdi. Doruk'un sözleri hala beynindeydi. 'Sen bu kızı becerirsen sana istediğin o hoparlör sistemini alırım oğlum'

Bu kadar basitti. Baran için birileriyle yatmak, onları kullanmak çok basitti. Sadece saçma bir iddia için kızı çağırmıştı. Onunla sevişecek ve skor tahtasına bir çarpı daha atacaktı. O gece kızla olan öpüşmelerini, kavgalarını hatırladı. Kızla ölmeden önce sevişecek kadar yakınlaşmıştı. Suçsuz olduğuna biliyordu. Kızı hiçbir şeye zorlamamıştı. Asla ona kötü bir şey yapmak istemişti. Merdiven başında kavga edişleri geldi aklına. Yapmış olamazdı. Yıllardır beyninin en uç noktalarında gizlediği şeyler yüz üstüne mi çıkacaktı? O geceyi iyice düşündü. Kızın üstünde delil bırakmamıştı. En azından onunla sevişmemişti.

Ayağa kalkıp üst kata çıktı, uzun koridora baktı. O gece olanları tekrar tekrar düşündü. Hatırlamaya çalıştıkça kafası karışıyordu. Bir sürü şey kullanmışlardı. O gece Aksu ile üst kattaki salonda oturmuşlardı. Onun mini kırmızı elbisesini hatırlıyordu. Doğum günü hediyesi verecekti ona, o gece birlikte olacaklardı. Aksu hep onun için zor bir hedef olmuştu. Onu diğer kadınları arzuladığından farklı bir şekilde arzulamıştı.

Üst salona çıkmıştı bile. Nihal ile yatak odasında zaman geçirmişlerdi. Kız gideceğim diye tutturmuştu ama izin vermemişti. Hızlıca aşağı indi, bu evden çıkmalıydı. İfadesi alınırken gösterilen resimler onu allak bullak etmişti. Baran bile etkilenmişti. Ama onu bu kadar etkileyen şey cesedi ilk bulan olmasıydı. O günü tekrar tekrar hatırladı. Aksu'nun dediği gibi eğer bu olay cinayet soruşturmasına dönüşürse kendisi ilk zanlı olacaktı. Kızı o çağırmıştı, kıza uyuşturucu vermişti, onunla öpüşmüştü hatta onunla ilişkiye girmek için uğraşmıştı. Ve bunları herkes biliyordu. Arabasına atlayıp bahçeden çıktı. Buradan uzaklaşmalıydı.

BÜYÜK SIR, KÜÇÜK YALANLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin