ÇH -12-

7K 320 32
                                    

Bölüm: 12

Bugün Pazardı ve benim bu saatte uyanmam fazlasıyla garipti. Ben Miray Dinçerdim. Tatil günleri neredeyse akşama kadar uyurdum, fakat bugün beni uyutmak bilmeyen telefonuma küfürler yardırarak geçiyordu günüm. Akşamdan telefonumu sessize almadığım içinde birde kendime tabiki.

En sonunda ısrarla çalan telefonu açıp kulağıma götürdüm. "He?" diyerek yastığıma koydum başımı "Miray niye açmıyorsun telefonu?" diye zırvalayan Burcuya gözlerimi devirdim ardından İç geçirdim. "Uyuyordum. Ne oldu?"

"Hiç, kızgın mısın hala bana?" dedi sert bir ses tonuyla. Bir şey demedim, bunun üzerine devam etti. "Ben de Rüzgarla dünden beri konuşmadım, sen konuştun mu?" diyerek birşeyler ima etmek için kullandığı ses tonunu kullandı, ama ben herzamanki gibi anlamadım. "Hayır.. a-aranız mı bozuk yoksa?" Yutkundum. Neden kekeliyorsun Miray? Yalan söylemiyorsun ki! "Hayır bozuk değil gayet mükemmel." sırıttığını hissedebiliyordum, ufak hayal kırıklıklarımdan bir tanesini daha yaşıyordum ama alışmıştım. "İyi, kapatıyorum o zaman şimdi." deyip, derin bir iç çektim. "Moralin mi bozuldu birden senin?" Soru üstüne soru sorması beni daha da sinirlendiriyordu. "Hayır bozulmadı Burcu. Kahvaltı yapacağım." diyerek telefonu yüzüne kapadım.

Telefonu kapamımın ardından, kafamı yastığa yeniden gömdüm ve uyumaya çalıştım. Ama ne fayda?

Bıraksalar bütün gün uyurdum fakat uyandığımda, birdaha katiyen uyuyamazdım. Gözlerimi sımsıkı kapayıp Finn'i düşünmeme rağmen hiçbir işe yaramadığında dolayı bir hışımla kalkarak salona indim ve koltuğa yayılan Can'a diktim bakışlarımı. ''Günaydın bay kıro.'' diyerek kendi kendime sırıttım. ''Sanada ablacığım.'' deyince afallasamda kendimi topladım. Can daha demin bana ablacığımmı demişti?

''Annem nerede?'' diye sorarak uzattığı bacaklarının üzerine zıplayarak oturdum. ''İçerde. Ben açım kadın, yemek yap.'' deyince kıkırdadım ve oturduğum yerden ''Anne, açım.'' diyerek resmen hönkürdüm.

Can'ın kötü bakışları üzerimdeydi. "Sana da iyi davranmaya gelmiyor ha." diyip kalktı. Güldüm, annem içerden gelirken. "Kalk kendin yap." diye bağırdı. Malesef filmde yaşamıyoruz. Ve ben acıktığımda 'kalk kendin yap' cevabını alınca otomatik olarak doyuyorum anneciğim, üşengecim ben üşengeç. Oflayarak oturduğum yerden kalkıp mutfağa gittim ve kendime tost ile meyvesuyu hazırladım. Yine lanet olası telefonun zil sesi kulaklarıma dolunca aldım ve tam duvara atacaktım ki, "Napıyorsun kızım sen? O telefonu duvara atmak ne demek? Fakir." diye kendime söylenip telefonun ekranına baktım.

Rüzgarın lakabını görünce, içimde halay çekmeyi bekleyen fillerin oluşmasını bekledim. Fakat uyuyorlardı herhalde, kış uykusuna yatmışlardı. Telefonu açarak kulağıma götürdüm. ''Ha?'' diyerek seksi sesinin kulaklarımı doldurmasını bekledim. ''Naber?'' deyince derin bir nefes aldım. ''İyi işte.'' deyip kestirip attım. ''Saol Miray, bende harikayım.'' deyince aklıma Barkın geldi ve buruk bir şekilde duvara baktım. ''Görüşelim bugün.'' deyince hiç keyfimin olmadığının farkına vardım. ''Bugün evdeyim, evde temizlik var. Anneme yardım etmem gerek.'' deyip atacağım en büyük yalanı attım. Ben ve temizlik. Aynı cümlede?

Rüzgarın derin kahkahası kulaklarımı doldurduğunda oflayarak ''Ne var ya! Bende kızım, temizlik yapabiliyorum.'' deyip bir ergen gibi atar yaptım. Telefonu biraz uzağıma tutup kapıyı birkaç defa tıklattım. ''Kapı çalıyor, kapamam gerek.'' deyip cevap vermesini beklemeden kapadım.

Koltuğa oturup tostumdan bir ısırık aldım. "Abla süper yalancısın. Kapı falan çalmadı ya." Can'ın sesi kulaklarıma doldu. Yastığı ona fırlatıp meyve suyumdan bir yudum aldım ve sonra gerçekten de kapı çaldı. Can'a dil çıkardım ve kapıyı açtım. Karşımda en seksi haliyle Barkın duruyordu. Gözlerini gözlerime kilitlediğinde, Rüzgarda olması gereken filler halaya kalkmışlardı resmen. Neden böyle bir etkisi vardı?

Çocukluk HislerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin