Bölüm: 6
"Anne tamam ya tamam. Kalkıcağım birazdan.'' Yatakta debelenirken telefona kurduğum alarm da çalmaya başladı. Telefonu duvara fırlatmadan önce 'ben napıyorum lan fırlat da annen de seni fırlatsın' diye düşündüm ve telefonuma bir öpücük kondurdum. En iyi arkadaşımdı o benim. Yastık ve yorganla beraber yerde yattığımı fark edince boş yatağa baktım. Ayağa kalkıp yastık ve yorganımı yerlerine geri koydum ve banyoya girip kişisel ihtiyaçlarımı karşılayıp üzerimi giyindim. Saçlarımı sıkı bir topuz yapmıştım, çünkü iyi bir öğrenci olmak bunu gerektirir. Desem yalan olur, rahatıma düşkünüm ben kardeş.
Kahvaltıda annem zorla ağzıma bir şeyler tıkarken telefonuma mesaj geldi, sabahın 8 inde.
Uyandın mı uyuyan maymun. Evin önündeyim beraber gidecez okula, hadi. -Barkın.
Ağzıma bir peynir atarak masadan kalktım ve annemi yanağından öptüm. Çantamı sırtıma alıp evin önüne çıktım, Barkın beni bekliyordu. Kolunu omzuma attı ve sokak boyu yürümeye başladık, ah, işkence başlıyordu. Herkes aşk acısını bıraktı sana sövüyor, bence otur biraz daha düşün Meb, diye aklımdan geçirdim.
****
Okula ulaştığımızda bahçe kalabalıktı, okula yeni gelen 9 lardan kimisi velisiyle beraberdi. Herkese Ay em 11. sınıf, bitches, bakışı atarken Barkın'ın biriyle konuştuğunu gördüm.
Aa ne tesadüf, Rüzgar ve Burcu çifti.
Onlara zorla sarıldıktan sonra sınıfa gitmeye başladık, Barkın ve Rüzgar bizi kendi sınıflarımıza bıraktılar ve onlar da kendi sınıflarına gittiler. Bir sıra bulup oturur oturmaz kulaklığımı çıkardım. Başımı sıraya koyup düşündüm, Barkın, Rüzgar, Burcu ve bir iki sevdiğim sınıf arkadaşım daha olmasa bu okulu sevmem için sebep kalmazdı ve sanırım burayı yakardım. Sınıfa girenleri izlemekden sıkıldıkdan sonra, Burcuya haber vermeden sınıftan çıkarak koridora çıktım. Düz ve uzun korüdorda yürürken yanımda geçen kaslı çocuklarıda kesmeyi ihmal etmiyordum. Bir kaç adımdan sonra bahçeye çıkarak bir banka oturdum ve etrafıma gözlerimi çevirdim. Yeni yakışıklılar...
Kaslı çetesi gözüme çarptığında kıkırdadım. Onlara bu ismi ben ve Burcu takmıştık. Hepsi birbirinden yakışıklılardı ve hepsi kaslıydı. Ah tanrım!
Kaslı çetesi; kötü çocuklardı. İçlerinden Kaanda beni seviyordu, tam iki senedir. Bizim Barkın ve Rüzgar'ın arası bu çeteyle iyi değil. Neden bilmiyorum.
''Çarpılcan kızım.'' Diyen Burcunun sesiyle, kaslı çetesinde takılı kalan gözlerimi çekerek Burcuya diktim. Burcuda yavaş hareketlerle bankın ucuna oturdu.
''Ya tamam, belki namaz kılmıyoruz, oruç tutmuyoruz, zekat vermiyoruz, hacca gitmiyoruz, yakışıklı kaslı çocukları kesiyoz...'' derin nefes aldım ve ''Lan olum, biz yanacağız.'' deyip gözlerimi Burcuya diktim. Hakketten ha, biz yanacağız.
''Ya kızım, şu kaslı çetesinde olan Burak çok çirkin değilmi?'' Diyen Burcuya bön bön baktım. Burakdan bahsediyorduk. Taş olandan, seksi olandan.
''Burcu geçmiş olsun.'' deyip bakışlarımı üzerinde gezdirdim. ''Biyerinde bir şey varmı?'' diye sorup suratına baktım. Burcu anlamaz bakışlarla bana bakarken, ''Az evvel gözümen düştünde.'' diye devam ettim ve ardından yüzümü buruşturdum. Burcu omzuma geçirerek ''Ya bende dinliyorum salak gibi.'' deyip yanımdan kalktı ve okulun kapısından girdi. Geçen bir kaç dakikadan sonra Barkın yanıma gelerek, elini omzuma attı. Barkında bu kadar yakın olmasa bana çok yalnız kalırdım herhalde.
''Barkın.'' diye yakınıp başımı göğsüne yasladım. ''Bazen o kadar yalnız hissediyorum ki, uyuşana kadar sol elimin üzerine oturuyorum. Ve sonra sağ elimi tutup, başkasıyla el ele tutuşuyormuş gibi yapıyorum.'' diyip yapmacıkdan burnumu çektim. Barkın bana dönerek elimi avuçlarına aldı ve gözlerime baktı. Sıcak gözleri, gözlerimi delip geçiyordu adeta. Gözlerinde gördüğüm derin duygular içimde kelebeklerin hayal çekmesine izin veriyordu. Saçmalıyordum! Barkına karşı birşey hissedemezdim ki, o benim kardeşim gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Hislerim
MizahDört yakın çocukluk arkadaşı. Gizlenen aşklar. Karşılıksız sevgiler. Oyunlar, kötülükler. Eğlenceler, en mutlu anlar. Yaşamak ve ölüm arasındaki o ince çizgiler. Bu dört yakın arkadaş, gençliklerinin en güzel zamanlarında bütün bu duyguları tattılar...