Bölüm: 15
Multimediadaki Kaan.
Bu sabah, evet bu sabah, her zaman olduğu gibi uyanıp sövmemiştim. Veya okul yolunda donmamıştım, normalin aksine öğleden sonraya kadar uyumuştum. Tuhaf olan; annemin beni uyandırmamış olmasıydı. Ve stres verici gerçek ise şuydu: Okulu kaçırmıştım. Açıkcaıs bu pek umurumda değildi ama çalmayan alarmıma söverek yataktan kalktım. Telefonum zaten hep sessizde olurdu. Ekrana baktığımda 12 cevapsız aramanın olduğunu gördüm. Rüzgar ve Burcu'dandı. Bir de Kaan.. Beni hep aradığını varsayarsak bu sıradışı bir şey değildi. Ama Barkın aramamıştı, merak bile etmiyordu beni. Bu üzücü gerçekle hazır olmadığım bir şekilde yüzleştim.
Tekrar alarma söverek banyoya girdim. Şu Dünya'da en acıdığım şey alarmlar oluyordu. Çalsa kabahat, çalmasa kabahat. Bana benziyordu, kader arkadaşım işte..
Dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktım ve esneyerek evin tüm odalarında gezinmeye başladım. Anlaşılan kimse evde yoktu. Can büyük ihtimalle okuldaydı. Peki ya annem? Bu fazlasıyla tuhaftı. Bu kadar derin uyumam daha bir tuhaftı.
Aceleyle üzerime bir şeyler giyinip evden çıktım. Bizimkiler şu an muhtemelen dersteydi, teneffüs saatine Burcu'yu arayıp haber vermeliydim. Ama önce neler olduğunu benim öğrenmem gerekiyordu. Annemin samimi olduğu komşularımızın evini tek tek arasam da yoktu. Bütün bir mahalleyi dolaştım, en son kendimi Barkın'ın evinin önünde buldum. Eve şöyle bir baktım, napıyorsun sen Miray? Çocuk zaten okulda. Kapının önündeki merdivenlere oturup soluklanmaya başladım. Kapişonlumun cebinden telefonumu çıkarıp Burcu'nun numarasını tuşladığım anda önünde oturduğum apartmanın içinden bir çığlık sesi duydum, içeri fırlamam bir oldu. Barkın'ın evinden geliyordu. Ne oluyor lan? Barkın sen bir kıza bir şey mi yapıyorsun yoksa.. Yok canım. Yok artık. Kapının önünde durup dikkat kesildim. Bir dakika.. Bu..
Annemin sesi! Aralık olan kapıdan hızla içeri girdiğimde karşımda önlüklü annemi bulmam bir oldu. Bir örümcek yüzünden mi bu kadar çığlık atıyordu yani? Ah, evet doğru. Annemin en büyük fobisiydi örümcekler.
"Anne sakin ol, senin burda ne işin var? Neler oluyor la?" Elimde hızlıca ağzımı kapattım. Annemle hiç böyle konuşmazdım ama ani panikle ağzımdan kaçmıştı. "La değil, ya demek istedim. Ya. Anlat şimdi."
"Kızım salak mısın? Sabah seni uyandırmaya çalıştım ama uyanmadın. Mümkün değil, hatta bir an öldüğünü düşündüm tövbe tövbe. İşte Barkın'ın ailesi iş seyahatinde ya, çocuk 1 haftadır yalnız. Ailesi de bize emanet etti. Evine geldim, çocuğun evini pislik götürüyor. Yemek yaptım ortalığı topladım, çocuk okula gidip geliyor yazık bir de bunlarla uğraşmasın. İyi ki bana yedek anahtarını vermiş."
Olanları idrak edemedim, hayır mümkün değildi. Beynime bir şeyler olmuştu. Allah'ım yoksa ben cidden öldüm mü? Barkın anneme anahtarını vermişti ve haberim yoktu. İkincisi, annem Barkın'ı ne de çok düşünüyordu öyle?
"Anne kalk eve gidek bu ne ya. Beynim yandı yeminle. Ben niye o kadar derin uyudum hem?" Annem yanıma yaklaşıp yüzümü ellerinin arasına aldı. "Valla ben de bilmiyorum kızım, ya depresyondasın ya da seni doğururken bir hata yapmışım ben." Al işte. Belki de benim annemin sevme şekli buydu, her seferinde didişsek de hiçbir zaman ciddi olmamıştık. İlk başta pis pis bakıp gözlerimi devirdim, ardından ona sımsıkı sarıldım. Barkın'ın evinden çıkması için onu ikna edene kadar da cidden canım çıkmıştı.
***
O gün okula gitmemiştim ve tüm gün evde yan gelip yatmıştım. Ha birde My Mad Fat Diary'inin bölümlerini baştan izlemiştim. Ve artık ex aşkım olarak Archie'yi ilan ediyorum.
Karanlığın basması üzerine kendimi yatağa attım ve uyumaya çalıştım, daha erkendi farkındaydım ama yapacak bir şey yoktu açıkcası. Ne Barkın, ne Rüzgar, ne de Burcu aramıştı. Hiç mi merak etmediler? Belki kaçırıldım, belki organ mafyası tarafından fidye karşılığı kaçırıldım!
Yatağın içinde dönerek sırüstü uzandım ve tavana diktim bakışlarımı. ''Ee, anlat bakalım, sen neler yaptın?'' diyerek cevap vermesini bekledim. Allahım kafayı yemiştim!
''Sende cevap verme zaten, ben kimim ki! Miray kim ki?'' diye atarlanıp yatakdan bir hışımla kalktım ve salona indim. Her zamanki yerine kurulmuş Cana bakarak pis pis sırıttım ve sinsi planlar kurmaya başladım. Annemin kaza geçirdiği hakkındaki yalan şeyin intikamını alacaktım!
***
Alarmımın çalmasıyla yatakdan kalkarak telefondan saate baktım. Saat gecenin beşiydi ve ben bu saatte uyanmıştım, bu saatte uyanmamın tek nedeni Can'a hazırladığım intikam şakası içindi, belki kalp krizinden giderde kurtulurduk...
Çalışma masamın üzerinde duran yüz boyalarını alarak aynanın karşısına geçtim ve ilk olarak kaşlarımı birleştirdim ardından yüzümü beyaza boyarayarak kıkırdadım. Son olarak dudaklarımıda siyaha boyadım ve yüzüme bir kaç kan gibi gözüken veya yara gibi gözükmesi için çizikler attım.
Biri bu saatte beni uyandırsaydı bu şekilde, sanırım kalp krizinden cidden giderdim. Kendi kendime sırıtıp, yatmadan önce yüzüm gözükecek şekilde makasla kestiğim beyaz çarsafı üzerime geçirerek derin bir nefes aldım. Ve odamdan çıkarak karşıdaki kapının ardından olan Can için üç gülfü bir elhem okudum.
Yatağın içinde camış gibi uyuyan Cana bakıp gözlerimi devirdim. Ve kulağına yaklaşarak, sesimi kalınlaştırarak ''Uyan.'' diye fısıldadım. ''Uyan,'' deyip n leri uzatım. ''Uyan ın ın ın.'' deyip suratına baktım. Derin iç çekişinin ardından birkaç kez yatakda döndü ve horlamaya başladı. Allahım sabır ver.
''Uyaaaaan lan.'' diye gürleyerek Can'ın yüzüne gelen tükürüklerime baktım. Can gözlerini hızla açarak suratıma baktı ve bir kaç saniyenin ardından çığlık atıp, komidininin üzerinde duran çerçeveyi ard arda kafama geçirdi. Canım yanmasını umursamayarak daha deminki Can'ın o haline bir kahkaha attım. Kahkahalarım ardından ''Can,'' diyerek derin nefes aldım ve kahkahamı durdurmak için elimi karnıma götürdüm. ''Lan olum dur lan, benim Miray.'' diyerek kafama yediğim çerçeveyi Canın elinden alarak arkaya fırlattım. Arkaya fırlatmamla annemin acı dolu çığlığı kulaklarımı doldurdum. ''Siktir.'' diye kendi kendime geveleyerek o halimle anneme dönüp tatlı tatlı sırıttım. Annem bir kaç saniye Can gibi aval aval suratıma baktıkdan sonra çığlığı bastı.
''Anne benim Miray.'' deyip üzerimdeki beyaz örtüyü çıkarıp kahkaha attım. Bunu bir ara Barkınada yapmalıyım, onun o halini delicesine merak ediyorum.
''Miraaaay!'' diye gürleyeren anneme baktım. ''Ya anne, Cana şaka yapmak içindi.'' deyip masum bir şekilde sırıttım. ''Cezalısın!'' deyip suratıma baktı. ''Ne! Ne cezası Allah aşkına!'' diye yakınıp yerde tepindim. ''Yarın okuldaki etüte kalacaksın.'' deyip benim gibi sırıttı. Etütmü? Şu sadece 9. sınıfların gittiği etütemi? Asla!
''Çok komiksin anneciğim.'' diyerek alayla güldüm. Ciddi olamazdı değilmi? ''Gayet ciddiyim, şimdi odana.'' deyip odamın kapısını gösterdi. ''Am-'' Lafımı tamamlayamadan annemin kulaklarımı dolduran tiz sesiyle odama doğru yavaş adımlar attım.
Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. Bol bol yorum atın dsfsdfds.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Hislerim
HumorDört yakın çocukluk arkadaşı. Gizlenen aşklar. Karşılıksız sevgiler. Oyunlar, kötülükler. Eğlenceler, en mutlu anlar. Yaşamak ve ölüm arasındaki o ince çizgiler. Bu dört yakın arkadaş, gençliklerinin en güzel zamanlarında bütün bu duyguları tattılar...