Multimedia'daki şarkıyı dinleyebilirsiniz.
Ayrıca Multimedia'da Barkın var..
Bölüm 23:
Büyük bir neşe ve enerjiyle yataktan çıkıp, banyoya daldım. Normal rutinlerimden sonra yüzüme hafif bir makyaj yaptım ve odama geri döndüm. Kot pantolonum, Barkın'ın çok önceden bana hediye etmiş olduğu kazağımı giydim. Üzerime siyah ceketimi giyip aynada kendime bakıp sırıttım. Koskocaman bir valizle birlikte odamdan inip annemin yanağından öptüm. "Okul gezisi işte anne, sen beni merak etme." Annem içtenlikle sırıttı. Ona yalan söylemiş olmanın verdiği vicdan azabıyla, zor da olsa ben de gülümsedim. Barkın ile baş başa tatil yapacağımı öğrenseydi, gerçekten düşünemiyorum!
Telefonumu kontrol ettim, annemi bir kez daha öpüp evden çıktım. Barkın duvara yaslanmış beni bekliyordu. Siyah pantolonu, kot gömleği ve başına taktığı beresi ile harika görünüyordu. Beni görünce yüzüne sıcak bir gülümseme yayıldı. Birbirimize bir kaç saniye sarıldıktan sonra kokusu beni yeniden büyüledi. "Hadi gidelim bezelye kafalı." Barkın başıyla karşıda duran siyah bir arabayı gösterdi. "Bugün bu arabayı bir arkadaşımdan aldım, iki günlüğüne bizimdir. Hadi gidelim." dedi elindeki anahtarı sallarken. Gülümsedim. "Senin ehliyetin var mıydı ya?" Arabaya doğru yürürken sordum.
"İdare edebilirim" diyip göz kırptı. Arabaya bindiğimizde camımı açıp kolumu kenarına yasladım. Şehirden yavaş yavaş uzaklaşırken Barkın güneş gözlüklerini taktı. Hava soğuk olsa da, göz kamaştırıcı güneş vardı. Barkın dikkatle arabayı sürerken bana tekrar baktı. "Şu camı sonuna kadar niye açtın maymun? Yüzüme çarpan rüzgar yüzünden felç olacağım şimdi. Oram buram yamulacak.." Gülerek camı yarısına kadar kapadım. "Aman o güzel yüzüne bir şey olmasın." Dedim alay edercesine. "Asıl bana bir şey olursa ben ne yaparım? Sen ne yaparsın?" dedim gülerek.
"Ben seni her türlü severim" Barkın alayla karışık bir sevimlilikle son cümlesini kurdu. Bir süre ona öylece baktıktan sonra verecek cevap bulamadım. "Yani bu halinle bile seviyorsam her türlü severim." Dedi büyük bir sinsilikle. Omzuna vurdum, "Anlaşılan sana artık bezelye kafalı demek yetmiyor, daha iyi bir şey bulmam lazım!"
***
"Of Barkın cidden öküzsün. İnsan yardım eder." Valizimi güç bela evin içine koyduktan sonra sinirle ona baktım. "Banane kızım, o kadar şey doldurmasaydın içine, alt tarafı 2 günlüğüne geldik." Omzumu silktim. "Acıktım ben."
"Başka bir şey söylemeni beklemezdim zaten, bu yüzden hemen hazırlayalım. Gel.." dedi elimden tutup beni mutfağa çekiştirirken. "Sana kendi ellerimle mangal yapacağım. Sen de salatayı hazırla." Güneş yavaş yavaş batıyordu, ağzım iyice sulanmıştı. "Tamam, sen malzemeleri getir."
"Buzdolabında her şey var." Buzdolabının kapağını açıp tüm malzemeleri çıkardı. Ellerimi yıkadıktan sonra salatayı yapmaya koyuldum. Barkın ise mangalı yakmıştı. Salatayı bitirdikten sonra yanına gelip yardım etmeye başladım. "Barkın ne kadar beceriksizsin ya." Barkın, mangalı tam yakamadığı gibi etleri de erken koymuştu. Benim de yardımlarımdan sonra sonunda pişirmeye başlamıştık. Yaklaşık 15 dakika geçtiğinde yemekler hazırdı. Masaya oturduk.
"Yemekten sonra etrafı gezelim mi?" Dedi ağzına bir parça domates atarken.
"Saçmalama Barkın, akşam oldu."
"Seni ayıların önüne atıp geleceğim canım, sorun yok bana bir şey olmaz." Gözlerimi devirip çatalımı koluna geçirmeye çalıştım. "Aa Barkın bak salataya bezelye koymuştum." Salatadaki bezelyelerden birini çatalıma batırıp ona gösterdim. "Sana tanıdık geliyor mu? Hani senin beyninin büyüklüğü. Tipi de aynı sen." Bezelyeyi ağzıma attım ve zaferle ona baktım. Barkın'ı izlediğimde o da çatalına bir salatalık batırıyordu. Salatalıkları boydan boya, ince ve uzun bir şekilde kesmiştim. "Bu sofrada bir maymun yok, yani senin haricinde yok. Ama bu salatalık var ya hani"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Hislerim
HumorDört yakın çocukluk arkadaşı. Gizlenen aşklar. Karşılıksız sevgiler. Oyunlar, kötülükler. Eğlenceler, en mutlu anlar. Yaşamak ve ölüm arasındaki o ince çizgiler. Bu dört yakın arkadaş, gençliklerinin en güzel zamanlarında bütün bu duyguları tattılar...