Şarkıyı bağırarak söylerken yataktan aşağı zıpladım. 36 saattir uyumamıştım, bunun 18 saatini dışarıda dolanarak, eşya seçerek ve dekorasyonu nasıl yapacağımı düşünerek geçirmiştim ve şimdi içimde kalan son yüzde beşlik şarj böyle şeyler yaptırıyordu bana. Pilimin tamamen bitmesi ve ölü gibi uyumak için yalvaracak duruma gelmiştim.Başka bir cümleyi bağırdığım sırada kapım çalındı. Müziğin sesini kısıp kapıya doğru koşturdum. Muhtemelen yan odalarda kalanlardan biri rahatsız olmuş, müziği kapamamı söylemek için kapıma dayanmıştı.
Kapının kolunu çevirip açmaya başlamıştım ki Demir'in sesini duydum. "Ne yapıyorsun böyle? Kafayı mı yedin? Müziğin sesi lobiden geliy... Vay, herkese kapıyı böyle mi açıyorsun?" dedi içeri davetsiz bir şekilde girerken. Yazlık pijamalarıma baktım. Askılı bir tişört ve şorttan başka bir şey değildi. Herkes bunlardan giymiyor muydu? Hava sıcaktı.
"Giysilerimde hiç bir şey yok," dedim.
"Aynen, hiç bir şey yok. Neden uyumuyorsun?" dedi ve gidip yatağımın üzerine otururken bağdaş kurdu. Yüzümü buruşturdum. "Ayakkabılarınla yatağımda oturmandan hoşlanmıyorum şu an."
"Derin." dedi ciddi bir sesle. "Hiç kendin gibi davranmıyorsun. Ne oldu sana? Gözlerinin altı mosmor."
"Bak, eğer elinde uyku hapı ya da zehirli bir iğne falan yoksa boşuna konuşuyorsun şu an. Ben bir duvarım. Tuğla ve çimento. Uyumayan bir duvar." Bir an gülecek gibi oldu. Dudağının kenarı kararsızlıkla aşağı yukarı oynarken gözlerini kısıp beni inceledi.
"Bir sarhoş gibi davranıyorsun ama sarhoş da değilsin. Belki kafein manyağı olmuş olabilirsin ama." dedi parmağını bana sallayarak. Dudaklarını birbirine bastırıp etrafa baktı. "Bak ne diyeceğim, gidip güzel bir duş al. Sıcak bir duş diyecektim ama hava zaten sıcak. Ben de sana bir şeyler ayarlayayım, sonra da seni uyutalım." Karşısında bir çocuk varmış gibi konuşuyordu çünkü muhtemelen tam bir çocuk gibi davranıyordum. Başımı usulca sallayıp otelin minik banyosuna girdim.
Aynaya bakınca gözlerim doldu. Gerçekten de oldukça yorgun ve bitkin görünüyordum. Öyle hissediyordum da, ama neden uyuyamıyordum? Soyunup duşa kabine girdim ve suyu soğuğa yakın bir şekilde ayarladım. Kaslarımın gevşemesine yetmişti.
Üzerime biraz öncekinden daha usturuplu bir pijama giydikten sonra banyodan çıktım ve olduğum yerde kalakaldım. Demir ışıkları kapatmış, bir kaç tane mum yakmıştı ve odada yavaş bir müzik çalıyordu. Benim saçlarımdan ise su damlıyordu. Ayrıca, bu mumlar nereden çıkmıştı?Yavaş adımlarla yanıma gelip, "Mumlar otelden," dedi aklımı okumuşcasına. Bir rüyada gibiymişim gibi hissediyordum.
Elimi tutup parmaklarını yavaşça kolumun üzerinde gezdirdi. Tüylerim diken diken olurken gözlerimi kapatıp yutkundum. Karşı koyamıyormuş gibi hissediyordum.
Parmakları belimde durduğunda bakışlarını eğip gözlerime baktı sonra beni kendine çekti ve yavaşça sallanmaya başladık.
"Give me reasons we should be complete, You should be with him, I can't compete." (Medya)
"Hiç bir şey istemiyorum Derin," dedi kısık sesle. Müzik o kadar güzeldi ki kendimi boşlukta süzülüyormuş gibi hissediyordum. "Sadece şu an seni kollarımda tutmama izin ver."
Demir'in kollarının arasına kayarken odadaki mumlar yumuşak ve titrek bir şekilde duvarlara yansıyordu. Şarkının ritmi duyularımı köreltirken, geçmişimizdeki o derin duyguları aklımın bir köşesine itmeme ve şimdiki anı takdir etmeme yardımcı oldu. Demir çenesini ıslak saçlarımın çevrelediği kafama dayadı ve kokumu içine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Hayalet II: Sessizlik (Tamamlandı)
General Fiction18.04.2019 Bazen konuşamazsın. Derin, yaşadığı şanssızlıklardan sonra kendine son bir defa huzurlu bir yaşam kurmaya çabalamaktadır. Evine gelmeye başlayan mektuplar bütün huzurunu kaçırana kadar bir süre bunu başardığını düşünecektir. İki Hayalet...