ELA!!!

28 7 18
                                    

Defne: Senin burada ne işin var lan?!

Ayla: Ne yüzle geldiniz? Derdiniz sadece yavşamak. Başka bir b*k yaptığınız yok!

Defne: Seni gebertirim duydun mu beni? Git buradan.

Ayla: Bana bak bir daha seni bizim yanımızda görursem bu kadar kibar olmam ona göre!

Damla: Sizin gibi sürtüklerle işimiz yok.

Defne: Aynayı kaldır gözünün önünden, öyle konuşalım.

Aleyna: Sen kime laf soktuğunu zannediyorsun be?

Dedi ve Defne'yi ittirdi.

Defne: Yapma! Diye resmen tısladı.

Aleyna: Yaparsam ne olur!? Hı?

Defne iyice yaklaşan Aleyna'ya kafa attı.

Defne: Bu olur! Dedi ve arkasını dönüp erkeklerin yanına doğru ilerlerken Damla onu tutup kendine çevirdi ve yumruk attı.

Ela: Defne mi o? Kavga ediyorlar. Bensiz mi?!

Utku: Ne oluyor ya? :D

Ela koşarak Defne'nin yanına gitti ve Damla'ya bir yumruk çaktı.

Aleyna: Sen ne yapıyorsun be?!

Dedi ve Ela'yı omuzlarından tutup ittirdi. Ela bir anda masanın kenarına kafasını çarptı. Ve olduğu gibi bayıldı.

Defne: Sen bittin kızım! Dedi ve Aleyna'nın üstüne çıkıp yumruklamaya başladı. Ayla zaten Damla'yı halletmişti. Ela'nın başının kanadığını yeni fatkettiler.

Utku: Ela? Ela uyan bebeğim. Ela iyi misin? Aç gözlerini güzelim.

Doğan: Doktor yok mu?!

Hemşire: Buyrun ben yard-...

Doğan: Doktor yok mu dedim?

Hemşire: Asaf hocam. Gelir misiniz?

Doktor(Asaf hoca): Sedye getirin. Başını oynatmadan kaldırın.

Utku: Hep benim yüzümden onun canı yanıyor. Ben böyle ne yapacağım?

Deniz: Merak etme iyi olacaktır. Ela güçlüdür.

Defne: Evet, güçlüdür benim kardeşim...

...

Doktor: Siz yakınları mısınız?

Utku: Evet, o iyi mi?

Doktor: Durumu gayet iyi. Endişelenmenizi gerektirecek bjr şey yok. :)

Utku: Çok şükür. Ne zaman görebiliriz onu?

Doktor: Bir yarım saat sonra uyanır. O zaman girebilirsiniz.

Doğan: Teşekkür ederiz.

Doktor: Rica ederim. Görevimi yaptım. ?

Defne: Oh çok şükür.

Doğan: Yarım saat sabredeceksina artık Utku.

Utku: O yarım saat şimdi ekmek sırası gibi geçmeyecek. Dila3426

...

Yarım saat sonra...

Hepimiz birlikte odaya girdik. Ela telefonunu kurcalıyordu. Bir fotoğrafa bakıyordu sanırım. Eliyle büyültmeye çalışıyor. Acaba kimin fotoğrafı? Her neyse.

Utku: Prensesim?

Ela: Aa siz mi geldiniz?

Birden telefonu kapatıp yanında ki komodinin üstüne koydu.

Utku: Neye bakıyordun?

Ela: Hiiç hiçbir şey.

Utku: Emin misin?

Ela: Hayır. Ya hem sanane?

Utku: Hıh ben kimim ki zaten.

Ela: Ya ne alakası var? Özel bir şey olamaz mı?

Utku: Aramızda sır olsun istemiyorum. Sen benimsin, benim sevgilimsin, benim belamsın...

Utku bir anda telefonu eline alır.

Ela: Bırakır mısın telefonumu? Utkuu.

Utku: Sen, benim fotoğrafıma mı bakıyordun? Elaa, neden söylemedin ki?

Ela: Ya ver şu telefonu. 😳

Utku: Neden söylemedin ki? Bunda utanılacak ne var?

Ela: Ya utanmak değil de ne bileyim suratına böyle seni fotoğrafına bakıyorum diyemem.

Utku: Yaa öyle mi?

Ela: Öyle. Hahhaah :D

...

Ela: Ahh başıım!

Doğan: Bir şey mi oldu?

Defne: Ela iyi misin?

Ela: Of çok ağrıyor.

Utku: Sakin ol. Biraz fazla güldük.

Ayla: Yastığını düzelteyim mi?

Ela: Bana çocuk muşum gibi davranmayın.

Utku: Bi salın ya sevgilimi. Hahhahah

******

😘😘😘😘😘😘😘

Patenci Gençlik Yolda...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin