Ertesi gün okulda...
Defne: Lan kalksanıza be. Kapıda bekliyorum ben.
Ela: Of tamam be.
Ayla: Geldiim.
Defne: Hadi geç kalacağız.
Ela: Ben gelmeyeceğim.
Defne: Kalk lan.
Ela: Ya git ben onu görmek istemiyorum!
Ayla: Ela kalk okul bu okul.
Ela: Tamam siz gidin ben gelirim.
Defne: Hee bende seni tek bırakırım zaten evde.
Ela: Offf.
Okula gelirler.
Utku: Ela konuşabilir miyiz?
Ela: Hayır. Dedi ve yoluna devam etti.
Birden kolumu tutan elle refleks olarak arkama döndüm. Utku'ya bakıyordum, gözlerime yalvarırcasına ve masumca bakıyordu. Ama o... O beni aldattı.
Ela: Bırak beni!
Utku: Sana seni asla bırakmacağımı söylemiştim.
Kolumu daha çok sıktı. Başımı öne eğdim ve,
Ela: Canımı yakıyorsun. Bırak!
Utku: Özür dilerim.
Ela: Özür dilemeni gerektirecek şeyler yapma!
Utku: Beni dinlesen benden özür dileyeceksin.
Ela: Özür dilemek hiçbir işe yaramaz.
Dedim ve sınıfa gidip yerime oturdum.
Utku: Ela iyi misin?
Ela: Mümkünse ders dışında konuşmayalım, olur mu?
Utku: P-peki. (İçinden) Ben senin o güzel gülüşün olmadan nasıl yaşayacağım. Keşke kıskandırmaya çalışmasaydık, her şeyi bok ettik.
Ela...
Derse girdiğimizden beri Doğan ile notlaşıyor. Acaba ne konuşuyorlar. Defne'ne benim gibi Doğan ile konuşmuyordu.
Doğan: Ela, bir şey sorabilir miyim?
Ela: Efendim?
Doğan: Şu soru nasıl?
Ela: Defne'ye niye sormuyorsun?
Doğan: Sordum, o anlatmıyor.
Ela: Bak şöyle...
...
Ela: Anladın mı şimdi?
Doğan: Tamam sağol.
Utku soruyu biliyordu ama yine de Ela'ya sordu.
Utku: Bana da anlatır mısın?
Ela: Doğan'a anlattım, o anlatsın.
Doğan: Ben anlatamam gitmem lazım. Dedi giderken de arkadan Utku onun eline çak bi beşlik yaptı ve Doğan'da göz kırptı.
Ela: Offf bak şöyle işte.
Utku soru yerine Ela'ya bakıyordu.
Teneffüs...
Ela: Bana değil kitaba bakacaksın.
Utku Ela'yı sınıfın ortasında öptü.
Ela: Beni bir daha sakın öpme!
Utku: Ela, beni bir kez olsun dinle? Sadece dinle, affet demiyorum ki?
Ela dayanamadı ve,
Ela: Tamam konuş.
Utku: Burada değil, gel benimle.
Ela: Tamam ama elimi bırak.
Utku: Hadi gel.
...
Okulun arka bahçesine geçeceğimizi düşümüyordum ama okuldan çıkmıştık.
Ela: Nereye gidiyoruz?
Utku: Soru sorma bebeğim.
Ela: Bana bebeğim deme.
Utku yalnızca göz devirdi.
Utku: Şu yaşadıklarımız arasında takıldığın şey sana bebeğim demem mi? :D
Ela: Evet.
Bir ormana gelmiştik, ormanın ortasında bir yol vardı, yolun tepesinde pemde çiçekler vardı. Burası çok güzeldi ama yanımda ki vasıfsız olmasa daha iyi olacak. 😒
Utku: Beğendin mi?
Ela: Evet, de niye buraya getirdin beni?
Utku: Bu anın özel olmasını istedim güzelim...
Dedi ve Ela'nın dudağına küçük bir öpücük kondurdu. Küçük ama etkili bir öpücüktü.
Ela: Utku, bana yakınlaşma. Hem aldatıyorsun sonra da gelip beni öpüyorsun! Kim bilur benden sonra kaç kızı daha öptün! Beni oyuncak gibi kullanmanı istemiyorum. Bu yüzden benden uzak dur.
Utku: Ela, ben seni aldatmadım. Ve senden sonra de hiçbir kızı öpmedim. Sen varken neden gerelsiz kızları öpeyim? Beni bir kez olsun dinle. Hayatımda hiçbir kıza böyle bağlanmadım...
Ela: Tamam dinliyorum, lütfen geçerli bir bahane olsun... Lütfen.
Utku: Bak, o gün sizi gördük. Biz erkek erkeğe takılacaktık. Sonra siz geldiniz. Doğan dedi ki kızları kıskandıralım mı dedi. İlk başta hayır dedik hepimiz ama sonra Doğan bizim eski arkadaşlarımız olan kızları çağırdı. Onlar bizim çok yakın arkadaşımız. Ayrıca onlarında sevgilileri var. Onlar ile aramızda hiçbir şey olamaz.
Ela: Neden kızın omzuna kolunu attın?
Utku: Buna mı takıldın cidden?
Ela: Her neyse boş ver. Unutalım olur mu bunu?
Utku: Elbette... Seni çok özlemişim.
Ela: Bende..
Dedi ve sımsıkı sarıldılar...
******
😘😘😘😘😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patenci Gençlik Yolda...
Ficção AdolescenteBirbirini gönülden seven üç dost ve yaşadıkları güzel maceralar...onları kimse ayıramaz.Çünkü aralarında bir bağ var.Bu bağ ne mi? Gözleri gibi baktıkları patenleri.Hayat onlar için üç şeyden oluşuyordu,aileleri,arkadaşları ve patenleri... Onların h...