KEŞKE...

35 10 8
                                    

Defne: Ela, bir şey mi oldu?

Utku: Bu akşam gideceğim, erkene almış uçağı.

Doğan: Hass*ktir ya.

Ela: Bavulunu almaya mı gideceğiz?

Utku: Evet sonra da hava alanına. Of.

Ela: O zaman biz ikimiz gidelim bavulu almaya, Doğanlarda Aylaları almaya gitsinler.

Doğan: Tamam burada buluşalım.

Utku: Tamam.

...

Ela: Bitti mi şimdi? Bu kadar mıydık biz? (Derken gözünden bir damla yaş aktı, ve başı öne doğru eğikti.)

Utku: Bitmedi, hiç bir şey bitmedi güzelim.

Dedim ve elimle yüzünü bana çevirdim. Gözlerime öyle bir bakıyordu ki sanki bağıra bağıra gitme diyordu. Eğer öyle dese daha az acıtırdı kalbimi. Gözleri iyice yeşil olmuştu gözleri dolunca. Parlıyordu gözleri. Ama bu sefer mutluluktan değil. Onu üzmekten nefret ediyorum. Ve kahretsin ki benim yüzümden üzülüyor.

Ela: Gidelim mi?

Utku: Hadi...

Gidene kadar ikimizde konuşmadık. Sadece hırslı bir şekilde sürüyorduk.

Kapının önüne gelirler...

Ela: Açsana kapıyı neyi bekliyoruz.

Utku: Bu eve son kez birlikte giriyoruz sanırım ha?

Ela: Maalesef.

Kapıyı açtım. Patenlerimizi çıkartmadan girdik içeri. Kapıyı açtığımızda salon hemen karşımızda kalıyordu. Ela salonda ki üçlü koltuğa geçti ve başını öne eğip öylece durdu.

Ela: Bu evde çok anımız var. Hiçbirini unutmayacağım.

Utku: Onları unutulmaz yapan sensin.

Dedim, yanına oturdum ve elimi beline koyup ikimizi de koltuğa yasladım. Aynı anda birbirimize baktık. Diğer elimi de ani bir şekilde beline koydum ve çok sert bir şekilde öpmeye başladım. Ben uzun zaman sonra ilk defa böyle öpmüştüm Ela'yı. Ve sanırım uzun bir süre daha öpemeyeceğim. Elleri bir anda boynuma dolandı başını geri çekti ve omzuma yasladı. Kokusunu içime çektim. Gözlerimi kapattım, onunda gözlerini kapattığına eminim ve ikimizde uzun bir şekilde sarıldık. Yavaşça bıraktım onu. Ve elini tuttum. İkimizde kalktık ve bavulun olduğu yere doğru ilerledik. İçinde bir sürü fotoğraf vardı. Ela bir tanesini eline aldı. Önce fotoğrafa sonra da bana baktı. Bende ona bakıyordum. Beklemediğim bir anda sarıldı bana. İlk başta duraksadım sonra bende sarıldım.

Ela: Sanırım artık gitmemiz gerek?

Utku: Evet, bizi bekliyorlardır gidelim hadi.

Ela: Bu şey ne? (Eline küçük bir kız çocuğunun fotoğrafını almıştı.)

Utku: O... Ela o benim kardeşim. Sana söylemiştim, babam onu öldürdü.

Ela: Özür dilerim Utku.

Utku: Önemli değil, boş ver. Dedim ve göz kırptım.

...

Ayla: Gidiyor musun cidden?

Utku: Keşke şaka yapsam. Keşke...

Deniz: Kardeşim. Dedi ve sarıldık.

Doğan: Taksiler geldi. Ben kızlarla gideyim mi?

Utku: Ela bizle gelsin.

Doğan: Tamam siz bilirsiniz.

Bir taksiye Ela, ben ve Deniz bindik. Diğer taksiye de Doğan, Ayla ve Defne bindiler. Deniz önde biz Ela ile arkadaydık.

Doğan...

Kaç yıllık kankam, kardeşim, dostum gidiyor. Ela o gittikten sonra mahvolacak... Takside ben önde, kızlarda arkada oturuyordu. Hava alanına gelmemize yarım saat kalmıştı. Ayla uyumuştu. Defne müzik dinliyordu. Bende taksici abiyle konuşuyordum. Defne müzikten dolayı bizi duymuyordu

Taksici: Hangisi sevgilin yakışıklı?

Doğan: Kıvırcık saçlı olan.

Taksici: Atarlı sanırım?

Doğan: Hemde ne atarlı. :D Nereden anladın abi?

Taksici: Yılların tecrübesi evlat.

Ben sadece gülümsedim. Aynada Defne ile göz göze geldiğimizde ona göz kırptım, o da gülümsedi ve pencereye geri döndü. Taksici abi bizi gördü ve tebessüm etti.

Deniz anlatıyor...

Ela Utku'nun omzunda uyuya kalmıştı. Utku'da çenesini Ela'nın başına yaslamıştı ve o da uyuyordu. Çok tatlı duruyorlardı fotoğraflarını çektim.

Taksici: Sevgililer dimi?

Deniz: Evet.

Taksici: Hava alanında ne yapacaksınız?

Deniz (Utku'yu göstererek): O gidiyor. Yurt dışına.

Taksici: Kız?

Deniz: O kalacak. Onları hiçbir şey ayırmazdı. Ama...

Taksici: Gitmek zorunda mı?

Deniz: Annesi orada, yanına çağırdı.

Utku ve Ela yavaşça uyanırlar.

Deniz: Çifte kumrular da uyanmış. ;D

*******

😘😘😘😘😘😘

Patenci Gençlik Yolda...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin