BURAK
Nehir söylediklerimle iyice afallamıştı ve bu hali daha çok sırıtmama neden olmuştu çûnkû küçük bir çocuk gibi duruyor affalladığında.
Evime gelmeyi beklemiyordu sanırım ama başka nereye götûrebilirdim ki? Metin piçinin evine götûrecek halim yoktu ya. En güvenli yer burası. Zaten o adamı bizimkiler öldûrmûştû. Cihan' ı da hallettik mi içim rahatlayabilirdi. Yani inşallah. Bu Cihan eğer düşündüğüm kişiyse bu iş hlç kolay olmayacaktı.
Arabadan yavaşça indikten sonra inmesi için Nehir' in kapısını açarken zoraki gûlûmsemeye çalıştım. Nehir hâlâ tuhaf tuhaf bana bakıyordu.
- Sabaha kadar orada mı kalmayı düşünüyorsun?
Nehir aklındaki dûşûncelerden kurtulmak için kafasını lkl yana salladıktan sonra arabadan yavaşça indiğinde sendeleyip dûşecek gibi olduğunda koluna girmek zorunda kaldım. Yorulmuş olmalıydı, bu kadar hız ve aksiyon ona fazlaydı sonuçta.
Yavaş olmasına özen gösterdiğim adımlarla eve girdikten sonra hemen büyük salona yönelip beyaz kanepelerime oturduğumda tabi oda benimle bir oturmuş oldu.
Yüzünü ellerimin arasına alıp o şişliğe dikkatlice bakmaya başladım. Tabi Nehir' in göz yaşları durmamıştı ama bu normaldi. O şişliğe baktıkça içimin acıdığını hissettim. Resmen acıyı kendim de yaşıyordum. Ben ona bakmaya kıyamazken it herifin yaptıklarını hâlâ aklım almıyor.
Onun canı yandığında o acıyı bende kendi bedenimde hissediyorum, hatta daha fazlasını... Sevmek böyleydi işte, sevdiğinin saçının teline kıyamazdın ama ben onu koruyamamıştım.
NEHİR
Aman tanrım! Burak' ın evinde ne işim olduğunu hâlâ daha çözememiş olsam da şimdilik benim için en gûvenll yerin burası olduğunun da farkındaydım.
Burak' ın elini şişliğe götûtmesiyle ister istemez bir inilti ağzımdan kaçtığında arkasından gelen hıçkırığa da engel olamamıştım. . O da acıdığını fark etmiş gibi hızlıca elini çektikten sonra benim meraklı bakışlarım arasında koltuktan kalkıp gözden kayboldugunda bende fırsattan yararlanarak olduğum odayı incelemeye başladım.
Oldukça büyük ve beyaz bir odaydı. Renkll çiçekler ve canlı renkteki aksesuarlar odaya hoş bir hava katmıştı. Şömine ve etrafındaki bir kaç renkli yastık ise harika görûnûyordu. Zevkli bir insandı sanırım.
Bir kaç dakika anca geçmişti ki elinde ki kremlerle ve pizzayla Burak kapıda görûndûğûnde ben de bakışlarımı odada gezdirmeyi bırakarak ona yöneltmlştim. Ne ara pizza sipariş ettigini dûşûnmeden de edememiştim. Yanıma oturup pizzayı da orta sehpaya koyduktan sonra kremi yavaşça şişliğe sûrmeye başladığında canımın acısından gözlerimi istemsizce kapatmak zorunda kalmıştım. Bir kaç kez inlesemde krem iyi geliyordu.
- Biraz canını acıtabilir ama sonrasında rahatlarsın. Bir şeyler yemelisin ayrıca.
Sesi kulaklarımı doldurduğunda şişliktekl ağrının azalması haklı olduğunu da göstermişti. Kremi sûrdûkten sonra oraya büyük bir yara bandı yapışırdı, mikrop kapmasın diye sanırım.
Hâlâ durmadan ağladığımı fark ettim ama ne yapayım elimde değildi. Yemek konusunda haklıydı. Acıkmıştım ama iştahım yoktu fakat bitkin dûşmemek için azcık yemeye kendimi zorladım. En azından ölmeyecek kadar yemiştim.
BURAK
Şimdi ise koltukta Nehir' in başı benim göğûsûmde oturuyorduk.
Ağlamasını yatıştırmak için saçını okşuyor ve arada " tamam geçti artık, ben yanındayım" tarzında şeyler söylûyordum ama hiç biri fayda etmiyordu.
Kokusunu içime çekiyor olmamda bana ayrı bir huzur veriyordu. 1 yıldır hayalini kurduğum anı sonunda yaşıyordum ama keşke Nehir bunları yaşamamış olsaydı, ben biraz daha beklemeye de razıydım.
Nehir bir anda kafasını çekip doğrulduğunda bu hareketi beni şaşırtmıştı doğrusu. Yüzünû dikkatle incelemeye başladımgımda incelemem yine anlamsızlıkla sonuçlandı.
+ Burak kardeşlerim hâlâ o evde.
Sesinden akan korku ve endişe banada yansırken yûzûndekl o korku ifadesine sebep olan herkesi bir bir öldürmek istedim.
- Hayır o evde değiller. Nerede olduklarını bilmiyoruz ama bizimkiler arıyorlar.
Bu söylediklerim onu daha çok korkutmuştu ama doğruyu söylemek zorundaydım.
+ Burak yarın nişan vardı. Bizi elbet bulacaklar.
Ağlamaktan cılız çıkan sesi tekrar kulaklarımı doldurduğunda haklı olmasına lanet ettim. Bizi bulacaklarından şûphem yoktu ve kesin bir çözüm bulmalıydım. Her ne kadar şuan aklımda bir fikir olmasada onu rahatlatmak istedim.
- Bir yolunu bulurum ben, merak etme.
Gözleri kapanmak ûzreyken onu omuzlarından tutarak hafifçe kendimden uzaklaştırdıktan sonra yûrûmesine yardım ederek üst katta ki misafir odasına götûrdûm.
Ranza yataklı, büyük gardırop, küçük bir banyo, küçük bir makyaj masası, balkon vardı ve açık renkler hakimdi. Misafir için dolapta pijama da vardı. Nehir' in odayı sûzen bakışlarından beğenmiş olduğunu anladığımda istemsizce dudaklarım iki yana kıvrılmıştı. Ağlaması durdu denecek kadar azalmıştı. Bugün fazlasıyla yorulmuştu ve bu yüzden dinlenmesi için odadan çıktım.
----------
Selaaaam. Biraz sıkıcı bir bölûmdû ama ileri ki bölûmlerde heyecan ve aksiypn devam edecek.
Sizce Cihan Nehir' i bulabilecek mi?
Burak' ın çözümü ne olacak. Sizce Cihan kim ve neden Nehir' i istiyor?
Sizce kitabım nasıl?Tahminlerinizi ve fikirlerinizi yoruma yazarsanız çok mutlu olurum.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Saglıcaklı kalın....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )
General FictionNehir'in çok gûzel olan hayatı bir anda karanlıklaşır, bir daha tamamen aydınlanmamak üzere. Herşey bitti derken karşısına çıkan Burak zaten bir anda karanlıklaşan hayatı sadece küçük bir ışık, umut açarak geri kalan kısmı dahada karanlık hâle ge...