BURAK
İnsan bu kadar zor ve çaresiz bir durumda kalabilir mi?
Çaresizliğim beni tûketirken aklım almıyordu.
Onu seviyordum ve sevgim ona zarar veriyordu ama onu bırakmam da yine zarar veriyordu.
Elimin kolumun bağlı olması artık sinirlerimi zapt edemememe neden oluyordu.
Sevmek neden bu kadar ıstıraplıydı? Hayat neden bizi birbirimizle sınıyordu? Aklım almıyordu işte ve ne yapacağımı artık gerçekten şaşırmıştım.
Artık onu nasıl koruyabileceğimi bilmiyordum ve bu beni yiyip bitiriyordu. Artık peşinde daha çok düşman vardı ve benim yûzûmden olması ise ölûmden beterdi. Ona bir şey olursa nasıl yaşarım, nasıl ederim cidden bilmiyordum.
Sinirden yerimde köpûrûrken sonunda dayanamayarak odamdaki aynaya bir yumruk geçirdiğimde ayaklarımın altında tuzla buz olan ayna parçalarına kısa bir sûre baktıktan sonra hıncımı alamayarak elimdeki kanları umursamadan bir yumruk daha attım ama yetmiyordu işte.
Bir daha...
Bir daha...
Bir daha...Kolumda hissettiğim ellerle sonunda aynaya yumruk atmayı bıraktığımda ancak o zaman elimdeki acıyı da hissedebilmiştim.
Bakışlarım ellerime kaydığında ise iki narin elin içindeki oluk oluk kan akan ellerimli gördûğûmde ellerimi çekmek istesemde Nehir izin vermemişti.
Kirli kanım onun beyaz tenini kirletirken yine de sesimi çıkarmayıp pansuman yapmasına izin verdim.
Ben bu kadar sinirllyken ve onun için korkarken onun bu kadar rahat olması da tuhafıma kaçmıştı. Her ne kadar bir şey demek istemesemde sonunda merakıma yenik düşerek merakımı dile getirdiğimde sadece onun gözlerinin içine bakıyordum.
- Korkmuyor musun?
+ Korkuyorum ama kendim için değil korkum çünkü sen yanımdayken bana bir şey olmayacağını biliyorum. Benim asıl korkum benl korumaya çalışırken sana bir şey olması, eğer böyle bir şey olursa işte o zaman kendimi asla affedemem ve yaşayamam sevgilim.
Narin sesi kulaklarımı doldurduğunda ancak o zaman içinde ki acıyı fark edebllmiştim. Meğer o benden daha çok ızdırap çekiyormuşta benim haberim yokmuş. Bu aşk ikimiz için de fazla ızdıraplıydı.
Her ne olursa olsun, kim ne derse desin, kim ne dûşûnûrse dûşûnsûn benim vicdan azabı çekmeme engel değildi.
Onu kendi karanlığıma ve cehennemime çeken bendim. Onu sevmem bile suçken onu kendime bu kadar alıştırmam ve benim de ona bu kadar alışmam ise fazlasıyla yanlıştı. Daha öncede denediğlm gibi onu bırakmaya kalksam yine aynı sonucu alırım, ikimizde dayanamayız birbirimizin yokluğuna ve bu bize daha fazla acı vermekten başka hlç bir işe yaramaz.
Sonunda pansumanı bitirdiğinde zaten onun gözlerinin lçinden aytılmayan bakışlarımla bakışları buluşmuştu.
İkimizde sessizce birbirimizin gözlerinin içine bakarken aslında birbirimize çok şey anltıyorduk. Gözlerine bakarken içindeki acıyı ve hatta çektiği ızdırabı görebiliyordum. Ne de olsa gözler kalbin aynasıdır.
Öylece birbirimize bakarken duyduğumuz motor sesleriyle ikimizinde bakışları kapıya kayarken ben çoktan ayağa kalkmış ve belimden silahımı çıkarmıştım.
Nehir arkamdayken dış kapıya yöneldiğimde çatık kaşlarıyla, elinde silahıyla Çağrı' yı görmeyi beklemiyordum tabi ki.
İkimizde silahlarımızı kaldırmış tetikteyken birbirimizi fark ederek silahlarımız bellerimizdekl yerlerini bulurken iklmizde fazlasıyla tedirgindik.
Sonunda sessizlihği bozan o olmuştu.- Lan oğlum bu evin hali ne? Bir an size bir şey oldu diye ödûm koptu.
Çağrı çok nadir görülen bir şekilde oldukça ciddi konuşurken korkusu ve endişesi her halinden belliydi.
Omzuna hafifçe dostane bir şekilde vurduktan sonra " uzun hikaye " deyip Nehir' le birlikte salona yönelmiştik.
Zaten evin lçinde, koridorda olan Çağrı' da peşimizden geldiğinde bir şekilde dağınıklığın arasından koltuğa oturmayı başarabilmiştik.
- Ee sen neden gelmiştin?
Derin bir iç çekişten sonra hâlâ şaşırılacak derece de ciddi çıkan sesi kulaklarımı doldurduğunda Nehir" in elini tutmuş bir şekilde tüm dikkatimi ona vermiştim.
- Ya biliyorum geç oldu ama sana önemli bir şey söylemek için gelmiştim ki iyiki de gelmişim, telefonda olmazdı.
Kaşlarımı çatmış bir şekilde ona odaklandığımda iyice endişelenmeye başlamıştım.
- Efsun Cihan' ın instegram hesabıbından nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde telefon numarasını bulmuş ve her ne kadar sinyal takibi yapamamış olsa da bilgisayarını onun telefonuna bağlamayı başarmış. Yani anlayacağın tüm konuşmalarını ve mesajlaşmalarını görebiliyoruz ama ne yazık ki bunu hemen fark eden Cihan piçi hattını kapatmış. Asıl önemli olan elimizde sadecentek bir kişiye yazılmış tek bir mesaj olması. Senin şu Ufuk' a " Yakında ikimizde istediğimizi elde edeceğiz, hazırlıklı ol " yazmış.
Uzun ve ciddi konuşmasını dikkatli bir şekilde dinlediğimde artık ne yapacagimi gerçekten şaşırmıştım.
Neler olduğunu anlamadım diyemeyeceğlm çûnkû ikisinin de amacının farklı sebeplerden dolayı Nehir olduğunu biliyorum. Sanırım artık daha dikkatli ve tetikte olmalıyım.
Nehir' in elimi sıkmasıyla bakışlarım ona kaydığında yûzûndeki korku ifadesi dehşete dûşmeme neden olmuştu.
Tekrar Çağrı' ya döndûğûmde sakin kalabilmek için kendimi fazlasıyla zorluyordum.
- Bunların hepsi ne zaman oldu?
- Valla 15 dakika önce. Herşeyden haberim olur olmaz sana geldim, Efsun bir şeyler yapabilmek için uğraşıyor hâlâ.
Sorumun hemen ardından gelen cevabıyla artık kafayı yiyecektim. Nehir' e bir şey olmasınan deli gibi korkuyordum.
Hepimiz dûşûnceli bir şekilde otururken kulaklarımızı dolduran motor sesinin ardından camları tuzla buz eden silah sesi de kulaklarımızı doldurmuştu.
----------
SELAAAMMM. NASILSINIZ?
Biliyorum çok fazla aksiyon oluyor. Önceki bölûmde aksiyonlar bir şeyin daha ortaya çıkması lçindi ve bu bölûmde ki aksiyon biraz hûzûn ve acıklı olaylar içindi. Gelecek bolum epey acıklı olacak bence.
Bu arada okullar tatil olduğu için peş peşe bölüm geliyor. Belki bu tatilde yetiştirebilirsem finali bile yapabilirim, bilmiyorum. Finale kaç bölüm kaldığını da bilmiyorum ama merak etmeyin daha var.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Sağlıcaklı kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )
General FictionNehir'in çok gûzel olan hayatı bir anda karanlıklaşır, bir daha tamamen aydınlanmamak üzere. Herşey bitti derken karşısına çıkan Burak zaten bir anda karanlıklaşan hayatı sadece küçük bir ışık, umut açarak geri kalan kısmı dahada karanlık hâle ge...