33. BÖLÛM

388 31 4
                                    

BURAK

     Oturduğum rahatsız edici siyah derl koltukta Nehir' in bakışlarının esiriyken hafifçe doğruldum. Saatlerdir aynı pozisyonda kalmaktan her yerim uyumuş ve boynum tutulmuştu ama şuan da bunu umursayacak değildim.

Gece Nehir uyuduğunda rahatsız olmaması için kalkıp deri koltuğa oturmuş ve şimdiye kadar gözûmû bile kırpmamıştım. Uyumamış, tüm gece Nehir' in eşsiz gûzelliğini izlemiştim.

Saat 7.00' dı şimdi. Yarım saat önce Nehir' de uyanmış ve burada rahat olmadığımı anlayarak yanına çağırmıştı ama ısrarlarına rağmen onun rahat edebilmesi için kabul etmemiştim. Zaten birazdan çıkardık herhalde.

Nehir tüm gün burada böyle yatmaktan sıkılmıştı. Her ne kadar film falan izlemiş olsakda neye yarardı ki? İnsan küçücük hastane odasında daralmazmıydı?

Aramızda sessizlik hûkum sürerken ikimizde dûşûncelerimize dalmış bir vaziyetteydik, kapının açılmasıyla ikimizinde bakışları aynı anda kapıya yöneldi. Kapıda Tuna' yı görünce boynumun ağrısını umursamadan hızla oturduğum yerden kalkarak aceleci adımlarla yanına gittim, bu hızım boynumun daha çok ağrımasına neden olmuştu ama dediğim gibi umrumda değil. Hele şükür yani. Nihayet gidecektik, yani inşallah.

Tuna gece tam 3 kez gelip Nehir' i kontrol etmişti ve şimdiye kadar bir sorun olmamıştı, ateşi çıkmamıştı.

Tuna bana bir baş selamı verdikten sonra Nehir' e yöneldiğinde bende odadan çıkıp kapının önünde beklemeye başladım.

Ödûm kopuyordu Nehir" imin saçının teline zarar gelecek diye. Ona bir şey olsa tüm dünyayı yakıp yıkardım, zarar görmesine neden olanların hayatını cehenneme çevirirdim ve o kazayı yapmamıza neden olan kişiyi de bulup öldûrmekten beter edecektim, kendisini öldûrmem için yalvaracaktı bana.

Ben sinirle dûşûncelere dalmışken kapının açıldığını fark ettiğimde bakışkarım çoktan Tuna' yı bulmuştu bile. Yaslandığım duvardan uzaklaşarak yanına yaklaşıp bir açıklama yapmasını istedim.

Tuna benim bakışlarımdan her zaman ne demek istediğimi anlardı bu yûzden de fazla konuşmaz, bakışlarımızla konuşurduk.

Boğazını temizlediğinde açıklamaya başlayacağını anlayarak söyleyeceklerini dikkat kesildim.

- Gayet iyi. Hiçbir sorun yok, zaten gece de bir sorun çıkmamıştı. Siz toparlanın, ben taburcu işlemlerini hallederim.

Başımı sallayarak onay verdikten sonra yanından geçerken omzuna avucumun içiyle dostça vurduktan sonra kapıyı aralayarak odaya girdiğimde gözlerim hemen Nehir' i bulmuştu.

Yatakta oturmuş beni bekliyordu. Zaten özel klinik olduğu için kendi kıyafetleriyleydi ve ûstûnû değiştirme gibi bir derdi de yoktu. Bu da işin artı yönûydû çünkü ûzerini değiştirmeye çalışsaydı bacağı epey zorlardı onu.

Toparlandıktan sonra koluna girerek yûrûmesine yardımcı olmuş ve onu arabaya yönlendiriyordum. Bacağı alçıda olduğu için iki tane de yûrûmesine yardımcı olacak değenek vardı elinde, ayağı yere değmemeliydi. Benim arabam burada olmadığından Tuna' nın arabasıyla gidektik eve.

Arabaya vardığımızda şöför koltuğunun yanındaki koltuğa oturmasına için Nehir' e yardımcı olup bende şöför koltuğuna geçmiş ve yola koyulmuştuk.

______

Nihayet eve varabilmiştik. Benim için sıkıntı yoktu da Nehir o küçücük hastane odasında epey sıkılmış ve bunalmıştı.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin