42. BÖLÛM

316 27 2
                                    

BURAK

     Uzun zamandır holdinge uğramadığımdan tüm toplantılar birikmişti ve artık ertelemeye de gelmezdi.

Sabahtan beri tam 5 toplantıya girmiştim ve canım çıkmıştı ama girmem gereken 2 toplantı daha vardı.

Kapım çalınmadan bir anda açıldığında kaşlarım çatılsada bakışlarımı kapıya çevirdim. Defne' yi görmemle her ne kadar kaşlarım mûmkûnmûş gibi daha çok çatılsada meraklanmıştım da.

Sarışın, bakımlı ve güzel bir kız olsada benim kalbimde Nehir' den başkası yoktu. Lise son sınıfta falan bana aşıktı ama ben hiç bir zaman umursamadım ve şimdi buraya gelmesinde ki amacı anlayamıyorum.

- Burak. Uzun zamandır seni arıyorum ve nihayet buldum. Seni ne kadar çok özlediğimi bilemezsin.

Sesi kulaklarımı doldurduğunda şaşkınlığım artmıştı. Anlaşılan bu salak hâlâ aşıktı bana.

Oturduğum deri sandalyeden şaşkın bakışlrının arasında kalkarak ona doğru yaklaştım. Sinirime hakim olamıyorum şuan ve elimden yada ağzımdan bir kaza çıkmasından korkuyorum çünkü karşımda kl bir kızdı.

- Ne hakla gelirsin buraya.

Sesimi biraz yûkselttiğimde gözlerl dolmuştu ama umursamadım.

- Sadece seni özledim.

Kurduğu cümleler daha çok sinirlenmeme neden olurken aramızda bir adımlık mesafe kala durdum ama o, mesafeyi kapatarak burnumun dibine girdiğinde daha da çok sinirlendim.

- Defol buradan.

Sakin kalmaya çalışırken sıktığım dişlerimin arasından tıslar gibi konuştuğumda göz yaşları biraz daha çoğalmıştı.

Beklemediğim bir anda dudaklarıma yapıştığında bir kaç saniyelik afallmadan sonra kendime gelerek onu omuzlarından ittirdim.

- Çabuk git buradan.

Kûkrememle arkasını dönüp koşarak odadan çıktığında bende elimle dudağımı silerek tekrar masamın arkasındaki deri sandalyeme yöneldim. Yuh ya. Masanın üzerindeki peçetelerden alarak dudaklarımı koparırcasına silmeye başladım.

Bir dakikanın ardından kapım tıklatıldıktan sonra daha ben cevap vermeden kapı açıldığında kaşlarım çatıldı ama karşımda Ege' yi görmemle rahatladım.

- Sana bir dosyayı getirmek için gelmiştim ama az önce Nehir' le karşılaştık ve ağlıyordu. Seslendim ama beni umursamadan merdivenlere yöneldi. Neler oluyor?

Ne? Nehir' mi buradaydı ve ağlıyor muydu? Dûzelen kaşlarım tekrar çatıldığında hışımla sandalyeyi yere devirip ayağa kalktığımda Ege' de oturduğu tekli koltuktan kalkmıştı. Onu umursamayarak hızlı adımlarla kapıya yöneldiğimde arkamdan seslendiğini duydum.

- Sonra Ege.

Söyledlğini dinlemeden onu geçiştirdikten sonra odadan çıkarak asansörû umusamayıp merdivenlere yöneldim.

Kısa bir sürenin ardından zemin kata indiğimde Nehir' in nereye gittigini bilmediğimi fark ederek kotumun arka cebimden telefonumu çıkarıp Nehir' i aradım ama bir kaç kez çaldıktan sonra kapandığında kaşlarım daha çok çatıldı ve bir kaç küfür mırıldandım. Tekrar aramayı denedim ama değişen bir şey yoktu, açmıyordu. Delireceğim. Başına bir şey gelmiş olmasın?

- Burak.

Arkadan Ege' nin sesini duyduğumda ona döndüm. Yanıma geldiğinde konuşmaya devam etti.

- Tolgay' ı aradım şimdi. Sinyal takibinden BLACKBAR ' da olduğunu öğrendik.

Ne? BLACKBAR' mı? İstanbul' un en pis ve tehlikeli barlarından biri. İstanbul' da ne kadar sapık, pislik varsa hepsi orada.

----------

SEEELLAAAMMM.. Nasılsınız? Ya biliyorum çok kısa bir bölüm oldu ama kurgu için böyle olması gerekiyordu. Diğer bölüm daha uzun ve eğlenceli olacak. Sizce kitap nasıl gidiyor? Devamında neler olacak?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum... Sağlıcaklı kalın.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin