NEHİR
Bu yaşadıklarım hayatın bana bir oyunuydu resmen.
Bir günde kaldıramayacağım kadar çok şey öğrenmiştim, geçmişin sırları bir bir gün yüzüne çıkmıştı.
İnsan, kaldıramayacağım dediği ne kadar çok olay, sır olsada hepsini kaldırıyor işte. Kaldıramam dediğim çok şey oldu ama hâlâ daha hayattayım.
Şaşkınlık ve korku ruhumu ele geçirmişken Cihan' a dönûp kendimi tutamayarak " pislik " diye bağırmamla yanağımda bir sızı hissetmem bir olmuştu.
Her şey tamamdı da Cihan' ın benimle ne derdi olduğunu anlayamamıştım. Neden benim canımı yakıyordu ki? Ne istiyordu benden?
- Şimdi seninle ne derdim olduğunu düşünüyorsun değil mi? Aslında Burak' tan intikam alıyorum. O herşeyden çok sana değer veriyor. Onun canını yakmak imkansız ama sana bir şey olursa onun canı daha çok yanar.
Allahım bu adam benim dûşûncelerimi mi okuyor? Pis sesi odada yankılandığında kusma isteği tekrar beni ele geçirmişti. Adamın sesi bile midemi bulandırmaya yetiyor.
Cihan hâlâ silahını indirmemişken bana yaklaşarak saçıma asılması gözlerimden yaşların istemsizce akmasına ve ağzımdan bir inilti kaçmasına neden olmuştu. Mavilerim yeşilleri bulduğunda oradaki ızdırapı görmemek imkansızdı, acı çektiği belliydi.
O sırada odada yankılanan silah sesleriyle ben yerimde irkilirken Cihan arkama geçerek beni rehin almıştı. Gözlerlm tekrar Burak' ı bulduğunda bir kaç adamı vurduğunu görmûştûm. Adamların kafalarından akan kanlar ve ruhsuz bakan açık gözleri bana dehşet verirken öğûrneden edemedim.
Silah sesleri hâlâ odada, ve depoda yankılanırken bir sürü adam daha buraya akın etmeye başlamışlardı.
Korkmuş bir şekilde olayları izlerken ne tarafa bakacağımı şaşırmış, bakışlarım Burak ve kapıdan akın eden adamların arasında mekik dokuyordu.
Şuan kafama doğrultulan silah gram umrumda degildi, umrumda olan tek şey Burak' tı. Ya ona bir şey olursa? Ya vurulursa? Ben o zaman nasıl dayanırdım?
Bakışlarım kapıdayken sınırsızları görmemle az da olsa rahatlamıştım. Demekki çatışmayı başlatan onlardı.
Cihan' ın camdan atlayarak kaçtığını gördûğûmde ise ağzımdan bir küfür kaçmıştı. Bakışlarımı Burak' a çevirdiğimde onunda fark ettigini ve elinden bir şey gelmediğini anlamıştım.
Adamlar bir bir yere serilirken sonunda sessizliğin oluşmasıyla geriye adam kalmadığını anlamıştım. Bakışlarımı yerde ruhsuzca yatan adamlara değdirmemeye özen gösterek sadece aşık olduğum yeşillere odaklanmıştım.
Sonunda yeşiller mavilerimle buluştuğunda Burak silahını beline yerleştirerek bana yaklaşmaya başlamıştı. Ben pür dikkat onu izlerken o ise bakışlarını gözlerimden ayırmadan ipleri çözmeye başladı.
Sonunda iplerden kurtulduğumda önce morarmış bileklerimi ovmuş sonra ise benimde beklemediğim bir anda ayağa kalkarak kollarımı Burak' ın boynuna dolamıştım. Korkudan göz yaşlarım ardı ardına akarken Burak bir elinl belime dolamış, dlğer eliylede saçlarımı okşarken bir yandan da beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
Kan kokusu burnuma dolarak miğdemi bulandırmaya başladığında. Burak' tan ayrılmıştım. Bakışlarım istemsizce yerde gözleri açık kankar içinde yatan adamı bulduğunda duvar kenarına eğilerek daha fazla kendimi tutamamış ve kusmaya başlamıştım. Bir elimi miğdeme koymuşken diğer elimle de saçlarımı arkadan toplamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )
General FictionNehir'in çok gûzel olan hayatı bir anda karanlıklaşır, bir daha tamamen aydınlanmamak üzere. Herşey bitti derken karşısına çıkan Burak zaten bir anda karanlıklaşan hayatı sadece küçük bir ışık, umut açarak geri kalan kısmı dahada karanlık hâle ge...