30. BÖLÛM

393 31 3
                                    

BURAK

     Uyanmıştım ama göz kaplarım inatla açılmak istemiyordu çünkü uykum vardı.

Bir kolumu yana, Nehir' in yattığı tarafa uzattığımda kolum yatağa düşünce şaşkınlıkla aniden gözlerimi açmamla boş yastıkla bakışmam bir oldu.

Lavaboya falan gitmiştir herhalde diye dûşûnerek yatakta uzanıp beklemeye başladım ama aradan 5 dakika geçmesine rağmen gelmeyince endişelenerek yatakta doğruldum.

Ûzerimde dünkü kıyafetlerimin olmasıyla üst değiştirme derdimin olmamasına sevinerek ayaklarımı yataktan sallandırarak yavaşça kalkıp odanın banyosunun önüne giderek kapıyı bir kaç kez tıklattım ama ses gelmeyince adıyla ona seslendim fakat yine değişen bir şey olmayınca kapıyı yavaşca açtım ve beni koca bir boşluğun karşılamasıyla kaşlarım çatılmıştı bile. Hemen endişelenmemeye karar vererek odanın kapısına yöneldim, diğer odalara da bakmalıydım.

Yok, yoktu işte. Evde bakmadığım yer kalmamıştı ama yoktu. Terasa, bodrum katına her yere ama her yere baktım, yer yarıldı içine girdi resmen. Nerde bu kız? Habersiz de bir yere gitmezdi ki.

Odamda yatağa oturmuş, dirseklerimi bacaklarıma dayayarak başımı da ellerimin arasına almış nerede olabileceğini düşünüyordum.

Kafamı kaldırdığımda şifonyerin ûstûndeki not defterinin yanındaki koparılmış kağıdın dikkatimi çekmesiyle hemen uzanıp elime aldım kağıdı.

" Üzgünüm böyle olmasını istemezdim ama böyle olmalı. Elveda, hoşçakal. Herşey için teşekkürler "

Nehir'nin yazısını bildiğimden notu onun yazdığına emin olduğumda kağıdı elimde buruşturdum ve tüm gûcûmle duvara fırlatarak boğazım yırtılırcasına bir çığlık atıım ve şifonyerin ûzerlnde ne varsa yere savurup en sonda yumruğumu duvara geçirdim. Sinirden o kadar gözüm dönmûştûki kanayan parmak eklemlerimin acısunı bile hissetmiyordum. Bu kadar acı bile sinirimi dindirememişti. Odada elime ne geçerse duvara fırlatmaya başladım ve en son duvara peşi sıra bir kaç kez yumruğumu geçirdikten sonra bir şeyler yapmam gerektiğinin farkina vararak durdum ve cebimden telefonumu çıkararak aklıma ilk gelen kişiyi Tuna' yı aradım. Tabi ki ilk çalısta açtı.

+ Mekanda mı sın?

- Evet.

Bu iyiydi inşallah bizimkiler de yanındadır.

- Bizimkiler yanındaysa telefonu hapörlere al.

Kısa bir sessizlikten sonra Tuna' nın onaylayan mırıltılatı kulağımı doldurduğunda sözûme kaldığım yerden devam ettim.

+ Nehir yok, gitmiş. Bende birazdan orada olurum, siz aramaya başlayın.

Dedikten sonra cevap vermesine izin vermeden hızlıca telefonu kapatıp odadan çıkarak ceketiml bile almadan hızlıca evden çıkıp motoruma atladım ve mekanın yolunu tuttum.

Nehir' in yüzü gözûmûn önüne gelince daha fazla sinirlenmeye başlamıştım. Şuan nerede, nasıl ve ne yapıyor olduğunu bilmemek bana kafayı yedirtecekti. İnşallah başına bir şey gelmemiştir.

NEHİR

     Mezarlıktayım. Evet gerçekten de mezarlıktayım. Ailem öldûkten sonra ilk kez geliyorum buraya.

Evden çıktıktan sonra nereye gideceğimi bilememiş ve ayaklarım beni mezarlığa gtirmişti. Her ne kadar demir kapıdan içeri girmekte zorlansamda bir 5 dakika orada durduktan sonra cesaretimi toplayarak demir kapıyı iterek mezarlıktan içeri adımı atıp derin bir nefes alarak ilerlemeye başlamıştım.

Görevliden annem ve babamın mezarının yerini öğrenerek hızlı adımlarla onların yanına gitmiş ve saatlerce ağlayıp içimi dökmûş, dertleşmiş ve kardeşlerimi koruyamadığım için özür dilemiştim. Sanırım hayatımda en çok ağladığım anlardan biri de şuandı.

Ben evden çıkarken saat 16 falandı ve şuanda hava epey kararmıştı. Korkmuyorum desem yalan olur ama gidecek yerimde yok. Burak var sadece ama onun yanına da dönemem.

Soğuk mezar taşına elimi uzatmış iç çekişlerimin arasında annemin adının ûzerini okşuyordum ki omzuma birinin dokunmasıyla olduğum yerde sıçradım. Hızla arkama döndûğûmde bir çift şişmiş yeşil gözlerle olduğum yerde dondum kaldım. Nasıl bulmuştu beni? Oysa telefonumu bile yanıma almamışyım. Ah evet bulur çünkü o Burak, Sınırsız Burak.

Ona döndûğûmde ûzerimdeki şoku atlatmam için bana bir kaç dakika izin verdikten sonra öne atılıp sıkıca belime sarılmasıyla daha çok afalladım. Anlık bir tereddûtten sonra bende sarılmasına karşılık vererek kollarımı boynuna doladım. Özlemiştim onu. Portakal kokusunu derince içime çekerek huzuru buldum yine. Her ne kadar ondan uzak durma kararı almış olsam da onu görünce dayanamamıştım işte.

Benden biraz uzaklaştıktan sonrandudaklarından tek bir kelime dökûldû.

- Neden?

Cevap veremedim. Ne diyebilirdim ki zaten? Benim cevap vermediğimi görünce ûstelemedi ve ayağa kalkıp kolumdan nazikçe tutarak beni de kaldırdı ve yûzûmû inceledikten sonra.

- Hadi eve gidiyoruz. Ûşûmûşsûn zaten hasta olacaksın.

Dedikten sonra elimden tutarak yûrûmeye başladı ve bende ona uyup her ne kadar ondan uzak durmak istesemde başaramayıp arkasından yûrûdûm. İtiraz edecek gûcûm kalmamıştı çünkü.

Mezarlığın çıkışına geldiğimizde elimi bırakıp motoruna yöneldi ve eline iki kask alıp birini bana uzattıktan sonra ben kaskı takarken oda diğerini kendisi taktı. Arkasına oturarak sıkıca beline sarıldım. Ne o konuştu ne de ben. Ne konuşacak ne açıklama yapacak ne de onunla gitmemek için itiraz edecek ve direnecek gûcûm vardı.

Daha bir kaç dakika yol almıştık ki motor birden hızlanmaya ve tuhaf sesler çıkarmaya başladı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken motorun birden yan olarak devrilmesiyle ağzımdan tiz bir çığlık kaçtı.

Burak dûşûğû yerde hızlıca doğrulup hemen bana döndü.

- İyi misin?

Başımı aşağı yukarıya sallamakla yetinip bende dûştûğûm yerden dorğrulduğum sıra Burak' ın arkasında ki ne olduğunu karanlıktan anlayamadığım nesne ve bir kağıda bakışlarım takılı kaldı. Burak' ta benim bakışkarımı takip ederek baktığım yere baktığında kasktan dolayı göremesemde kaşlarının çatıldıgını emindim.

Yerdekileri eline aldıktan sonra o nesneyi incelemeye başladı.

- Kaza yapmamız için bu.

Diye mırıldandı. Kısık söylemesine rağmen yakınında olduğum için duyabilmiştim. Daha sonrasında ise o nesneyi bırakıp kağıda bakarak yazanları sesli bir şekilde okudumasıyla donakaldım.

- Bunlar daha başlangıç Burak Kaya. Hazır ol.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin