49. BÖLÛM

294 26 2
                                    

NEHİR

     Her ne kadar karanlığa itilmiş olsamda karanlıktan korkmuyordum, karanlığın ta kendisi olan adam bana karanlığı sevdirebilmişti.

Bir anda karanlığın içinde buluvermiştim kendimi ama sonunda o karanlığın içinde bir ışık, umut bulabilmiştim. Her ne kadar kendisi karanlığın ta kendisi olsa da hayatımda ki en büyük ışık, umut ve hediyeydi o bana.

Hatımdakl herkesin zarar görmesine neden oluyordum; annem ve babam benim yûzûmden ölmûşlerdi, her ne kadar mutlu olsalar da kardeşlerim benim yûzûmden tanımadıkları insanlarla yaşıyorlardı ve şimdi de Çağrı benim yûzûmden vurulmuştu.

Hayatımı şerit halinde rüyamda görmek bunları dûşûnmeme neden olmuştu. Beynim allak bullaktı ve herşey için kendimi suçlamaktan başka bir şey dûşûnemiyordum.

Uyanmıştım ama göz kapaklarımda kl ağırlık ve başımdaki şiddetli ağrı yüzünden gözlerimi tûm çabalarıma rağmen bir türlü açamıyordum.

Sonunda bilincim yavaş yavaş yerine gelmeye başladığında ise odada ki sessizlik beni huzursuz etmişti. Kendimi daha iyi hissettiğime emin olduğumda ise göz kapaklarımı yavaşça araladım.

Parlak ışık gözlerimi alırken bir kaç kere gözlerimi kırpmak zorunda kalmış sonrasında ise etrafımı incelemeye başlamıştım.

Bembeyaz olan odadan, yattığım sedyeden ve yanımdaki masada duran tıbbi malzemelerden hastanede olduğumu anlamam pek te uzun sûrmemişti.

Zihnimi zorlayarak son olanları hatırlamaya çalıştığımde ise Çağrı' nın yerde kanlar içinde ki görûntûsûnûn gözûmûn önüne gelmesiyle ve hemşirenin son sözlerlnin kulaklarımda çınlamasıyla sırtımdan aşağı geçen ûrpertiyle istemsizce titredim.

Bakışlarım kolumdaki seruma kaldığında ise hiç tereddüt etmeden serumu çekerek çıkardım. Her ne kadar biraz acısada umursamayarak yandaki masadan bir parça pamuk kopararak kanayan koluma bastırdım ve ayakkabılarımı terlik şeklinde ağıma geçirerek ayağa kalkıp odadan çıktım.

Ameliyathanenin olduğu koridora yakın bir yerde olduğumu anladığımda ise yönûmû direkt ameliyathaneye çevirdim.

Sonunda ameliyathanenin önünde bekleyen sınırsızları gördûğûmde ise ayak seslerimi önemsemeden hızlı adımlarla yanlrına ilerledim.

Geldiğimi ayak seslerimden anladıklarında ise hepsi bana dönmüşlerdi. Dikkatli bakışlarının esiriyken bir adım daha atacağım sıra başımın dönmesiyle sendelememle dûşmemem için Tuna' nın bir anda atılıp kolumdan tutması bir oldu.

- Nehir senin ne işin var burada? Tansiyonun çok dûşmûştû, dinlenmen lazımdı.

Umursamaz bir tavırla omuz silktiğimde ise pamuğu koluma biraz daha bastırdım. Tuna' nın bakışları koluma kaydığında ise pamuğu çekip koluma baktıktan sonra başını da olumsuzca iki yana sallamıştı.

- Ah Nehir ah. Serumu da çekip çıkarmışsın. Epey kanamış ve bayağı şişmiş. İltihap kapmadan önce pansuman yapmalıyız.

Umursamazca kolumu nazikçe tutan elinden kurtulup ameliyathanenin önüne ilerleyip duvara yaslanarak beklemeye başladım.

Burak duvarın dibine çökmûş otururken başını bir kere bile kaldırıp bana bakmamıştı. O zaten kendi içinde svas verirken benl dûşûnecek halinin olmamasını çok iyi anlıyordum çünkü benimde ondan pek farkım yoktu.

Omzuma dokunan el ile bakışlarımı Burak' tan cekip omzuma dokunan kişiye çevirdigimde ise Esin ve Sıla' yı görmemle şoke olmam bir olmuştu.

Esin yanıma oturarak boynuma sarıldığında Sıla' da diğer yanıma oturup başını omzuma koymuştu. Ben şok olmuş bir sekilde dona kalmışken Esin boynumdan ayrıldığında yûzlerini inceleme fırsatı bulabilmiştim.

İkisinin de ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözleri ise çok şey anlatırken yine de beynim de ki onlarca soruya engel olamadım. Esin' in sesi kulaklarımı doldurduğunda ise daha çok şaşırmama engel olamamıştım.

- Ben Çağrı' nın sevgilisiyim, Sıla ise kuzeni.

Bakışlarım sınırsızlara kaldığında ise yûzlerlnde ki ifadesizlikten bunu zaten biliyor olduklarını anlamamla daha çok affallamam bir olmuştu. Sanırım bunları tek bilmeyen bendim.

Ameliyathanenin kapısı açıldığında herkesten önce koşup çıkan doktorun yanına vardım. Doktorun söyleyeceklerini beklerken istemsizce yaşlar gözlerimden akmaya başlamıştı bile, doktorun yüz ifadesi pek iyi olmadığından pek iyi şeyler söylemeyeceğini de çoktan anlamıştım.

Lutfen korktuğum o kelimeyi söylemesin diye içimden dualar ederken doktorun kulaklarımı dolduran sesi ağlamamın biraz daha şiddetlenmesine neden olmuştu.

- Ameliyatta hastanın kalbi tam 3 kez durdu ama döndûrmeyi başardık. Hasta çok güçlü çıktı. Şimdi durumu kritik, hayati tehlikesi çok yûksek. Yoğun bakımda tutacağız sonrasına da uyandığında karar veririz ama uyanması mucize olur. Kurşun kalbini sıyormış, çıkardık ama kalbe ciddi zararlar vermiş. Duruma göre ileride kalp nakli gerekebilir ama şimdilik pek fazla bir şey söyleyemeyeceğim, herşey zamana ve hastanın yaşama isteğine kalmış. Herşeye hazırlıklı olun, geçmiş olsun.

KARANLIĞIN İÇİNDEN ( BİTTİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin