❄
Zaman tehlikeyi sırtlanarak tekerrür ettiğinde, önümde yalnızca iki seçenek kalmıştı.
Kaçmak ya da kalmak...
Aramızda en az dört metre vardı, kaçabilirdim. Geride bıraktığım Nicolas, Alice ve tanımadığım dört kişiyi düşünmek zorunda değildim. Bu ölüm kalım savaşından galip ayrılmak istiyorsam yalnızca kendimi düşünmeliydim.
Adımlarım tereddütle geri giderken, kızıl saçlı kadının Beki'ye ne kadar yakın olduğunu fark ettim. Benim kadar şanslı değildi zira kaçmaya yeltendiği an yakalanması olasıydı. Üstelik hiç biri tehlikenin farkında değildi. Bu, onları daha da savunmasız kılıyordu. Bakışlarım kampçı adamlara gitti; biri gençti, diğeri onun kadar genç sayılmazdı. Cüsseleri kıyaslanacak olursam, Beki ikisini de ortadan kaldırmakta güçlük çekmezdi. Nicolas, o güçlüydü. Fakat şu an ne kadar yorgun olduğunu biliyordum. Düşmanı silahsız olsa bir şansı olabilirdi ama ne yazık ki Beki'nin silahı vardı.
Kaçtığım an telaşlanacaklardı ve telâşları muhtemel ölüm doğuracaktı. Buna göze alabilir miydim?
Geriye bir adım daha atmadım.
"Senin, ne işin var burada?"
Beki havada olan kollarını yavaşça indirdi ve bize doğru yürümeye başladı. Nicolas'ın adımları da hareketlenirken, avucumu karnına bastırarak ona engel oldum.
"Sakin ol," diye fısıldadım başımı ondan tarafa eğerek. "Silahı var, kimsenin hayatını tehlikeye atamayız."
Telaşla yanımıza gelen Alice ağlamaya başladı. Nicolas onu kolunun altına çekti ve sakinleştirmeye çalıştı.
"Verdikleri tepkilerini yadırgamayın." Beki tam karşımda durdu, kampçılar hemen arkasında kalmıştı. "Yaşadığıma inanmıyorlar. Ah, ben de onları gördüğüme..."
Ne yapacağımı bilemez halde öylece dikilirken, birdenbire bana sarıldı. Bedenim saniyesinde kaskatı kesilmişti. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı, Nicolas ile Alice'in duyabileceği bir tonla konuştu.
"Yanlış bir hareketiniz hayatınıza mal olur," Kaşıyla arkasını işaret etti. "Onların da öyle."
Geri çekildiğinde elleri hala omzumdaydı. "Söylesene Pera, Ante de kurtuldu mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAK IŞIKLAR "Kanlı Ay"
FantasyPera, arkadaş grubuyla kış kampına katılırken, içinde tarifsiz bir huzursuzluk kol geziyordu. Avrupa'nın en yüksek dağı Mont Blanc'un karlı etekleri, kızıl granitleri, sivri buzulları ve göz alıcı zirvesiyle birlikte bir sürprizi daha vardı. Büyü...