4.BÖLÜM:"KARŞILAŞMA"

5.4K 325 276
                                    

Ders boyunca Lisa ve Jungkook'un heyecanlı hallerini çekmek zorunda kalmış, aynı zamanda da onların heyecanının beni ele geçirmesine engel olamamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ders boyunca Lisa ve Jungkook'un heyecanlı hallerini çekmek zorunda kalmış, aynı zamanda da onların heyecanının beni ele geçirmesine engel olamamıştım.

Okul bittiğinde Lisa'ya eve gideceğimi söylemiş, bunu söylememle de hevesle beni göndermişti. Normalde bize gel diye ısrar eden kız yapmıştı bunu. Bu durum şaşırmama neden olsa da umursamadan eve gittim.

Ertesi gün okulun önüne geldiğimde içimdeki heyecana anlam veremedim. Sadece bir öğretmen, Jennie. Ne oluyorsun Tanrı aşkına? Kendimi bildim bileli yeni kişilere alışmakta zorluk çekmiştim. Belki de heyecanım bundan kaynaklanıyordu. Üstüne bir de çok erken gelmiştim ve büyük ihtimalle sınıf kilitliydi.

Okuldan içeri girdim ve yavaş adımlarla girişte oturan kadının masasına ilerledim. Kadın başını bilgisayardan kaldırdı ve gözlüklerinin arkasından ilgisiz bir bakış attı. Yutkundum ve konuşmaya başladım. "Şey, ben biraz erken geldim de. Sınıfın anahtarını alabilir miyim?"

Kadın tekrar önündeki bilgisayara bakarken "Tabii, hangi sınıf?" diye sordu.

O an içimden lanet ettim. Gerçekten aptalın tekiydim. Bizim sınıf Bay Min'in izni olmadan açılmıyordu ve erken geldiğimi öğrenirse saçma sapan sorgulamaya başlayacaktı. Şimdi ne halt yiyecektim?

"Şey, 11B sınıfı. Ama Bay Min'e haber vermeseniz olur mu?" dedim utana sıkıla.

Kadının bakışları tekrar beni buldu, ancak arkadan yükselen kalın ve erkeksi ses konuşmasına mani oldu. "Küçük hanım benim öğrencim, bayan Park."

Kadın hemen ayağa kalkıp 90 derece eğilirken ben de arkamı dönmüştüm. Karşımdaki adam... Tanrım, bir öğretmen olamayacak kadar genç ve yakışıklıydı. Boyu uzundu. Siyah dalgalı saçları, siyaha yakın kahverengi gözleri, bir erkeğe ait olamayacak kadar güzel burnu ve kadınları kıskandıracak dudakları ile kusursuz görünüyordu. Üzerinde siyah kot pantolon ve sade beyaz tişört vardı. Buna rağmen ihtişamlı görünüyordu. Ellerini önünde birleştirmiş, ifadesiz bir yüzle bana bakıyordu.

"Ah, üzgünüm Bay Kim. Sizin için geldiğini söylemediğinden bilemedim."

Kadının böyle bir şey için özür dilemesi garip gelse de tavrımdan ödün vermedim. Adam "Beni takip et." diyerek ilerlemeye başladığında ikiletmeden peşinden gittim. Gergin bir şekilde zemini izleyerek yürürken adamın ne kadar zayıf olduğunu düşündüm. Çelimsiz değildi, ama zayıftı.

"Adın neydi?"

Aniden yöneltilen soruyla afallasam da fazla duraksamadan "Jennie." dedim. Bir şey söylemediğinde ben de adını sorsam mı diye düşünsem de vereceği tepkiden çekinmiştim. Biraz fazla mı sertti ne?

Bay Kim merdivenleri çıkmaya başlayınca tip tip baktım. Yaz tatilinde sınıflar tekrar düzenlenmişti ve adam yeni gelmesine rağmen her yeri biliyormuş gibi görünüyordu.

TEACHER'S KITTEN¹ • TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin