Lisa'ya öfkeli gözlerle bakıyordum. Eğer Chaeyoung haklıysa ve Yong Sun'la Jaehyun bize bir tuzak kurduysa, bildiğimizi bilmemeleri bizim için bir avantajdı. Lisa ise bunu mahvetmişti. Bu kız ne diye çenesini tutamıyordu ki? Moonbyul eninde sonunda Yong Sun'a anlatacaktı.
Kaşlarını çatan Moonbyul, "Neden bahsediyorsun?" diye sorduğunda Lisa istifini bozmadan "Gerçekten haberin yok muydu şimdi?" diye soruya soruyla cevap verdi. Moonbyul'un ciddi bir yüz ifadesiyle "Yo, yoktu." demesi ise beni tatmin etmişti. Yine de ona inanmakta güçlük çekiyordum. Moonbyul usta bir yalancıydı, kendisini melek gibi göstermekte üstüne yoktu. Bir kez daha yalanlarına kanmak istemiyordum. Ama ya doğruyu söylüyorsa?
Lisa bir süre durduktan sonra kafasını salladı. Sanırım Moonbyul'un cevabı onu da tatmin etmişti. Daha sonra kaşlarına çatarak "Ben Jennie'ye defalarca o adamla konuşmamasını söyledim, ama beni dinlemedi." demesi ise gözlerimi devirmeme neden oldu. Annem beni arkadaşlarına kötülüyormuş gibi hissetmiştim.
Moonbyul yüzüne çekingen bir gülümseme yerleştirerek "Hala inanamıyorum." diye mırıldandı. Ardından bakışları beni buldu. "O bir öğretmen. Böyle bir şeyi nasıl yapabilir?"
Neden herkes cevabını bilmediğim sorular soruyordu?
Omuzlarımı silktiğimde "Yani siz şimdi..." diyerek duraksadı. Bir sürü aynı çekingen gülümsemeyle yüzüme baktıktan sonra yüksek sesle "İnkar da etmiyorsun, Jennie." diyerek güldü. Ben de ister istemez gülümserken "Tamam, ediyorum." desem de "Artık çok geç." diyerek bana inanmadığını açıkca belli etmişti.
Bir süre daha oturduğumuzda konu değişmiş, Moonbyul Lisa'ya hoşlandığı çocuğun ihanetini anlatmaya başlamıştı. Ben ise daha önce bu hikayeyi dinlediğimden boş boş onları izliyordum.
Sonunda eve gitmek için hazırlanmaya başladığımızda ben ve Lisa, Moonbyul'u orda bırakarak sınıftan çıktık. Servise kadar sessizce yürüdük. Chaeyoung hala ortalıkta yoktu ve doğrusu, merak etmiyordum.
Servisin yanına vardığımızda Lisa ile sarıldık ve o kendi evine doğru yürümeye başladı. Okula yakın bir evde yaşadığı için servise binmiyordu.
Eve vardığımda içeride kimse olmamasının rahatlığıyla çantamı bir kenara atarak kendimi koltuğa bıraktım. Normal şartlarda odamdan çıkmamaya o kadar alışmıştım ki, evde kimse yokken bile diğer odalara geçmiyordum.
Mutfağa gidip kendime çay koyduğumda telefonuma bildirim gelmişti. Yoongi olma olasılığı içimde tedirginlik ve hafif bir heyecan yaratırken telefonumu elime aldım. Almamla da gözlerimi devirmem bir olmuştu. Mesaj Park Jimin'dendi. Her seferinde önce nasıl olduğumu soruyor, ardından cevap vermemi bile beklemeden Chaeyoung'la ilgili bir şeyler soruyordu ve bu oldukca sinir bozucuydu.
parkchim: Jennie
parkchim: Naber?
parkchim: Chaeyoung'un sevgilisi var mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER'S KITTEN¹ • Taennie
FanfictionHiç ummadığımız kişiler birden bire hayatımızın merkezine yerleşir. Ve ben, hayatımın merkezine yerleştirdiğim adamla bir başkasının duyguları arasında sıkışıp kalmış, yolumu bulamamıştım. Yolumu bulmaya çalışırken yine o adam bana ışık olmayı başar...