Donmuştum. Bay Min değer verdiğim bir insandı, öğretmenden öteydi benim için. Bu yüzden yanlış bir şey yapıp aramızı bozmaktan çekiniyor, kaşlarım çatık bir şekilde suratını izliyordum.
Aynı anda son dersin bittiğini bildiren zil bahçede yankılandığında hızla geri çekildim. Bay Min'in eli bir an havada kalsa da yanına indirdi. Öğrencilerin sesleri gelmeye başlamıştı ve benim bir öğretmenle bu durumda olmam başıma büyük dert açabilirdi.
"Şey... Ben..." diyerek konuşmaya çalıştım ama yüzüme kilitlenmiş bakışları bocalamama neden oluyordu. "Lisa gelir birazdan, gitsem iyi olacak. İyi günler." dedim ve yüzüne bakmadan hızlıca eğilip selam vererek uzaklaştım. Dönüp bakmak için çırpınıyordum ama arkamdan bakıyorsa bu sefer kesin elim ayağıma dolaşır ve kendimi rezil ederdim.
Okulun kapısının önünde dursam da dışarı çıkanlara dikkat edemiyordum. Aklım hala az önce olanlardaydı. Böyle giderse ben Lisa'yı değil, Lisa beni bulmak zorunda kalacaktı.
Gözümün önünde bir el sallandığında irkilerek elin sahibine baktım. Bay Kim tüm ihtişamıyla karşımdaydı. Hafif eğilerek selam verdiğimde "Ne yapıyorsun burada?" diye sordu. Sesinde hiç bir duygu yoktu. Soğuk herifin teki olduğunu düşünmeden edemiyordum.
"Ben arkadaşımı bekliyordum." dediğimde "Derslere girmedin ama arkadaşını almaya geldin?" diyerek sözümü kestiğinde biraz çekinmiştim. Tanrı aşkına, neden bu kadar ciddi ve soğuktu? Biraz gülümsese olmaz mıydı?
Sessiz kalmaya devam ettiğimde kafasını hafif öne eğip kaşlarını kaldırarak cevap beklediğini belli etti. Elimi boynuma atıp gözlerimi kaçırarak "Önemli bir işimiz vardı. Ailevi bir mesele." dedim. Yüzü aniden endişeli bir ifade alırken "Sen iyi misin? Bir şey yaptılar mı?" diye sorularını sıralamaya başladı. Normalde bu haline gülümserdim ama kafam o kadar karışıktı ki şu an. O yüzden elimi boynumdan indirip "Hayır." demekle yetindim. Kaşlarını çatarak "İyi görünmüyorsun ama." dediğinde insanları çok iyi okuduğunu düşündüm. Ne yaparsam yapayım gözünden kaçmıyordu hiçbir şey.
"Sadece kafam çok karışık şu sıra. Gördüğünüz gibi fiziksel bir yaram yok." diyerek kollarımı iki yana açtım. Gözlerini suratımdan ayırmazken kafasını salladı ve "Yarın derste görüşürüz o zaman." dedi. Kafamı sallayarak onu onayladım ve yanımdan geçişini izledim.
"Bay Min! Geliyor musunuz?"
Bay Min adını duyduğumda kasılan bedenimi hayranı olduğum o kalın ve erkeksi ses bile rahatlatmamıştı. Bildiğim kadarıyla Taehyung ve Bay Min komşuydu, yani bazen eve birlikte gidiyorlardı. Taehyung başka bir okulda da çalıştığı için bazı günler bizim liseden erken ayrılması gerekiyordu ve bu gibi durumlarda Bay Min eve yalnız dönüyordu. Ayrıca yakın arkadaş olmalarına rağmen okul sınırları içerisinde bir birlerine adlarıyla hitap etmiyorlardı.
Ben yolun ortasında dikilmiş bunları düşünürken omzuma gelen darbeyle inledim. Bu kadar ağır bir elin sahibi Lisa'dan başkası olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER'S KITTEN¹ • Taennie
FanfictionHiç ummadığımız kişiler birden bire hayatımızın merkezine yerleşir. Ve ben, hayatımın merkezine yerleştirdiğim adamla bir başkasının duyguları arasında sıkışıp kalmış, yolumu bulamamıştım. Yolumu bulmaya çalışırken yine o adam bana ışık olmayı başar...