Taehyung kıpırdamadı, hiç bir şey söylemedi. Öylece hayalkırıklığı yüklenmiş gözlerle önündeki manzarayı izledi. Jisoo'nun dudaklarına yapışmış Seokjin, ondan ayrıldığında kısa bir an benimle göz göze geldi. Ancak bu bakışma uzun sürmemiş, Taehyung görmeden Seokjin'in gözleri Jisoo'ya dönmüştü.
Taehyung'un bileğimi kavrayan parmakları yavaşca çözüldü ve elim boşluğa düştü. Şaşkın ve hayalkırıklığı ile harmanlanmış yüz ifadesine çok geçmeden öfke hakim oldu. Dişlerini sıkarken yumrukları düğümlenmişti. Çıkacak herhangi bir olaydan korkarak çekingen adımlarla Taehyung'un hizasına geldim ve ona dönerek yumruk haline gelmiş elini tüy kadar hafif bir tutuşla kavradım. Önündeki ikiliye odaklanmış bakışları ellerimize düştü, ardından gözlerime odaklandı. "Lütfen sakin olun." diye fısıldadığımda beni umursamadan sertçe elini çekti ve onlara doğru yürümeye başladı. Bir an ne yapacağımı bilemez halde arkasından baksam da hemen hareketlenerek onu takip ettim.
Taehyung giderek yaklaştığında Seokjin'in bakışları onu bulmuştu. Jisoo da sevgilisinin baktığı yere bakmak için arkasını döndüğünde gözleri şaşkınlıkla açıldı. Hızla Taehyung'un önüne atılarak kollarından tuttu ve, "Taehyug, lütfen konuşalım. Beni bir dinle." dedi yalvarırcasına. Taehyung'un bakışları bir an bile Seokjin'den çekilmezken Seokjin soğukkanlı bir şekilde ona bakıyordu. Sanki az önce karısıyla öpüştüğü adam karşısında değildi.
Taehyung bir an bile Jisoo'ya bakmadan onu kenara ittirdi ve Seokjin'e yürüyerek yumruğunu suratına geçirdi. Seokjin darbenin etkisiyle yere düştüğünde Jisoo ve benim çığlıklarım bir birine karışmıştı. Elleriyle şokla açılmış ağzını kapatan Jisoo'nun bir şey yapmayacağını anladığımda öne atıldım. Seokjin'in üstüne eğilerek yumruklarını suratına geçiren Taehyung'un yanında durduğumda beni umursamadan işine devam etti. Bir kez daha yumruk atmak için elini kaldırdığında hızla kolundan tuttum. Alev saçan gözleriyle nefes nefese bana baktığında yutkundum. "Efendim, lütfen sakin olun. Bu şekilde çözemezsiniz."
Taehyung'un hızlı nefesleri yavaşlarken eli gevşedi. Gözlerimi gözlerinden çekmeden ona bakmaya devam ettiğimde yere yığılması ikinci bir çığlık atmama neden oldu. Taehyung'un dikkatinin dağılmasını fırsat bilen Seokjin üstünlüğü ele almıştı. Taehyung'un güzel yüzünün yumrukların etkisiyle kana bulandığını gördüğümde kalbim sıkıştı. Seokjin'i kollarından tutarak kaldırmaya çalışırken bir yandan da "Jin, rahat bırak onu!" diye bağırıyordum. Ancak böyle bir cüssesi olan adamı hareketlendirmek mümkünsüz bir şeydi. Aklıma gelen fikirle bir iki adım geriledim ve, "Eğer hemen onu bırakmazsan polisi ararım!" diye bağırdım. Seokjin duraksarken arkasını dönerek bana baktı. Ciddi ifademi koruyarak gözlerinin içine baktığımda Taehyung'un üstünden kalktı. Yanımdan geçecekken kulağıma eğilerek "Senin için yaptığım bunca şeyden sonra bu adamın tarafını tuttun ya. Artık nasıl bir dost olduğunu gördüm." dedi ve devam etti. Söyledikleri kısa bir an kafamı bulandırsa da yerde kıvranan Taehyung şu an her şeyden önemliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER'S KITTEN¹ • Taennie
FanfictionHiç ummadığımız kişiler birden bire hayatımızın merkezine yerleşir. Ve ben, hayatımın merkezine yerleştirdiğim adamla bir başkasının duyguları arasında sıkışıp kalmış, yolumu bulamamıştım. Yolumu bulmaya çalışırken yine o adam bana ışık olmayı başar...