1.BÖLÜM: "APTAL"

8.9K 378 353
                                    

Karşımdaki kahvaltıya iğrenir gibi baktıktan sonra yavaşca yerimden kalktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karşımdaki kahvaltıya iğrenir gibi baktıktan sonra yavaşca yerimden kalktım. Çantamı da yerden aldım ve sohbet eden annemle babamıın dikkatine çekmemeye çalışarak çıkışa doğru gitmeye başladım. Kahvaltıdan nefret ederdim ve her seferinde zorla yedirmeye çalışıyorlardı.

"Kim Jennie! Kahvaltını bitirmeden nereye gidiyorsun?"

Babamın sesi duraksamama neden oldu. Başaramamıştım.

"Şey, baba. Derse gecikiyorum, gitmem lazım."

Babam öfkeli gözlerle bana bakarken annem "Hiç doğru düzgün kahvaltı etmiyor ki. O yüzden kafası çalışmıyor." diye söylenmeye başladı.

Annemin söylediklerine ister istemez kırılmıştım. Öz annem bile gerizekalı olduğumu düşünürken okuldaki malların düşünmesi olağandı, değil mi?

Hiç birini takmadan kapıya gittim ve ayakkabılarımı giyerek dışarı çıktım. Bıktım bu evden. Gerçekten bıktım. Bir an önce üniversiteye başlamak ve bu aptal evden kurtularak kendi evime yerleşmek istiyordum.

Okul uzak bir mesafedeydi, o yüzden acele etmeliydim. Yine de önüme çıkan ilk markete girerek çikolatalı süt aldım ve kasiyere uzattım. Elimde sütle yolda yürürken insanların bana olan bakışlarını umursamıyordum. Genelde bu yaşta süt içmeme herkes anormal bakardı. Ne var yani, çocuk değilsem süt içemez miyim?

Okulun bahçesine girdim ve kapıya yürürken sırtıma birinin atlamasıyla sütümü hızla kendimden uzaklaştırdım. Neredeyse üstüme dökülüyordu. Sırtıma atlayan hayvan inip önüme geçince kim olduğu anlaşılmıştı. Gerizekalı arkadaşım Lisa. Aslında çok zeki ama neyse işte.

"Naber Jendeuk?" diyerek yanağımdan makas aldığında gözlerimi devirdim. Dersleri iyi, tabi neşeli neşeli gezecek.

"Nasıl olabilirim?" dedim baygın bir halde.

Dudaklarını bir birine bastırıp anlayışlı bir ifadeyle yüzüme baktı. "Tarih çalışamadın mı?"

Moralim bozuk bir şekilde "Hayır." diyerek yanından geçtim ve okuldan içeri girdim.

Lisa bana yetişip kolunu omzuma atarken "Hadi ama, Jen. Bu kadar moralini bozma. Seni çalıştırmamı ister misin?" dedi sevecen bir tavırla.

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Yok, sağol. Bir kere denedin işte, anlayamıyorum."

Bana üzgün bir ifadeyle baktıktan sonra önüne döndü ve böyle yürümeye başladık.

3.kat'a çıktık ve üstünde 11B yazan sınıfa girdik. Cam kenarından üçüncü sıraya çantalarımızı bıraktık ve oturduk. Biraz sonra Lisa, öğretmenlerin komik hallerinden bahsederek ve taklitlerini yaparak beni güldürmeyi başarmıştı. Bu kızı seviyordum.

"Jennie, derslerin bu kadar kötüyken nasıl böyle gülebiliyorsun, anlayamıyorum."

Yüzüm anında solarken bunları söyleyen Moonbyul'a baktım. Dersleri iyiydi, ama zeki sayılmazdı.

Bu ders konusu zayıf noktamdı. O yüzden başka zaman her şeye cevap veren ben, şu an susup kalmıştım.

"Gerizekalı olduğun için olabilir, hayatım. Boşuna yorma kendini."

Lisa beni savunmaya geçtiğinde içimden şükür ettim.

Moonbyul kaşlarını çatarak "Ben miyim gerizekalı? Okul ikincisi ile konuştuğunu unutuyorsun sanırım." dedi. Gıcık şey. Son denemelerimizde ikinci olmuştu diye havasından geçilmiyordu.

"Sen de zekanın sadece derslere bakmadığını unutuyorsun sanırım. Okul birincisi olup iş hayatında bir boka yaramayanları da gördük." Ve gol.

Sınıfdan 'ooo' nidaları yükselirken Lisa zaferle gülümsedi, Moonbyul ise bize son bir kez sinirle bakarak önüne döndü. Mal.

Lisa'ya döndüm ve minnetle gülümsedim. Elini tuttuğumda o da gülümsedi ve diğer elini elimin üzerine koydu.

Yaklaşık beş dakika sonra tarih hocamız içeri girdi. Ah, cidden mi? Tarih mi?!

Öğretmen masasına oturan bay Lee, çantasından çıkardığı kitaba göz gezdirdikten sonra kafasını kaldırdı ve sınıfa göz gezdirdi. Ortamda büyük bir sessizlik vardı. Gözleri bende durduğunda sertçe yutkundum. Hayır, hayır, lütfen!

"Jennie, tahtaya gel."

Korku dolu gözlerle hocaya baktım. Yerimden kalkarken gözlerimi bu sefer yanımdaki Lisa'ya çevirdim. O da bana tedirgin bir ifadeyle bakıyordu.

Öne çıktığımda bay Lee tahtaya bir kaç savaş adı yazdı ve önlerine işaret koyarak yıllarını yazmamı istedi. Tebeşiri elime aldım ve yazılarla bakışmaya başladım. Tanrı aşkına, böyle bir ders işlemiş miydik?

Sınıftan kıkırtılar yükselirken alt dudağımı ısırdım ve korkak bir ifadeyle bay Lee'ye baktım. Soğuk terler döküyordum cidden.

"Ah, gerçekten mi, Jennie? Bu kadar aptal mısın?"

Sınıftan sadece bu cümle duyuldu ve büyük bir kahkaha tufanı koptu. Lisa dışında herkes gülüyordu. Hoca bile!

Yumruklarımı sıktım. Ben aptal değilim!

♣️

♣️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
TEACHER'S KITTEN¹ • TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin