5🥀 Takip

1.7K 124 115
                                    

Medya - Esrarengiz

<><><>

Telefonum çalıyordu ve ben Volkan'ı 'Volkan'ım' diye kaydetmiştim. Tam elimi uzattığım anda Miran benden önce davranıp telefonu kaptı. Ardından gözleri bana döndü.

Hızlıca telefonu Miran'ın elinden çekip masaya koydum. Hiçbir şey olmamış gibi dolabımı düzenlemeye başladım.

"Volkan'ın kim?" Bravo, şimdi ne diyecektim?

"Anlamadım?"

"Anlamayacak ne var? Ben bile telefonunda 'Miran' olarak kayıtlıyım Ebru, ne düşünmemi bekliyorsun?" Bir hışımla ona doğru döndüm.

"Ne demeye çalışıyorsun sen!?"

"Ne demeye çalıştığım çok basit Ebru!"

"Laflarına dikkat et Miran! Ben öyle biri miyim?" Gözlerim dolmuştu. Rol yapıyordum. Yoksa bu durumdan sıyrılamayacaktım.

"Asıl sen hareketlerine dikkat et!" O anda aklıma harika bir fikir geldi. Evet Yaren'le bana Handan halam bakmıştı, ama biz 18 yaşına kadar yetimhanede kalmıştık ve ben o yetimhaneye düzenli olarak para bağışı yapıyordum.

"Volkan yetimhanedeki 13 yaşındaki bir çocuk! Oldu mu Miran! Şimdi rahatladın mı!" Miran afallamış bir şekilde bana bakıyordu. Tabii ki de Volkan 13 yaşında değildi. 23 yaşında ve gazeteciydi.

"Ebru.. ben.. ben özür dilerim." Hiçbir şey demeden telefonumu alarak odadan çıktım. Biliyordum, Miran'ın benim bi' işler çevirdiğim hakkında şüpheleri vardı. O yüzden bu kadar sorguluyordu beni. Boş bir odaya girip Volkan'ı aradım.

"Volkan! Ben aramadığım sürece beni arama dememiş miydim sana!"

"Kusura bakma Reyyan abla, öyle bir kaç defa beni arayınca bir şey oldu sandım."

"Her neyse, ucuz atlattım Allah'dan. Bu gece saat 1'de buluşalım. Sana gereken bilgileri vereceğim."

"Tamam, her zaman ki yerde buluşalım o zaman."

"Tamam, halama selam söyle." Telefonu kapayıp Gönül'lerin odasına çıktım. Ege beni gördüğü gibi kucağıma atladı.

"Ebru ablaa, seni çok özledim."

"Ben de seni çok özledim birtanem." Diyerek Ege'nin yanağından öptüm.

"Sen beni aşağıda bekle, olur mu?"

"Tamam." Elindeki oyuncağıyla birlikte koşarak aşağı indi. Gönül'e baktığımda ise beni fark etmemişti bile. Hüzünlü bir şekilde camdan bakıyordu. Karşısına oturdum.

"Gönül?"

"Hı?.. Ebru yenge? Sen ne zaman geldin?"

"Şimdi de.. sen neden bu kadar dalgınsın bakalım?"

"Eskiyi, mutlu olduğum günleri özledim." Dedi buruk bir gülümsemeyle.

"Bu evde mutlu değilsin öyle değil mi?"

"Görmüyor musun yenge? Herkes bana çok kötü bakıyor, çok kötü davranıyor."

"Üzülme Gönül, şuan herkes evdeki düzene alışmaya çalışıyor. Biliyorsun sen geldiğinden beri konakta sorunlar var... Hayır yani seni kötülemeye çalışmıyorum, yanlış anlama." Alttan alttan beynini yıkamaya çalışıyordum.

"Biliyorum, alışmaya çalışıyorum." Saat'in 11.30 olduğunu fark ettiğimde kalkmam gerektiğini anlamıştım.

"Her neyse ben yatayım artık, sen ve Ege de yatın. Saat çok geç." Gönül gülümseyerek kafasını salladı. Kapıdan çıkarken Azat'la karşılaştık.

MÜKEMMEL GELİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin