Medya - Yanlışız Senle
<><><>
Nasıl yani? Bir de onu mu bulacaktım? Kendi ellerimle yolladığım kızı mı bulacaktım?
"Azat.. ben.. ben ne yapabilirim ki? Benim elimden bir şey gelmez."
"Yenge bu evde bana destek olan bir tek sen ve Miran varsınız. Miran'ı da bulamayınca sana geldim. Lütfen. Tren bileti almış. Hala o gitmeden yetişebiliriz. Ne kadar çok kişi ararsa o kadar çabuk buluruz." İnanamıyorum ya! Ben Gönül'ü evden yollamak için o kadar uğraşayım, sonra Azat gelip bana bul desin. Harika! Gerçekten harika!
"Ben.. peki.. gidelim." El mecbur kabul etmiştim. Konaktan dışarı çıktık. Tam arabaya biniyorduk ki Miran kendi arabasından inip yanımıza geldi.
"Nereye gidiyorsunuz?"
"Miran, Gönül Ege'yle birlikte evden kaçtı. Tren bileti almış. Biz de istasyona gidiyoruz. Hala vaktimiz var." Bana izin vermeden tek solukta konuşmuştu Azat.
"Tamam, ben de geliyorum." Üçümüz birlikte Azat'ın arabasına bindik. 15-20 dakika içinde istasyona varmıştık.
"Ben vagonlara bakacağım. Miran sen sağ tarafa bak, Ebru yenge sen de sol tarafa." Azat'ı dinledikten sonra hepimiz ayrıldık. Ben sadece yürüyordum. Kesinlikle Gönül'ü bulmaya niyetim yoktu.
Biraz daha yürüdükten sonra gördüğüm kişiyle olduğum yerde kaldım. Gönül ve Ege yanlarında bavullarıyla bekleme koltuklarında oturuyorlardı. Hemen yönümü değiştirmeye karar verdim. Tam arkamı dönecekken Gönül'le göz göze geldik.
"Ebru yenge?" Dedi şaşkınlıkla. Kahretsin! Şimdi kendi ellerimle konağa geri mi getireceğim bu kızı? Gönül bana doğru yaklaştı.
"Yenge sen burada n'apıyorsun?" Arkamı dönüp etrafı kolaçan ettim.
"Bak Gönül, tabii ki de hepimiz senin neden kaçtığını biliyoruz. Buraya seni aramaya geldik. Ama eğer diyorsan 'ben çok yoruldum, gitmek istiyorum' seni görmemiş gibi yapa-" Azat'ın sesiyle cümlemi tamamlayamamıştım. Ah! Hadi ama! Neredeyse gidecekti..
"Gönül!" Azat koşarak gelip Gönül'e sarıldı. Ardından Miran yanıma geldi. Göz devirdim. Yine kurtulamamıştım bu kızdan.
"Gönül sen çıldırdın mı!? Kaçmak da ne demek? Allah'dan yengem buldu seni." Ah yine övülüyordum. O sırada telefonum çaldı. Ömer arıyordu.
-"Alo Ömer?"
"Yenge, Gönül yengem kaçmış! Onu bulmaya gitmişsiniz! Ne oldu? Bulabildiniz mi?" Ne ara yayılmıştı bu haber konağa? Of of. Keşke bulamasaydık. Daha doğrusu bulamasaydım.
-"Çok şükür bulduk Ömer, evde konuşuruz."
***
Hepimiz birlikte konağa giriş yaptık. Herkes salonda bizi bekliyordu.
"Ne gerek vardı bu dul kadını getirmenize! Ne güzel gitmişti!" Soluksuz konuşmuştu Mehmet Aslanbey.
"Baba ama fazla oluyor bu dediklerin!"
"Miran sakin ol." Dedim koluna dokunarak.
"Bu kadın uğursuz!" Sultan Aslanbey yine bir şeyler geveliyordu. Yaren ise suratını asmış kenardan olanları izliyordu. Gönül'ün yanına yaklaşarak kolunu sıvazladım.
"Bir daha böyle bir şey yapma canım. Hepimizi çok korkuttun." Gönül gülümseyerek kafasını salladı. Ege'nin yanağından makas alarak hızlı odamlarla odama çıktım. Kulağımdaki küpeyi çıkararak yere fırlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜKEMMEL GELİN
Romance-TAMAMLANDI- "Düzelir sandım.. senin varlığınla biraz olsun hayat yüzüme gülmüştü ama nedense şimdi fark ediyorum her şeyi. Geçmiş peşimi bırakmayacak.." Kuruyan gözyaşlarımla birlikte ayağa kalktım ve pencerenin önüne geçtim. Gökyüzü ve yeşilliğin...