Medya - Changes
°Şimdi tatlı bacılarıım sizden bol bol yorum ve bol bol oy bekliyorum😌
°Eğer istediğim gibi oy ve yorum gelirse sınır koymayacağım❤
Keyifli okumalar:))
<><><>
Artık aşinası olmuştum bu kokunun. Nerede olduğumu tahmin etmek zor değildi yani. Gözlerimi açtığımda tahminimde yanılmadığımı gördüm. Allah'ın her iki gününden biri hastanede bitiyordu benim için. Ama bu sefer çok korkuyordum. Diğerkiler gibi değildi bu. Bebeğimin benden gitmesine dayanamazdım.
Hissediyorum ben, o beni bırakmaz. Annesini bırakmaz, daha varlığından haberi olmayan babasını bırakmaz. Elimi karnıma götürdüm. Anlayamıyordum ki, karnım fazla büyümemişti çünkü.
Kafamı sağa çevirdiğimde odada kimse yoktu. Kolumdaki serumu kopartıp diklendim ve elimi tekrar karnıma koydum. Karnımda olup olmadığını bilememek çok kötü bir duyguydu. İçimde çok kötü bir his vardı. Tam göğsümde.
"Kimse yok mu! Bakar mısınız!" Neden kimse duymuyordu beni? Burası ne biçim bir hastane. Nerede buranın doktoru, hemşiresi? Peki ya Merlin ve Sultan hanım nerede? Beni onlar getirmiş olmalı.
Ayaklarımı yataktan sarkıtıp giyecek bir şeyler aradım ama terlik veya ayakkabı göremedim. Derin bir nefes vererek çıplak ayaklarımı yere bastım ve ayağa kalktım. Yavaş adımlarla kapıya ilerledim, tam kapıyı açacağım sırada kapının açılmasıyla 1-2 adım geriledim.
"Merlin?" Açıkçası gözleri kıpkırmızı bir Merlin'le karşılaşmayı beklemiyordum.
"Yenge, neden kalktın sen? Otursana, daha iyi misin?"
"M-Merlin ağladın mı sen?" Düşündüğüm şey olamazdı değil mi? Elleriyle gözpınarlarına bastırdı.
"Yo ağlamadım, nerden çıkardın bunu?"
"Merlin bana yalan söyleme! Bebeğime bir şey mi oldu?"
"Yok yok bebek gayet iyi Reyyan yenge, endişelenme."
"Şükürler olsun." Derin bir nefes alarak elimi karnıma koydum.
"Sen neden ayakkabılarını giymedin? Kendine dikkat etmen lazım."
"Ayakkabılarımı bulamadım, kimseyi göremeyince de endişelenip ayaklandım." Merlin dolabın yanına giderek ayakkabılarımı alıp yere koydu. Eğilip ayakkabılarımı giydim.
"Teşekkür ederim." Diyerek tebessüm ettim. Merlin'in kolunu sıvazladığım sırada kolundaki küçük bandı fark ettim.
"Koluna ne oldu?"
"Şey.. önemli bir şey değil. Kan aldırdım sadece."
"Neden? Bir şey mi oldu?"
"Yenge ben nasıl söylesem bilemiyorum ki." Göğsümde hissettiğim sıkıntıyla elimi kalbime bastırdım.
"Merlin konuşsana!"
"Yenge.. abim." Miran?
"M-Miran'a bir şey mi oldu?"
"Trafik.. trafik kazası geçirmiş. Şuan ameliyathanede. Abimle kanlarımız uyuştuğu için ona ben kan verdim." Kalbimdeki elim yavaşça aşağı doğru düşmüştü.
İşte şimdi anlamıştım içimdeki sıkıntının nedenini.
***
Ameliyathanenin önündeki koltuktardan birinde oturmuş bekliyordum. Yaklaşık 45 dakika olmuştu ve hala buradaydık. Tekrardan gözümden akan yaşı sildim elimle. Ona bir şey olmasını istemiyorum. Lütfen ona bir şey olmasın. Benim yüzümden baba olacağını bile bilmiyor. Ameliyathanenin kapısından çıkan doktorla hepimizin ayaklanmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜKEMMEL GELİN
Romance-TAMAMLANDI- "Düzelir sandım.. senin varlığınla biraz olsun hayat yüzüme gülmüştü ama nedense şimdi fark ediyorum her şeyi. Geçmiş peşimi bırakmayacak.." Kuruyan gözyaşlarımla birlikte ayağa kalktım ve pencerenin önüne geçtim. Gökyüzü ve yeşilliğin...