Medya - Kır Papatyası
<><><>
"Yaren elimde Reyyan. 15 milyon oldu sana 25 milyon. Eğer o parayı getirmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim. Sen kaybedersin, ben değil." Ardından telefon kapandı. Allah'ım ben ne yapacağım şimdi? İçimde olduğum durum içinden çıkılmaz olmuştu artık.
Sinirle yanımdaki yastığı yere fırlattım. Sakin olmalıydım. Sakin olmalıydım ve dikkatlice düşünmeliydim. 25 milyonu nasıl bulacağım? Nereden bulacağım?
Tabii ya. Nasıl aklıma gelmedi? Elimi yüzümü yıkadıktan sonra Mehmet Aslanbey'in odasına gittim.
"Baba.."
"Hoşgeldin kızım, gel otur."
"Baba ben direk konuya gireyim. Hani benim annemden kalan bir arsa vardı ya?"
"Allah Allah, öyle bir arsa mı vardı? Ben niye hiç hatırlamıyorum?"
"Eee konuyu tam olarak anlatmamıştım."
"Anladım, ne olmuş o arsaya?"
"Ben o arsayı almak istiyorum. Oradaki kulübede annemin hatıraları var. Ama.. elimde yeterli para yok."
"Aman düşündüğün şeye bak kızım. Söyle ne kadarsa vereyim."
"25.. 25 milyon.."
"Ne! Nasıl bir arsaymış bu!?"
"Babacım lütfen, söz size ödeyeceğim." Mehmet Aslanbey derin bir nefes aldı.
"Peki, yarına hazır olur para."
"Hayır hayır, hemen şimdi lazım.. yani arsayı isteyen çok kişi varmış."
"Peki kızım, ona da tamam. Sen şirkete git, oradakilerle konuşacağım sana parayı verirler."
"Çok teşekkür ederim baba." Sevinçle odadan çıktım. Odama gidip pantolon, tişört ve spor ayakkabılarımı giydim. Ardından arabama atlayıp şirkete gittim. Arabayı park edip şirkete girdim. Resepsiyonun yanında durdum.
"Merhaba."
"Ebru hanım hoşgeldiniz, buyrun." Diyerek bana para dolu çantayı uzattı. Çantayı alıp arabanın arka koltuğuna koydum. Tam şoför koltuğunun kapısını açmıştım ki Miran'ın bana doğru yaklaştığını fark ettim. Kahretsin! Hep gizli bir şeyler çeviriyorken buluyordu beni.
"Miran." Dedim gülümsemeye çalışırken.
"Hayatım, burada ne yapıyorsun?"
"Eee.. babamın bazı dosyaları burada kalmış. İşleri de çok olduğu için ben geldim almaya."
"Anladım, tarzın da farklı geldi." Kendimi süzdükten sonra Miran'a döndüm.
"Şey.. bugün böyle giyinmek istedim. Neyse ben gideyim." Miran dudağıma sert bir öpücük bıraktı.
"Görüşürüz." Arabaya atlayıp şirketten uzaklaştım. Telefonumu çıkartıp Kenan'ı aramaya başladım.
"Alo, çok beklettiniz Reyyan hanım."
"Konum at, geliyorum!" Diyerek telefonu kapadım.
***
Toprak bir araziye gelmiştim. Aşağısı uçurumdu. Arabadan indiğimde aşırı derecede rüzgar vardı. Gözlerime toprak kaçtığı için ara ara elimle gözlerimi ovuşturuyordum. Biraz yürüdükten sonra Kenan'ı gördüm. Ardından Yaren'i.. Yaren'i bir ağaca bağlamıştı. Koşmaya başladım. Neredeyse Yaren'in yanına gelmiştim ki Kenan kollarımdan tuttu. Çırpınmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜKEMMEL GELİN
Romance-TAMAMLANDI- "Düzelir sandım.. senin varlığınla biraz olsun hayat yüzüme gülmüştü ama nedense şimdi fark ediyorum her şeyi. Geçmiş peşimi bırakmayacak.." Kuruyan gözyaşlarımla birlikte ayağa kalktım ve pencerenin önüne geçtim. Gökyüzü ve yeşilliğin...