Güneş ışıkları kapalı göz kapaklarımdan ardından bana ulaşırken, yavaşça gözlerimi araladım. İlk fark ettiğim şey çıplak bir şekilde yüzüstü yatıyor olduğum ve suratımın Fabio'ya dönük olduğu idi. Birden suratıma geniş bir gülümseme oturdu, dün gecenin güzel anılarıyla yanaklarım kıpkırmızı olurken kendimi engelleyemeden elimi uzattım ve sevdiğim adamın yanağını okşadım. Fabio gözlerini açmadan yanağına yerleşen elimle hafifçe kafasını hareket ettirdi ama uyumaya devam etti.
Uyurken her zaman olduğundan daha huzurlu ve daha genç gözüküyordu. Parmak uçlarım, güzel, öpmeye doyamadığım dudaklarında hareketlendi. Çok güzel bir yüzü vardı. Öyle ki, onu saatlerce bu şekilde izleyebilirdim. Birkaç günlük sakalı suratında birikmişti ama ona daha karizmatik bir hava katmıştı. O da benim gibi çıplak uyumuştu. Dün gece üç defa uykumuzdan uyanmış ve sevişmiştik. Hepsi bir öncekinden daha uyumlu ve daha nefes kesici olmuştu. Fabio harika bir öğretmendi, ilk önce bana göstermek adına hareketlerini yavaşa alıyor, sonra alıştığımı ve artık kasılmadığımı fark ettiğinde sertleşip beni doruğa ulaştırıyordu.
Bakışlarımı yüzünden çekip vücudunda dolaştırdım. Örtü neredeyse kasıklarına kadar kaymış, ağız sulandırıcı güçlü gövdesini, sert karın kaslarını ortada bırakmıştı. Dayanamayarak karnına bir öpücük kondurdum. Kendimi sapık gibi hissediyordum, ama gözlerim örtünün altında bile kendini belli eden erkekliğindeydi. Aklıma, Bea'nın bir defa benim o kaçındığım konuşmaların birinde, erkeklerin oranın okşanmasından ve yalanmasından çok hoşlandıklarını söylediği aklıma geldi. Yutkundum, Bea bunu anlatırken açıkçası midem bulanmış ve surat buruşturmuştum, ama şimdi ellerim neredeyse orayı keşfetmek için ölüyorlardı. Dün gece erkekliğini defalarca kez görmüştüm, ama hiç dokunmamıştım. Ancak Fabio defalarca beni okşayıp, emerek bulutlara ulaşmamı sağlamıştı. Titreyen elim, örtüyü iterek büyük erkekliğinin göz önüne çıkmasını sağlamıştı. Tanrım... uykudaki hali bile öylesine... büyüleyiciydi ki. Kendime bir daha düşünme fırsatı vermeden, onu elimin arasına aldım ve ölçer gibi hafifçe sıktım. İnmiş haliyle bile parmaklarım etrafında birleşmiyordu. Elimi yavaşça aşağı yukarı hareket ettirirken, baş parmağımla şişkin ucuna dokundum. Erkekliğinin bir anda elimin altında hareketlenmesi beni bir an irkiltti, ona dokunduğumu fark etmiş miydi? Elimin altında büyüyerek şekillenen erkekliğine bakarsam, bu durumdan memnun olmuştu. Bu sırada, Fabio'dan minik bir inleme sesi geldiğini fark ettim, kafamı kaldırdığımda hala uyuyor olduğunu anladım ama suratının ifadesi değişmişti, bu beni daha da yüreklendirdi ve elimin hareketlerini biraz hızlandırdım.
Aletinin başından minik beyaz bir sıvı çıkmıştı. Vücudumun duruşunu biraz daha değiştirip, neredeyse bacaklarının arasına girdim ve deli gibi atan kalbimle, merak ederek dilimle yavaşça erkekliğinin başını yaladım. Tahmin ettiğim gibi berbat bir yanı yoktu, dün geceki sevişmelerimizin sonunda Fabio ikimizi de kaldırıp duşa sokmuş ve kendini de beni de yıkamıştı. Ondan hala sabun kokusu alabiliyordum. Denemeden sevip sevmeyeceğini bilemezsin, diyerek ağzımı araladım ve başını dudaklarım arasına aldım. Bu sırada Fabio'nun erkeksi sesinden gelen vahşi inlemeyle kafamı kaldırdım ve yeşil gözlerinin en kara tonuyla uyanmış ve bana bakmakta olduğunu gördüm. Bir anda içim utançla doldu, onu ağzımdan çıkarmıştım ki, Fabio elini enseme atıp saçlarımı hafifçe sıktı, tek bir nefeste, "Bebeğim, lütfen devam et," dedi azap içindeki bir sesle.
Devam etmemi istiyordu. Bana ihtiyacı vardı, bunu gözlerinde görebiliyordum. İçim büyük bir özgüvenle dolarken, başımı eğdim ve alabildiğim kadarını ağzıma aldım. Dilimi etinde gezdirirken, Fabio'dan büyük bir inleme sesi daha geldi, vahşiydi ve tamamen erkeksiydi. Bacaklarımın arasının nemlendiğini hissettim. Ensemdeki saçları eliyle daha da sıktı, kafamı onun yönlendirmeleriyle hareket ederken alttan da elimle okşamayı devam ediyordum. İnlemeleri beni daha da gaza getiriyordu.,Bu benim için ilkti, onunla yaşadığım her şey benim için ilkti. Ama onun için ilk olmadığını biliyordum, kim bilir daha önce kaç kadın, benden daha tecrübeli kadınlar, onu bu şekilde tatmin etmişti? Bu düşünce bir şekilde utancımı tamamen bırakıp, daha baskıcı davranmamı sağladı. Onun için en iyisi ben olayım istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN PENÇESİNDE (İTALYAN SERİSİ#3)
Romance22 yaşındaki Flora, Del Piero ailesinin en küçük kardeşi olarak el bebek gül bebek yetiştirilmiştir. Artık bu korumalı hayattan sıkılan genç kız, yalnızca bir geceliğine diğer herkes gibi çılgın ve genç olabilmek ister.. Bu masum eğlencenin bir şeyt...