Bölüm 3

80.4K 4.4K 552
                                        

Kaledağ-2014

Murat buraya geleli 3 gün olmuştu. Yaraları iyileşmeye başlamış yavaşça ayağa kalkıp yürüyüş yapabiliyordu. Kendine geldiği gün kahvaltıdan sonra ona bakmaya gelen Hekim emmi , bacağındaki sıyrığa dikiş atmak için malzemede getirmişti.

Bu evde ilk uyandığı gün  yana yakıla aradığı sırt çantasından çıkardığı soğutucu spreyle Hekim emminin kendisine 6 dikiş atmasına izin vermişti.

Nasıl dayanmıştı bilmiyorum ancak dedem "esaslı oğlan , kaya gibi" demişti onun için..

Geldiği ilk gün ki utangaçlığım biraz azalmıştı ona karşı. İhtiyacı olduğunda bana sesleniyor , dedem yokken isteklerine yardımcı olmaya çalışıyordum.

Salonda yatmak yerine küçük odada yatmayı istemişti. Oranın salona göre soğuk olduğunu rahat edemeyeceğini söylesekte ısrarcıydı. Ayak altında olmak istemiyordu. Dedemle konuşurken arabanın geçtiği ilk gün gideceğini söylüyordu.

Hala daha buraya nasıl geldi , başına ne geldi anlatmamıştı. Zaten gerekmedikçe konuşmuyor yemek yemek dışında odadan pek çıkmıyordu.

Ancak kıyafetlerimizin olduğu dolap orada olduğu için girip çıkıyordum. Bir keresinde yere serili bi harita, yattığı yatağın üzerinde küçük bi tablet, telsiz ve kulaklık benzeri şeyler dikkatimi çekmişti. Beni görünce hızla toparlanmıştı , üzerinde durmadım.

*****

Bense günlerimi boş bulduğum her vakit sobanın yanında ders çalışarak geçiriyordum. Liseyi bitirmiştim ancak ilk yıl tıpı küsuratla kaçırınca inat etmiştim. Dedeme göre beyhude çabalıyordum.
Liseden sonra okuma hayalimi boş buluyor , "bizim etimiz ne butumuz ne kızım ben istemez miyim seni okutmak" diyip geçiştiriyordu.

Ders çalışmaktan arta kalan vakitlerimde ev işleriyle ilgileniyordum. Ve mutlaka yatmadan önce romanlarımı okuyordum.
Bu konuda iddialıydım. Yüzlerce kitap bitirmiştim.
Çünkü roman okumak , Kaledağ'dan çıkmamış beni başka dünyalara götürüyor; kimi zaman romanlardaki karakterlerle gülüyor, denize giriyor, lunaparkta eğleniyor , Avrupa'yı geziyordum.
Kısacası yapamadığım, yaşayamadığım her şeyi hayal dünyamda gerçekleştiriyordum.

Birde her akşam Bala ve dersleri ile ilgilenmekte bana düşüyordu tabi. İlk okul 2 ye gidiyordu Bala. Buraya 2 kilometre uzaklıktaki Akça köyünde okul vardı. Çevre köyler gibi Kaledağdaki 5 çocukta oraya gidiyordu.

*****

Kulaklarıma ilişen seslerle derin uykumdan ayrılırken gözlerimi açmıştım. Bana sokulan Bala'nın varlığını hissettiğimde sesleri daha net duymaya başladım.

Ses Murat'ın olduğu odadan geliyordu. Yataktan doğrulup yer yatağında yatan dedeme baktığımda derin uykuda olduğunu gördüm. 72 yaşındaki dedem için duyulması oldukça zordu gelen sesin.

Yataktan kalktım. Yatarken örgülerimi açmıştım. Uzun koyu kahve  saçlarımı iki kulağımın arkasına iliştirdim. Parmak ucunda Murat'ın olduğu odaya doğru ilerledim.

"Arkanda.. pusu.." tarzı kelimeleri inlercesine sayıklıyordu.
Bir süre dinlemeye devam ettikten sonra yatağıma geri dönmeye karar verdim .
Kabus görüyordu sanırım ve benim buna yapacak bişeyim yoktu.

Arkamı döndüğümde Murat'tan gelen " Annee .." sesiyle olduğum yerde kaldım.

Öyle içten söylemişti ki bu kelimeyi konuştuğu sayılı kelimelerin arasında daha önce böyle bi tonlamasını duymamıştım.

Zehra.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin