Kaledağ-2014
"Hadi bırak şimdi onu Baran seni kapıda bekliyor. Eve çağıramadım malum. Bekletme!" Dedi dedem itiraz istemez sert sesiyle.
Dedeme Baran'la konuşmaktan vazgeçtiğimi söylememiştim. Ancak bu kadar çabuk söyleyeceğini düşünemezdim.
Elimdeki tencereyi tezgaha yavaşça bıraktım. Ne diyecektim şimdi Baran'a. Murat biraz önümde dedeme dönmüş halde öylece duruyordu. Ne düşünüyordu yüzünü göremediğim için bunuda kestiremiyordum. Öyle donakalmış ne yapmam gerektiğini düşünürken dedemin sesi duyuldu yeniden.
"Sana diyorum Zehra , acele et . Zehra uygun değildir diyip eve almadım çocuğu. Murat'ı görmesi hoş olmaz. Biliyorsun Baran'ı bak sinirlendirme." Dedikten sonra tuvalete doğru ilerlemeye başladı. Ancak birden Murat'a döndü. " Murat oğlum sende odaya geç akşam akşam iş çıkmasın şimdi." Dedi. Sanırım artık Murat'ın gitmesi gerektiğini düşünüyordu dedem. Zaten bizi böyle yan yana görmekten hoşlanmadığını da bakışlarından anlamıştım.
Dedem tuvalete girince salonda yalnız kalmıştık Murat'la. Hala bana dönüp bir tepki vermemişti. Dedemin söylediğini duymamış gibi odasına da gitmiyordu. Stresten mideme kramplar girdiğini farketmiştim. Ancak dedem çıktığında beni yine burda bulursa kızılca kıyametin kopacağını biliyordum. Dedemden önce Baran'da kapıya her an dayanabilirdi. Murat'ı riske atamazdım.
Küçük adımlarla Murat'ın yanından geçip montumu alacaktım. En iyisi ona hiç bakmadan çıkıp gitmekti. Baran'dan bahsederken bile ne kadar deliye döndüğünü görmüştüm.
Yürümek için hareketlendiğimde bana döndü. Koyu kahve gözleri gözlerimi buldu direkt. "Gitmeyeceksin!" Dedi soğuk , sert sesiyle. Üstelik sesinin tonunu kısma ihtiyacı bile hissetmemişti. Az önce benimle eğlenen adam gitmişti resmen . Bakışlarına yerleşen o keskin ifade Bala'ya eğitim verirken ki halini hatırlatıyordu şimdi bana .
"Murat dedem şimdi çıkacak , ne diyorsun sen ?" Dedim telaşla. Dedem sesimi duymasın diye fısıldamıştım.
"Gitmeyeceksin Zehra! O herifle tek başına bir kelime dahi edemezsin." Derken sesi yine kimsenin duymasını umursamıyormuş gibi normal çıkıyordu. Ancak korku benim bütün bedenimi esir almaya başlamıştı. Gözlerindeki kararlılık bu söylediğinden vazgeçmeyeceğini bağırıyordu.
"Murat" dedim korkulu sesimle fısıldayarak hızla ona yaklaştım.
"Allah aşkına beni nasıl zor durumda bıraktığının farkında mısın? Yapma lütfen , ben gidip göndereceğim zaten onu." Derken sesim yalvarır gibi çıkmıştı.Keskin bakışlarını gözlerime diktiğinde gözlerindeki öfke kalbime sızıyordu. Benle Baran'ı konuşurken düşünmek onu delirtmiş gibiydi.O geldiğinden beri ilk defa bu kadar korkuyordum.
"Sen gidip göndereceksin." Dedi beni öfkeyle tekrar ederken kaşlarını -öyle mi- der gibi kaldırmıştı.Baran'ın beni dinleyip gitmesine bile tahammül edemediğini anlamıştım.
"Gitmem lazım Murat." Dedim gözlerine lütfen dur der gibi baktıktan sonra montumu almak için adımladım. Ancak kolumu sertçe tutup beni geri çekti.
"Gitmeyeceksin Zehra!" Dedi her kelimenin üstüne basa basa. Ses tonu konuşma tonundan bile yüksek çıkınca korkuyla ona döndüm. Delirmiş gibiydi ve ben onu nasıl durduracağımı bilmiyordum. Tuvaletten gelen musluk sesi ise telaştan yüreğimin durmasına sebep olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra.
General FictionDoğu Anadolu'ya bağlı Kaledağ köyünde , dedesi ve kardeşiyle yaşayan Zehra'nın hayatı, bir gece ansızın onlara sığınan yaralı bir askerle değişir. 5 yıl sonra kaderin tekrar bir araya getirdiği Zehra ve Murat'ın hikayesi İstanbul'da devam eder . Ka...