2019-İSTANBUL
"Böyle bir tuhaf bakıyorsun adama be! Birazda delisin ama sana çok yakışıyor" dedi, Cengiz bey. Viskisinden bir yudum daha alırken çapkın bakışlarını yüzümde dolaştırıyordu. Söylediklerine neşeli bir kahkaha attıktan sonra hemen önümde duran telefonumu elime aldım.
"Bizimkiler yine formunda." Dedim bakışlarımı sahnedeki arkadaşlarıma çevirip. Cengiz beyin imalı sözlerinden ve bakışlarından sıkılmaya başlamıştım. İlk gördüğü günden beri asılıyordu bana. Bende arada buna izin verip , onunla eğleniyordum. Hakan ve Mert'in bakışlarını üzerimde hissetmeye başladım. Muhtemelen yine sıkı bir fırça yiyecektim.
Hakan bütün enerjisiyle Arsız Gönülü söylerken bir yandan bas gitarıyla gruba eşlik ediyordu. Mert hemen sağında bateriyi parçalarcasına çalarken ter içinde kalmıştı. Bu parçada keman kullanılmadığı için Deniz, Hakan'a vokal yapıyordu.
Kanıma her yudumda biraz daha fazla karışan alkolünde etkisiyle pistte deliler gibi dans eden kalabalığın arasına karışmak üzereydim.
"Sende burda söyle Zehra , sokaklarda ne işin var? Sizinkilerle çık işte." Müziğin sesini bastırmak ister gibi bağırarak konuşan Cengiz beye döndüm. Bizimkiler mezun olduğundan beri onun barında haftanın 2 günü çalıyordu. Bende çoğunlukla onlarla gelip, kafa dağıtıyordum.
"Sokaklar güzel , hem okulum var benim." Dedim. Hakan ve Mert ile birlikte bazen sokakta müzik yapıyorduk. Aslında bende sesimin gerçekten güzel olduğunu onlardan öğrendim.3 konservatuvar mezunu da böyle düşününce , kendime güvenim gelmişti. Ancak bu iş benim için tamamen eğlence amaçlıydı.
Belime kadar olan gür saçlarımı sıcaklamış gibi tek omzuma topladım. Cengiz beyden sıkıldığımı hissettiğimde ayağa kalktım.
Cengiz beye son kez müsade ister gibi gülümseyip, ona ait locadan kalktım.
Hakan bu sefer kimseyi görmedim ben senden daha güzel diyordu. Baterinin ritmiyle kendimden geçerken bar masasının üzerinde duran bomontiyi çoktan elime almıştım. Kalın askılı kare yaka büstiyerim , belimden inen kloş eteğim ve bacaklarımdaki file çorabımla baştan aşağıya simsiyahtım. Ayağımdaki siyah postallarla ise bar ortamının hakkını kesinlikle veriyordum.
Deniz'in öfkeli gözlerini görmezden gelerek şimdi sahnenin önünde , kalabalıkla beraber dans ediyordum. Yaptığım dans figürleri Mert'i güldürürken , Hakan'la göz göze geldiğimizde sitemle kafasını salladı. Omuzlarımı banane der gibi kaldırıp indirdikten sonra elimdeki bomontiyi sahnedeki arkadaşlarıma doğru kaldırdım. Bugün 15 marttı ve ben Murat'ın bize geldiği o geceyi çoşkuyla kutlamalıydım!
*********"Şu haline bak yemin ederim dayaklıksın!" Dedi Hakan,isyan eder gibi. Bir yandan ayakta duramayan beni belimden destekleyerek eve soktu.
"Ya tamam üstüne gitmeyin Zehroşumun , geleneksel Mart ayı depresyonunu yaşıyor." Dedi Deniz. Bir yandan postallarımın bağcıklarını çözüyordu.
"Kedi mi bu kız , her Mart böyle kafayı yiyor !" Hakan'ın sitemli sesiyle kıkırdamaya başladım. Fakat başımı dik tutamıyordum.
"Hadi odasına götürelim , uyusun yarına bişeyi kalmaz." Dedi Deniz, anaç tonlamasıyla.
Hakan'la Deniz beni yatağıma yatırdı.
"Tamam amına koyayım, taş devrinden kalma aşkının acısını çekiyorsun anladık. Cengiz puştuyla ne işin var! Birde işveli işveli kırıtıyorsun adama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra.
General FictionDoğu Anadolu'ya bağlı Kaledağ köyünde , dedesi ve kardeşiyle yaşayan Zehra'nın hayatı, bir gece ansızın onlara sığınan yaralı bir askerle değişir. 5 yıl sonra kaderin tekrar bir araya getirdiği Zehra ve Murat'ın hikayesi İstanbul'da devam eder . Ka...