İstanbul-2019
Dersten çıktıktan sonra Levent ve Büşra ile kantinde oturmuş staj vaktinin gelmesini bekliyordum.
Elimdeki kaşarlı tosttan sadece iki ısırık alabilmiştim. Midemin ağrısı ders boyunca da peşimi bırakmamıştı. İlaç içmek için bişeyler yemem gerekiyordu. Fakat tostumdan aldığım iki ısırığı dahi yutmakta zorlanmıştım.
"Kefen gibi olmuş yüzün Zehra. Ye şu tostu hadi." Tek elimi ağrısını bastırmak ister gibi midemin üzerine koyup bakışlarımı hemen yanımda oturan Büşra'ya çevirdim.
"Bol şu iç, dün gece içtiğin alkolü ancak öyle atarsın bünyenden." tam karşımda oturan Levent'e döndü bu sefer bakışlarım. Söyledikleri midemin ağrısını daha da arttırmıştı şimdi!
"Ne bakıyorsun kızım düşmana bakar gibi iyiliğin için söyledim." Dedi alıngan bir sesle.
Kahvemi yudumlarken oturduğum sandalyeye sırtımı yasladım. Tek elimle saçlarımı geriye doğru atarken derin bir nefes aldım. Okula gelene kadar gözyaşlarımı durduramamıştım. Derse girmek bana oldukça iyi gelmişti.
"Ama çok güzel değil miydi dün Zehra! Bayıldım." Dedi Büşra kıvırcık saçlarıyla oynarken. Tatlı bakışları gülümsetmişti şimdi beni.
"Olaydın valla! Okuldaki paspal halinide biz çekiyoruz işte." Kafasına atılan çay kaşığından hızlı bir manevrayla kaçarken gevrek gevrek gülüyordu şimdi Levent.
"Uğraşmayın benimle. O kadar ters bir günümdeyim ki o kadar olur! Ayrıca dün gece çok daha güzeller vardı mekanda." Dedim göz devirerek. Kahvemden koca bir yudum daha aldım.
"Kim mesela? Senden daha güzelini görmedim ben." Dedi Büşra kendinden emin bir tavırla.
Abartmasamıydı! Kankalıkta bir yere kadardı. Tamam her koşulda birbirimizi gazlamak en birincil görevimizdi ama şimdi doğruları konuşma zamanıydı!
"Kırmızı elbiseli esmer bir kız vardı." Dedim, öylesine dedikodu yapmak ister gibi. Fakat alt dudağımı kemirmeye çoktan başlamıştım.
"Üüff !" Dedi Levent birden. Panikle ona baktım. Bu tepkisi canımı sıkmıştı!
"Ama o kız çok fenaydı Zehra!" Derken ki yüz ifadesi midemi bulandırmıştı. Yutkundum. "Abi kızda güzellikten çok seksilik vardı. Hani böyle direkt iç gıcıklatan cinsten." Dedi , bu sefer tek eliyle saçlarını hayallere dalmış gibi karıştırmaya başladı.
Yaslandığım yerden sıkıntıyla doğruldum. Bir el boğazımı sıkıyordu şimdi.
"Ay yok be , kaslıydı bir kere kolları o kızın. Sana giydiği elbiseden öyle gelmiştir." Dedi , Büşra memnuniyetsiz bir ifadeyle. Canımdı Büşra, en güzel arkadaşımdı!
"Sen tombiksin diye kızın kaslarına laf söyleyemezsin!" Dedi Levent , Büşra'nın gerçektende tombiş olan yanağından makas almayıda ihmal etmemişti. Kilosunu zaten takıntı yapan Büşra ise anında bozuldu.
"Kes sesini ya ben senin havuç kafana bir şey diyor muyum!" Haklıydı, Levent'in de saçı sakalı doğuştan kızıldı. Neyse ben bir taraf tutmasa mıydım! Hayır tutacaktım! Levent o kızı seksi bulmuştu. Bütün iğrenç lakapları haketmişti. Hatta şimdi telefon rehberime onu Havuç diye kaydetmeliydim. Neyse bu kadarı fazla olurdu. Şimdilik Büşra'ya hak vererek yeterli bir tepki ortaya koymuştum!
"Mesela sen, aşık olur muydun o kıza?" Dedim , konunun dağılmaması gerekiyordu! Bir yandan da masanın üzerindeki dağınık notlarımı üst üste koyuyordum, öylesine sormuşum gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra.
General FictionDoğu Anadolu'ya bağlı Kaledağ köyünde , dedesi ve kardeşiyle yaşayan Zehra'nın hayatı, bir gece ansızın onlara sığınan yaralı bir askerle değişir. 5 yıl sonra kaderin tekrar bir araya getirdiği Zehra ve Murat'ın hikayesi İstanbul'da devam eder . Ka...