İstanbul-2019
"Tebrik ederim sevgilim." Dedi, dilimi damağımı kurutacak kadar pürüzsüz bir tonlamayla.
Sırtımdaki eli belime inerken beni biraz daha kendine çekmişti.
"Kavuşurlar sevgilim..."
Koyu kahve gözleri gözlerime büyük bir hayranlıkla bakmaya devam ederken, zihnimden ilk defa Kaledağ'da gördüğüm bu rüyayı geçiyordum. Kulaklarımın, ruhumun, kalbimin ağzından çıkan bu kelimeye, tonlamasına kadar aşina olması, içimi ürpertmişti.
Aklıma, o günden sonra sıklıklıkla gördüğüm bu rüyanın peşimi bir türlü bırakmayışı, dün gece ki gibi kan ter içinde uyanışlarım geldi.
Bu kelimeyi başkasının ağzından duymaya bir türlü razı olmayan kalbim, yine sızladı.
Sevgilim...
Bu arada kaç defa rüyama girdin. Bazen iyi, bazen fena. Ama ne olursa olsun, hepsi, içimin senden uzak kalamadığına delalet ediyordu. Hiç mi merak etmedin?
"Ayy ne tatlısınız maşallah..."
Bakışlarımı güçlükle Büşra'ya çevirdiğimde, rüya ile gerçeği birbirinden ayırt etmeye çalışıyordum.
"Tebrik ederim, gerçekten yakışıyorsunuz."
Merve'nin hafif bozulmuş pürüzlü sesi kulaklarıma ulaştığında, Murat, elini sırtım ve belim arasında yavaşça dolaştırmaya başlamıştı. İstemsizce tekrar ona baktığımda, hafifçe kaşlarını çattı.
Sanırım dikkat çekecek kadar sessiz kalmıştım ve artık konuşmam gerekiyordu.
Bakışlarımı tekrar arkadaşlarıma çevirirken "Teşekkür ederim." Dedim, tutuk bir tavırla. Aynı anda yüzümdeki boş ifadeye nazik bir tebessüm yerleştirmeye çalıştım.
"Ee tanıştığımıza göre biz gidelim artık." Dedi Selin. "Ama senin birinciliğini kutlama fikrini sevdim. O iş bende..!
Selin'in çoşkulu tavrına gülümserken yavaş yavaş kendime gelmeye çalışıyordum. Hâlâ yanaklarımın alev alev yandığını hissederken, Murat'ın beni aramızda boşluk bırakmayacak kadar kendine çektiğini yeni fark ediyordum!
"Ay evet ya! Haketti Zehra'm bu kutlamayı... Kesinlikle yapalım. Hem sınıfça finallerden önce kafa dağıtmış oluruz." Dedi Büşra, heyecanla.
"Aslında finallerden sonra yapsak daha iyi olur." dedim, sesimi normal tonunda tutmaya çalışarak. Aynı anda Murat belimdeki elini omuzuma çıkarırken, minik bir nefesi saçlarımın arasından solumuştu. "Allah korusun bir aksilik falan olur kaçırırım birinciliği, boşa gitmesin." Dediğimde sesime minik bir tereddüt karışmıştı. İstemsizce bakışlarımı Murat'a çevirdiğimde bu olayı lehine çevirmesine sitem eder gibi nefeslendim. O ise yaptıkları gayet sıradanmış gibi her zaman ki ciddi ifadesiyle bakışlarını konuşan arkadaşlarımın üzerinde gezdiriyordu.
"Ay ne olacak sanki..!? Bir şey olmaz..." dedi Selin, rahat bir tavırla. Bakışlarımı Selin'e çevirdiğimde o merakla Murat'a bakıyordu. "Siz de gelirsiniz değil mi?"
"Biz gidelim artık!" Dedim birden. Ani çıkan sesimle Murat'ın bakışları bana dönerken "Gecikiyoruz ya biz..." dedim, hatırlatmaya çalışır gibi. Aynı anda oyalanmadan arkadaşlarıma baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra.
General FictionDoğu Anadolu'ya bağlı Kaledağ köyünde , dedesi ve kardeşiyle yaşayan Zehra'nın hayatı, bir gece ansızın onlara sığınan yaralı bir askerle değişir. 5 yıl sonra kaderin tekrar bir araya getirdiği Zehra ve Murat'ın hikayesi İstanbul'da devam eder . Ka...