Kaledağ-2014
Sobanın başında yer minderlerine oturmuş , dün geceden yarım kalan kitabımı okumaya başlamıştım.
Sobanın sıcaklığı beni mayıştırmıştı. Bugün ki yaşadığım stresten sonra başım ağrıdığı için örgülerimi açmıştım.
Kafamı hafifçe duvara yaslamış , bir elim çenemin altında kitabıma odaklanmıştım.Murat ile Bala ise karşımdaki döşekte yan yana oturmuş televizyon izliyorlardı. Aslında televizyonu tek izleyen Balaydı.
Arada gözüm Murat'a kayıyordu. Yan profilden görüyordum onları. Televizyon izler gibi baksada gözleri sık sık düşünceli şekilde dalıyordu.
Bugün beni kurtarmak için resmen yemek yapmıştı. Tabi öncesinde yine rahat duramamış yüreğime indirmeyi başarmıştı ama olsun. O geldiğinden beri yüreğime konan kuş , şimdi kanatlarını çırpıyor gibiydi.
" Gerçekten sevince anlarsın. O sana kendini sorgulatmaz. Sevgi içine yerleşince kalbin bir daha eskisi gibi atmaz. Ve sen bunu bilirsin."
Evde televizyonun kısık sesi dışında huzurlu bir sessizlik vardı. Gözüm yine Murat'ın yan profiline takılmıştı.
Geldiği ilk gün asker traşı olan saçları uzamıştı. Kirli sakalları giderek biraz daha gürleşiyordu. Gözüm ilk olarak sakallarının arasında duran dolgun şekilli dudaklarına gitti. Hafif sivri burnu yüzüne özel dizayn edilmiş gibi erkeksiydi. Gözleri.. her baktığında içimi titreten koyu kahve gözleri onlarca duyguyu içinde barındırır gibi nasıl bakıyordu.
Yanıbaşımda ki sobanın içinden gelen çatırdama sesiyle bana doğru baktı bir anda. Gözleri uykusu gelmiş gibi kızarmıştı.
Az önce onu izlerken daldığım düşüncelerden olacak yumuşacık bakışlarım karşıladı onu.
Hiç beklemiyormuş gibi şaşırdı.Bir iki saniye baktıktan sonra gözü elimdeki kitaba kaydı.
Gözleri tekrar gözlerimi bulduğunda hal hatır sorar gibi göz kırptı. Bu hareketin ona ne kadar yakıştığından haberi var mıydı ?
Hafifçe gülümserken -hiç- der gibi omuzlarımı kaldırıp indirmiştim.
Oda hafifçe gülümsediğinde Bala'yı işaret etti.
Gözlerim Bala'ya iliştiğinde kafası Murat'ın karnına yaslanır şekilde uyuya kaldığını gördüm.
Yavaşça ayağa kalktım. Bir iki adım onlara doğru atarken "Bekle ben şimdi alırım onu." Dedim.
Tamam der gibi kafa sallamıştı.
Murat'ın odasına gidip üstümü değiştirmiştim. Uzun geceliğimi giydiğimde odadan çıkıp banyoya geçtim.
Rutin yatmaya hazırlık işlemlerini yapıyordum. En son dişlerimi fırçaladığımda banyonun kapısına dedem geldi.
" Bizimkiler uyumuş kalmış." Dedi keyifle.
"Muratta mı diye sordum." Şaşırarak.
"Şimdi odunluktan geldim ikisi de kendilerinden geçmişler. Yazık Murat günlerdir soğuk odada yatıyor çocuk sıcağı görünce dayanamadı demek ki."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra.
General FictionDoğu Anadolu'ya bağlı Kaledağ köyünde , dedesi ve kardeşiyle yaşayan Zehra'nın hayatı, bir gece ansızın onlara sığınan yaralı bir askerle değişir. 5 yıl sonra kaderin tekrar bir araya getirdiği Zehra ve Murat'ın hikayesi İstanbul'da devam eder . Ka...