İstanbul-2019
11/05/19
Cumartesi
14:21!Çay bahçesinin etrafı yeşil yapraklarla çevrili demir kapısından içeri girdiğimde kulaklarımı büyük bir uğultu karşılamıştı. Hafta sonu olması sebebiyle sanırım, çay bahçesi düşündüğümden daha kalabalıktı.
Sigara dumanı, tavla pullarına ve çay kaşığı seslerine karışan çocuk çığlıkları...
Bu manzara yüzümde tatsız bir tebessüme sebep olurken korkar bakışlarımı sahil şeridindeki sıra sıra ahşap masalarda gezdirmeye başlamıştım.
Çok geçmeden sağ baştan ikinci masada oturan hafif kumral, kirli sakallı beyefendiyi görmek yüzümde rahatlamış bir tebessüme sebep olurken hiç vakit kaybetmeden ona doğru adımlamaya başladım.
Gözünde güneş gözlükleri, üzerinde kollarını dirseklerine kadar kıvırdığı lacivert gömleği vardı. Dirseklerini masanın üzerine dayamış, başını hafif sağa çevirmiş denizi seyrediyordu.
Ve kendini bu kalabalıktan soyutlamışçasına dalgın görünüyordu.
Öyle ki masanın kenarına geldiğimi bile omuzuna çapraz taktığım küçük hasır çantayı çıkarırken farketmiş, başını anlık bir refleksle çevirip bana bakmıştı.
Gözlüğünün altından üzerimde hissettiğim bakışları nazikçe tebessüm etmeme sebep olurken "Merhaba." Dedim. Çantamı masamın üzerine bırakıp tekrar ona baktım. "Çok bekletmedim umarım sizi."
Bir iki saniyelik duraksamanın ardından başını tekrar önüne çevirerek ve yavaşça ayağa kalkarak gözlüklerini çıkardı.
Birbirini bulan bakışlarımız ve yüzündeki bu hazırlıksız ifade tekrar tebessüm etmeme sebep olurken tokalaşmak için elimi uzattım.
"Zehra." dedim.
Bakışları uzattığım elime değdikten sonra tekrar gözlerime baktı.
Her zaman bu kadar şaşkın mıydı yoksa bu ilk buluşma heyecanı mıydı bilmiyordum ancak bence inanılmaz tatlıydı.
Birkaç saniyelik sessizliğin ardından ve yapması gereken tek eylemin bu olduğunu hatırlamış gibi kıpırdanıp elimi tuttuğunda "Murat." Dedi.
"Memnun oldum Murat bey." Dedim, kibar bir tonlamayla.
Hemen sonra elimi elinin arasından çekip bakışlarımı oturacağım yöne doğru çevirmek istedim ancak parmaklarının avucunun içinde küçücük kalan elimi daha sıkı kavramasıyla duraksadım.
Tekrar ona baktığımda "Ben de." Dedi. Ses tonu az önceki tutukluğunu üzerinden attığını haber veren bir netlikte çıkarken, dudağının kenarında, bakışlarımın oraya inmesine engel olamayacağım kadar güzel bir tebessüm belirdi.
"Ben de çok memnum oldum Zehra hanım."
*********
11/05/2019
Cumartesi
02:21!Komodinin üzerinde titreyen telefonumun rahatsız edici sesi kulaklarıma ulaştığında, bir boşluktan düşer gibi irkilip, göz kapaklarımı aralamaya çalışmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra.
General FictionDoğu Anadolu'ya bağlı Kaledağ köyünde , dedesi ve kardeşiyle yaşayan Zehra'nın hayatı, bir gece ansızın onlara sığınan yaralı bir askerle değişir. 5 yıl sonra kaderin tekrar bir araya getirdiği Zehra ve Murat'ın hikayesi İstanbul'da devam eder . Ka...