Bölüm 4

77.5K 4.3K 627
                                    

Kaledağ-2014

Murat'ın buraya gelişinin 4. Günü idi.
Dün gece sayıklamalarını duyup ona süt ısıttığımdan beri içimde bir kuş sürüsü bitmek bilmeyen bi göçe başlamıştı sanki.

Sabah uyandığımda dedemin sobanın üzerine çaydanlığı bıraktığını gelen taze çay kokusundan anlamıştım.

Dış kapının açılması ile yataktan doğruldum gelen dedemdi.

"Sarı kız'ın bi derdi var ama anlamadım. İki kere tekme attı eşşek oğlu eşşek" dedi.

Gülümsedim. Zaten bu sabah gülümsemeye yer ararım ben. Yine de çok abartmasamıydım.

"Ne o keyiflisin bakıyorumda."dedi dedem keyifli bi sesle.

Yataktan kalkıp mutfağa doğru ilerleyen dedeme arkadan sarılmış çok keyifli anlarda yaptıgım gibi yanağına öpücük konduruvermiştim.

"Dur deli kız , hayırdır sabah sabah Sarı kızın beni tekmelemesi mi hoşuna gitti yoksa" derken ikimizde küçük birer kahkaha atmıştık, dedemde bana sarılmıştı.

" Ne bu sabah sabah bi uyutmadınız" diye bağıran Bala'nın sesi daha çok gülmemize sebep olmuştu.

"Günaydın" diye salona giren Murat'a döndüğümüzde yüzümdeki muzip ifade silinmiş , dedemin kolunun altından çıkmıştım.

"Günaydın evlat gel sabah sabah seni de mi rahatsız ettik yoksa." Dedemin sesi keyifle çıkmış , sobaya odun atmaya başlamıştı.

Murat salona girerken bende dağılmış saçlarımı ellerimle düzeltmeye çalışır gibi yapıp  onun girdiği kapıdan çıkıp banyoya girmiştim.

"Yok zaten uyanmıştım" diyen Murat'ın sesi banyonun kapısını kapatmamla uzakta kalmıştı.

Elimi yüzümü yıkayıp , saçlarımı örmeye başladım. Banyodan çıkıp Murat'ın odasına girdiğimde her zaman ki gibi oda derli topluydu.
Öyle ki yattığı yatağın çarşafı bile pürüzsüz görünüyordu.

Dolabı açıp pijamalarımdan kurtulduğumda üzerime pazen elbisemi geçirmiştim. Siyah elbisenin  üzerinde beyaz küçük çicekler vardı. Zayıflamış mıydım. Belime oturan elbisem ancak benim farketebileceğim şekilde bollaşmıştı.

Zaten zayıftım ortalamanın üzerinde olduğunu bildiğim boyumun tam olarak kaç olduğunu bilmiyordum.

Başıma yazmamı önden saçlarım birazcık görünecek şekilde iki örgümün arkasına bağladığımda hazırdım.

Odadan çıktığımda çay kaşığı sesleri beni karşıladı.

Yer sofrasında oturan dedem , Bala ve Murat çoktan kahvaltıya başlamışlardı.

Dedemin her fırsatta anlattığı anılarını can kulağıyla dinliyormuş gibi görünüyordu Murat . Yüzündeki gülümsemeye meyilli ifadesini artık tanıyordum. Dedemin konuşması biter bitmez komik olmasa dahi tebessümünü hazırlamış gibi duruyordu.

Salona girip yer sofrasına doğru giderken hepsi anlık bana dönmüş aynı hızla önlerine dönmüşlerdi.

Murat ile Bala'nın ortasındaki boşluğa oturmuştum şimdi. Sohbetlerini dinliyor , kahvaltımı ediyordum.

"Eee hadi bakalım yeter bu kadar kahvaltı Bala bey ,koş önlüğünü giy seni ben götürücem okula." Dedi dedem.

"Bugünde gitmeyeyim dede yollar hala kapalı zaten." Diyen bala yüzünü asmıştı.

Zehra.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin