DILHUN ILE ZEYREK

1. Sezon 14. Bölüm

14. Bölüm
Seçim.

Zeyrek, Dilhunun gözlerine derin bir şekilde baktıktan sonra odadan çıkmıştı. Merdivenleri hızla inip soluğu Arasın yanında almıştı.

Depoya girer girmez Arasa yumrukları sıralamaya başlamıştı. Arası konuşamaz hale getirdikten sonra konuşması için dayak atıyordu bu seferde.

- Abi yeter öldüreceksin.
- Yetmez Yasin yetmez ! Bu puşt, Dilhuna yaptıkları yetmezmiş gibi bide tekrar ortaya çıkıyor ve af diliyor onursuzca. Hayır cevabını alıncada zor kullanıp dayak atmaya çalışıyor ve ben duracam öyle mi ? Bu küpeli kulağını siktiğiminin Arası bu gece sabaha kadar dayak yiyecek !
- Tamamda abi bayıldı herif şuan attığın yumruklar tokatlar boşa gidiyor herif hissetmiyor ki.
- Ha doğru lan. Şunu ayıltın öyle döveyim.
Bi cigara versene Ismail.
- Sen bırakmamış mıydın abi ?
- Şimdide başladım işte ver.

Sigaranın dumanı üzerlerinde tüterken depoya Dilhun girivermişti. Hepsine tek tek baktıktan sonra Arasa bakmıştı en son. Yüreğinde ki o acının nedenlerinden birisi oydu, ama onun verdiği acı kuşkusuz ex babasının verdiği acı kadar olamazdı. Dilhun, Arası bırakması için inmişti Zeyreğin yanına çünkü Aras suratına tükürülmeye bile değmezdi. Ama Zeyrekti bu. Eşşek sudan gelinceye kadar döver, sonrada eşşeği tekrar ikna edip suya gönderirdi, biraz daha dövebilsin diye.

Dilhunu yukarıya gönderdikten sonra ayılmasını bekledi Arasın. Aras uyanınca pişmanlığın dibine vurmuştu Zeyrek ona vururken.

- Ulan puşt oğlu puşt ! Bu kıza yaptıklarınız yetmedi, geri gelip yarım bıraktığınız işi bitirmeye mi çalışıyosunuz lan ! Ex babası öldürmeye çalıştı olmadı bu seferde sen mi gelip şansını denemeye çalıştın ha ?
- Abi dur vurma yeter konuşucam.
- Sus lan sus, deli deli küpeli.
- Ben Dilhuna zarar vermem, vurma.

- Ulan daha nasıl zarar vereceksin ? Bana bak oğlum, seni şimdi buradan sağ bir şekilde göndericem, bu daha önce görülmemiş bir şey. Sana değmeyeceği için o pis canını bağışlıyorum ama bir daha Dilhunun yakınında görürsem, seni boğaz köprüsüne götürür bütün abazalara siktiririm, hem avrupa izler seni hem asya !
- Boğaz köprüsü kısmını anladım abi ama Dilhun kim ?
- Dilhun olmasında büyük rol oynadığınız Rüya Imirza.

Aras başını sallamıştı başının hala gövdesinde olduğuna sevinerek. Dilhun yukarı çıkmamış konuşmaları dinlemişti. Bu güne kadar nasıl görememişti bu Arasın gerçek yüzünü.

2 Gün sonra.

Dilhun ve Zeyrek 2 gün boyunca hiç konuşmamıştı, ikiside köşesine çekilmişti sanki. Yaşadakları şeyler çok ağırdı, biraz dinlenmeye ihtiyaçları vardı. Evin içinde birbirlerinden kaçıyorlardı adeta. Elbet buluşacaklardı, bu kaçış çare değildi acıları unutmaya.

Mestan ve Ağrılı hala Zeyreğin evindeydi. En azından sular durulana kadar evde kalmarını istemişti Zeyrek.

Zeyrek ikisiyle bir toplantı yaparak planını anlatmak için evinin en üst katında, dışarıya bakan bir toplantı odasında görüşme düzenlemişti. Çünkü Ağrılı ve Mestan sadece uyku çekmek için geliyorlardı Zeyreğin evine. Onun dışında dışarıda iş yoğunluğu vardı. Neticede hepsi iş adamıydı.

- Hele şükür yüzünüzü gördük gardaş yaw.
- Gardaş işler güçler biliyon.
- Biliyozda, yukarısı var sende bunu biliyon.
- Hay siksinler o yukarıyı.
- Ben de tam onu diyorum Ağrılı gardaşım, artık şunları bi siksek.
- Gardaşlar sikelim sikelimde, deve kuşunun kafasını kuma gömme efsanesi var bilirsiniz. Herifler kafalarını kumdan çıkarmıyorlar ki bulup koparalım kafalarını.
- Işte tamda bu dediğinden yola çıkacaz Mestan.
- Nasıl yani ?
- Deve kuşu kafasını kuma gömünce, gövdesi dışarda kalır demi ? Bizde o gövdeyi bulacaz. Gövdeyi bulunca biz o kafayı elbet kumdan çıkarırız.
- Yukarının itlerini bulalım diyorsun yani.
- Aynen.

Ağrılı cebinden çıkardığı sigara paketini Zeyrek ve Mestana uzatarak birer sigara ikram edip lafa girmişti.

- Bunların gövdesini bulmak bile zor zanaat gardaşlar. Hadi bulduk, it bir değil iki değil nereden bilecez hangisinin gerçek it olduğunu.
- Kemikler lezzetli olursa en has it alır o kemiği.
- Nasıl olacak o ?
- Ilk kemik atıldığında, gerçek it risk alıp bir kemik için kendini feda etmez. Baktı ki birinci kemikte sıkıntı yok, dikkatini çeker.

Ikinci kemik geldi, ondada sıkıntı yoksa emin olmak ister. E üçüncü kemiktede sorun olmayınca kimseye bırakmaz o kemiği o itoğlu it.

- Gardaş biz senin kadar akıllı adamlar değiliz bizim anlayacağımız şekilde anlat hele.

- Diyorum ki; biz bir haber salıcaz aleme, Zeyrek, Mestan ve Ağrılı yeni bir güç konseyi oluşturuyor diye. Yanımızda olmayı seçenler yaşayacak ama karşımızda durmayı seçen kim varsa sülalelerini bu kainattan silecez diye. Bu haber memleketin her tarafına ulaşacak ve dolayısıyla yukarınında dikkatini bir hayli çekecek. Eğer panikle hareket edip bizi yok etmeye çalışırlarsa bu iş tamamdır.
- Nasıl tamam olacakmış o iş ?

Sigaralar yanmaya devam ediyordu o sırada.

- Panikle hareket etmek, hataya sebep olur. Bunu herkes bilirde sen bilmez misin gardaş ?
- Bilirim elbet ama bu yukarısı profesyonel gavatlardan oluşuyor panikle hareket etmezlerki. Bu memleketin en akıllı, en temiz oyun kuran, en güçlü adamları. Bizim gibi basit adamların konseyinden korkup panikle hareket ederler mi ?

- Hepten gömdün bizi be gardaş.
- Gerçekler gardaşım.
- Doğrudur, bizim gibi basit adamlar için uğraşmazlar. Ama sizi bir beni ikince kez yok edemedikleri için hafif bir paniğe kapıldılar. Bu güne dek ellerinden kim kaçabilmiş.
Ne Toroslar, ne Hacısalihoğulları, ne Arslan ailelerini harcadı bunlar. Bizim gibi basit adamları öldüremeyince itibarları sarsıldı güç mü kaybettiler diye.

Şimdi biz yeni bir oluşum kurmaya başlayınca illaki bir panik olacaktır sen güven bana gardaşım
- Sana güvenim sonsuzdur gardaşım benim.
- Eyvallaaaaah.

Oynadıkları bu oyun, ya sonları olacaktı yada...

Kim bilir, belkide yukarıya yaklaşacaklardı.