<27

11.8K 744 149
                                    

"Eee ne yapıyoruz?" dedim heyecanlı bir şekilde.

"Eee'si mükemmel gece başlasın." dedi. Elindeki içki ve abur cubur dolu poşetleri masaya koydu.

Cips paketlerini açarken kapı çaldı. Batu ile birbirimize baktık.

"Bu kim anasını satayım?" dedim ve kalkıp delikten baktım. Doruk'tu. Batu'ya bakıp dudaklarımı oynatarak Doruk dedim. Gözlerini devirdikten sonra aç anlamında kafa salladı.

"İyi akşamlar." dedi Doruk hafif tebessüm ederek.

"Ne oldu?" kaba davranıyor olabilirim ama önceki kibarlıklarımı sayabilir. Beni aldatmadan önceki kibarlıklarımı. Kendi kendime sinirlenip kafa salladım.

"Bir şeyler oldu. Ama benimle ilgili değil. Batu'ya ilgili. Ve seninle de."

Kapıyı iyice açıp içeri davet ettim. İçeri girip koltuğa oturdu. Bir an gözleri masaya takıldı.

Sonra Batu'ya dönüp "İdil diye birini tanıyor musun?" dedi.

Batu kafa salladı. "Evet?"

Bense göz devirmekle meşguldüm.

"Bugün benim kafeye geldi. Koray hakkında bir sürü şeyler sordu."

"Cevap verdin mi?" dedim.

"Yarım yamalak. Dikkat çekmesin diye."

"Sen ne alaka? Ve nasıl buldu ki seni?" dedim. Doruk dudaklarını büzdü.

"Bizimle ilgili bir şey sordu mu?" dedi Batu endişeyle.

"Hayır. Sormak istedi ama kendine yediremedi sanırım. Güya senin iyiliğini istiyormuş da o yüzden Koray'ı soruyormuş gibi yaptı."

"Ah klasik. Bir gün seni İdil'in önünde öpeceğim." dedi sinirle bana bakarak. Sırıtmamaya çalışarak sırıttım. Bakışlarımı yerden kaldırdığımda gözlerim Doruk ile karşılaştı.

"Bu kız ne yapmaya çalışıyor?" dedim Batu'ya.

Kafa salladı. "Bilmiyorum. İlk defa böyle bir şey yapıyor. Çünkü ilksin."
Bugün daha ne kadar düşecektim Batu'nun hareketlerine bilmiyorum.

"Kötülüğünüzü istemediğim için geldim. Dikkat edin." dedi Doruk ve ayaklandı.

"İstersen kal." dedi Batu. Hızla kafamı ona çevirdim. Kızar gibi kaşlarını çattı.

Doruk "Çok fazla işim var. Gitmem gerek. Başka zamana." dedi gülümseyerek ve gitti. Kapıyı kapattıktan sonra içeri gittim.

"Ne bu? " dedim.

"Bilmiyorum." dedi kafasını geriye atarak.

"Ben de bilmiyorum." koltuğa oturdum. "Bu işin buraya kadar gelmesine izin vermemeliydin." dedim.

"Ne yapmamı istiyorsun?" dedi bıkkınlıkla.

"Bir şey istemiyorum yapmalıydın diyorum."

"Şuan bunun için elimden bir şey gelmediğini biliyorsun." dedi.

"İdil seninle kafayı bozmuş." dedim. "Tüm yıl uzak olduğunuz için fark etmemişsin ama gerçek bu."

Yüzüme bile bakmıyor, hiçbir şekilde karşılık vermiyordu.

"Yüzleşmekten korkuyorsun. Ya da beni ciddiye almıyorsun. Beni önemsemiyorsun Batu. " dedim yeni yeni fark eder gibi.

Cevap vermedikçe daha çok sinirleniyor ve daha çok konuşuyordum.

Ellerimi hararetli bir şekilde birleştirdim. "Hayatı kolay yaşamayı savunuyorsun ama her şeyi daha da zorlaştırıyorsun, hiçbir şeyin ciddiyetinin farkında değilsin."
Bendeki bu rahatsızlığın onda tam tersi bir rahatlık olduğunu fark edip pes ettim.
"Neyse önemli değil."

Bir süre sessizce durduk. "Sanırım biraz kafanı toparlamalısın." dedim birden ayağa kalkarak.

"Ne?" dedi şaşkınlıkla. Söylediklerimi unut deyip ona sarılmak istiyordum.

Omuz silktim. "Duydun."

O kadar konuşmuştum, dönüp bakmamıştı bile. Söylediklerimi kaale alması için gitmem mi gerekiyordu?

Odaya girip birkaç parça kıyafet aldım. Geri döndüğümde kalkıp yanıma geldi. Gitme diyecekti. Sadece gitme.

"Benim yüzümden ayrılmamızı istemiyorum." dedi elime dokunarak. Hayal kırıklığıyla ona baktım. Duymak istediğimden çok uzak şeylerdi bunlar. Batu'dan asla duymak istediğimi duyamamıştım zaten.

Yavaşça elimi çekip ensesine koydum.
"Ayrılmıyoruz, ama gitmemin sebebi sensin." dedim. Hafif dolu gözlerini gözlerime dikti.

"Ne istediğine karar ver. Kafanı toparladığında beni bul." dedim ve göz kırpıp evden çıktım.

Çocuklarımı üzdüm :(

¦Nude¦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin