"Kapıyı açmayacak mısın Batu?"
"Sen hala hangi yüzle geliyorsun ki buraya?"
"Lütfen Batu,"
"Hayır Koray, açarsam her şey daha kötü olur."
"Sadece konuşacağım, söz."
"Ben bunun sözünü veremem."
"Hadi Batu." dedim ısrar ederek.
Kapı yavaşça açıldı. Batu ise ürkekçe kendini gösterdi.
"Seni yine kandırdım desem bana çok kızar mısın?"
"Ne anlam..."
Lafını bitirmesine izin vermeden kapıdan dudaklarına uzandım. Onu içime sokacak gibi sert ama canının yanmasına izin vermeyecek kadar yumuşak öpüyordum. Elimle ensesini yavaşça okşarken içeri girdim. Ve en sonunda beklediğim karşılığı aldım.
Dudaklarımızı zar zor ayırarak alınlarımızı birleştirdi.
"Telefon" dedi nefes nefese. Bu hali onu daha çok öpme isteği uyandırıyordu içimde.
"Telefon Koray, bakmayacak mısın?"
Kafa salladım.
Açık kapıdan içeri upuzun boyuyla Doruk girdi.
"Koray, annem her şeyi görmüş dün gece. Evlenmemiz gerekiyormuş. Babamlar atla kapıda."
"Siktir. Bu neydi böyle?" yatakta doğrulup etrafıma baktım.
Çalan telefona uzandım. Gecenin ikisinde kimdi bu?
"Koray bey,"
"Evet?" dedim zar zor çıkan sesimle.
"Batu Çokyaşar şuan *** hastanesinde. Gelebilmeniz mümkün mü?"
"Ne oldu Batu'ya?" dedim yorganı üstümden atarken.
"Batu bir kaza geçirmiş. Buraya geldiğinizde detaylıca konuşabiliriz. Durumu iyi ve bilinci yerinde. Endişe etmeyin."
"Tamam ben geliyorum."
Onu evinde bırakmıştım. Neden gece dışarı çıkmıştı ki?
Hızla giyinip düşünmeden Doruk'u aradım.
"Doruk, bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm ama arabana ihtiyacım var." dedim telaşla.
"Sakin ol önemli değil. Bir şey mi oldu?" dedi uykulu sesiyle.
"Evet. Batu kaza yapmış sanırım."
"Tamam sen sakin ol ben hemen getireyim. Yurtta mısın?"
"Evet. Ama gelme ben almaya geleceğim."
"Koray zaman kaybı olur bekle orda geliyorum."
Telefonu kapattım ve yurt görevlisinden de izin alıp kapıda beklemeye başladım.
10 dakika sürmeden Doruk geldi.
Arabaya binip kafamı ellerimin arasına aldım.
"Gece neden dışarı çıkmış ki?"
"Bilmiyorum." dedim hızlıca.
"Siktir." dedim yoksa bu,
"Yoksa uyurgezerliği falan mı tuttu?"
"Batu uyurgezer mi?"
"Evet anasını satayım." Ah Batu. Beni hep delirtiyorsun.
"Gelmedik mi?" dedim.
"Az kaldı. Hem neden seni aramışlar?"
Ona bakıp göz devirdim ama o bunu görmedi. Kafa salladım.
"O istemiştir." dedim zar zor konuşarak.
"Siz o kadar yakın oldunuz yani." dedi çekinerek.
"Bilmiyorum."
"Benim hep seninle olduğumu biliyorsun ama değil mi?"
"Bilmiyorum."
İmalı şekilde kafa salladı.
Birkaç dakika sonra hastaneye varmıştık. Doruk beni kapıda indirdi ve arabayı park etmeye gitti.
Koşarak içeri girdim.
"Ee, Batu, Batu Çokyaşar. Hangi odada?"
"307."
Kapı numaralarına bakarken koşmaya devam ettim.
Nefesimin kesildiğini hissettim.
O sırada birine çarptım ve refleksle üstünden tutmaya çalıştım.
"Siktir." diye mırıldandı kolundaki alçıya bakarken. Kafasını kaldırdığında gülümeye başladım.
"Sen, sen ciddi misin?" dedim nefes nefese.
Ah Batu ah. Delirttin çocuğumu. Doruk sen de salsan mı artık bebeğim?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
¦Nude¦
Short Storyİkinci el aldığınız bir bilgisayarda eski sahibinin nudeunu bulursanız ne yaparsınız? Silmelisiniz. B×B bir kurguuuu. Kısa ve vakit öldürmelik. For you @whitefunruins @pandayunicorn Taekook kurgusu değil.