¦Nude¦

<45

"Ayyyyyy!" diye esnedim yataktayken.
"Öylece uyuduk mu yine ya," diye söylendim.

"Günaydıın," dedi Koray gözlerini açmaya çalışarak. "Of çok yorulmuşum." diyince güldüm. O da bakıp güldü. Aramızda saçma ve gereksiz bir çekim vardı şuan.

Gülmeye devam ederek yatakta doğruldum ve Koray'dan uzaklaştım.
"Git banyoya gir,"

"Niye gülüyorsun?" dedi gülerek. Omuz silktim.

"Sen neye gülüyorsun?"

Cidden neye gülüyorum? Doğruldu ve uzanıp yanağıma bir öpücük bırakıp banyoya gitti.

Ben de kalkıp çarşafları değiştim. Yatağı toplarken telefon çaldı.

"Efendim Alper?"

"Napıyorsun?"

"Yeni uyandım falan sen?"

"İyi ben de. Şey İzmir'de misiniz?"

"Evet,"

"He ben de İzmir'deyim."

"Oğlum niye bana haber vermiyorsunuz?" diye çıkıştım. İki gün üst üste fazla gelmişti.

"Ya sana gelmedik korkma." dedi tripli tripli.

"Onu demedim ya, dün İdil'de bana haber vermeden, neyse boşver kime geldin?"

"Noldu ciddi bir şey mi?"

"Ya anlatırım bir ara. Sen anlat."

"Ev arkadaşımın ailesinin tatil köyü gibi bir yeri var birkaç günlüğüne geldik. Sizi de göreyim dedim. Akşam bir şeyler içelim."

"Tamam olur herhalde. Koray'a da sorar yazarım."

"Aman beyinden izin al."

"Onunla görüşmek istediğin için dedim salak."

"He he." saçma sapan göz kırpışını görebiliyordum.

~~~

"Ee ne zaman gelecek bu çocuk saat 10 oldu." dedi Koray yerde otururken.
Ben de mutfakta bir şeyler hazırlıyordum.

"Koltukta niye oturmuyorsun?" dedim gülerek.

"Orası artık kutsal bir mekan." dedi göz kırpıp. "Şaka şaka, burası daha rahat."

"Seni bardan almaya geldiğimde saksıda oturuyordun."

"Şu pantolonumu çıkarıp beni banyo yaptırdığın gün mü?" dedi alayla.

"Her şeyi de hatırlıyorsun maşallah."

"Sen söyledin diye hatırlıyorum yoksa nerdee," dedi dalıp.

"Oğlum tanışalı kaç gün olmuştu da sen gelip beni aldın da üstümü çıkardın da..."

"İyi kalpli bir insanım." diye böldüm lafını.

"Senin amacın başkaydı da neyse."

"Evet o gün ev arkadaşı olmayı teklif edecektim." dedim.

"Oha, içmek için en yanlış günü seçmişim." dedi hayretle.

"Senin de gönlün en başından beri bende de," dedi iç çekip televizyona döndü. Kapı çalınca hızlıca kalkıp açtı.

"Vaaay," sesleri yükseldi. Çok geçmeden Koray elinde biralar yanında Alper ile geldi. Alper beni mutfakta görünce bir anlığına donup kaldı.

Dudaklarını birbirine bastırıp gülmemeye çalıştı.

"Ya bak cidden döverim seni Alper," dememle gülmeye başladı. Koray da.

"Ya sen evde hiç mutfağa girmiyor musun? Girmezsin sen öküz," diye söylenip devam ettim.

"Of kızma ya, komik diye gülüyoruz işte. Ama sen de baya baya pasi..."

"Öldün..." dedim başımı sallayarak.

İnanmayarak kaşlarını kaldırdı ve içeri geçtiler. Bir süre sonra kapı tekrar çaldı. Koray masayı hazırlarken Alper ayaklanıp kapıya koştu.

"Birini mi bekliyoo... Ooo... " derken kapıyı açtı. Gözlerimi kısıp merakla kapıya baktım.

"Sen kimsin?" dediler aynı anda.

"Ben Koray'ın arkadaşıyım."

"Ben Batu'nun arkadaşıyım."

Gülüştüler. Ağzım açık onları izliyordum. Alper elini ensesine attı. Ağzım iyice açıldı. Bu sefer ben gülmemeye çalıştım.

Koray kapıya gitti. "Doruk? Bir şey mi oldu?"

"Eve kargo geldi. Senin adına. Aradım ama ulaşamadım. İşim yoktu getireyim dedim." dedi omuz silkip.

"Telefona bakamadım dünden beri. Şarjı bitmiş herhalde kusura bakma. Ben adresi değişmeyi unutmuş muyum cidden?" dedi Koray çekinerek. Alper askılığa yaslanmış pür dikkat onları izliyordu.

"Neyse teşekkür ederim. Gelsene," dedi.

"Yok ya rahatsız etmeyeyim. Misafir de var sanırım." dedi Alper'e bakıp.

"Bir şey yapmayacağız içeceğiz gel hadi."

Dört erkek baş başa içecek. Bence de bir şey yapmayacaksınız. Alper ve Doruk'u sap bırakmaya gönlüm el vermedi ne yapayım. İyi okumalar<3