Sen Nasıl İstersen (31)

169 17 48
                                    


  Masada oturmuş kahvaltı yaparken, Chanyeol sürekli Baekhyun’un ağzına bir şeyler uzatıp, daha fazla yemesi için ısrar ediyordu. O kadar doymuştu ki neredeyse nefes alamayacak hale gelmişti. "Chanyeol, yeter doydum, daha fazla yiyemem."

   "Olmaz, gücünü toplayabilmen için yemelisin."

   "Ama biraz daha yersem patlayacağım, midem acımaya başladı artık."

     Chanyeol ona gönülsüzce baktı, biraz daha yemesini istiyordu ama ısrar etmedi. "Ah, peki o zaman seni odaya götürüp yatırayım, sonra bunları toplarım," diyerek masayı işaret etti.

    "Odaya gitmek istemiyorum, yatmak zorunda mıyım?" Baekhyun son cümleyi uzatarak söylemişti, oda da canı sıkılıyordu. "Burada salonda otursam, içeride çok canım sıkılıyor, söz yorgun hissedersem gidip yatarım." Ardından dua eder gibi ellerini birleştirip dudaklarını bükerek ona baktı. "Lütfennnn..." derken sesi çok sevimli çıkıyordu.

    Baekhyun, bu haliyle küçük köpek yavrularına benziyordu, böyle konuşup davranırken ona hayır diyebileceğini sanmıyordu.

    "Baek, meleğim sana nasıl hayır diyebilirim ki? Söz verdin yorgun hissedersen doğru yatağa gideceksin. Şimdi şu ilaçlarını iç bakalım," diyerek elinde tuttuğu ilaçları ona uzattı. Baekhyun’un suratını buruşturup baktığını görünce, "İtiraz istemiyorum bunlar içilecek," diye onu uyardı. Baekhyun söylenerek hepsini içtiğinde. "İşte böyle, bunlar senin iyiliğin için."

    Chanyeol, onun koltukta yarı oturur şekilde uzanmasını sağladıktan sonra odadan yastıkla battaniye getirip üstünü örttü.

    Öğlene doğru Xiumin geldiğinde onları birlikte tv’de film izlerken buldu, yanlarına giderek oturdu.

    "Selam, nasıl oldun, kendini nasıl hissediyorsun Baek?"

    Xiumin sorduğunda Baekhyun biraz doğrularak ona gülümsedi. "İyiyim Xiumin, teşekkürler."

   "Chanyeol, nasıl olduda Baek’in yataktan çıkmasına izin verdin, şaşırdım doğrusu."

    Chanyeol, pes etmiş gibi gülerek Xiumin’e baktı. "Öyle içten yalvardı ki, hayır dememin imkanı yoktu."

    Baekhyun, ikisinin konuşması yüzünden biraz utanmış, yanakları pembeleşmişti, hâlâ  alışamamıştı onların bu rahat tavırlarına. Xiumin, Chanyeol’a bakarak sırıttı.

    "Chanyeol, seni hiç kimsenin kararından vazgeçiremez diye bilirdim, ama sanırım Baek sana istediğini yaptıran tek kişi olmalı." Sonra Baekhyun’a dönerek baş parmağıyla onaylar işareti yaparak. "Ben senin arkandayım Baek, böyle devam et," deyip göz kırptı.

   Chanyeol ağzı açık bir şekilde onlara bakıyordu, şakacıktan kızmış gibi yaparak, "İnanamıyorum az önce en yakın dostumla sevgilim, küçük meleğim bana karşı ittifak kurdu, korkmalı mıyım acaba?" diye sordu.

     Xiumin ve Baekhyun  aynı anda, "Evet korkmalısın bence," diyerek gülmeye başladılar.

    Xiumin birden ciddi bir sesle Chanyeol’a dönerek, "Chanyeol, dün akşam konuştuğumuz şeyi Baek’e anlattın mı?" diye sordu.

    Chanyeol, akşam ki konuşmalarını hatırladı.

    Xiumin ona Sehun’un, Suho ile ilgili anlattıklarını Baekhyun’a anlatması gerektiğini söylemişti.

    Baekhyun ikisine bakarak merak ederek sorduğunda sesi endişeli çıkmıştı. "N-Ne? Neyi? Bana neyi anlatacaktın?"

    Chanyeol, ona dönüp ellerini, ellerinin içine alıp derin bir nefes aldıktan sonra, "Aslında  daha sonra anlatacaktım. Senin biraz daha toparlamanı bekleyecektim ama Xiumin sağolsun," diyerek ona  bir bakış attı, sonra tekrar Baekhyun’a dönüp devan etti. "Dün hastahaneden çıkmadan önce Sehun ziyaretine gelince onunla konuştuk, bana bazı şeyler anlatmıştı," diyerek bütün konuşmayı en başından sonuna kadar Baekhyun’a anlattı.

Yeni Gelen Öğrenci/ Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin