Eve Gidelim Chan (32)

143 17 41
                                    

    Chanyeol, Baekhyu’nu sınıfına bıraktıktan sonra kendi bölümüne gitmişti ama aklı Baekhyun’da kalmıştı. Acaba Suho’yu görünce tepkisi ne olacaktı? Sehun’u gece Baekhyun uyuduktan sonra tekrar aramış, ona dikkat etmesini istemişti.

     "Sehun, ben yokken ona dikkat et. Baek sana emanet, henüz tam olarak toparlamış değil."

      "Merak etme Chanyeol, endişelerini anlıyorum, bana güven," demişti Sehun güven veren sesiyle.

    Sonunda sınav bitmişti, sorular genelde Chanyeol’la çalıştıkları konulardan çıkmıştı. Baekhyun çok rahat, hiç zorlanmadan cevaplamıştı soruları. Göz ucuyla Suho’ya baktığında onunda kendine baktığını gördü. Hocanın sınıftan çıktığını görünce ayağa kalkıp kapıya yöneldi, çıkmadan önce dönüp Suho’ya bakarak söylendi. "Ne bekliyorsun, gelmiyor musun?"

    Suho, oturduğu sıradan kalkıp ağır adımlarla yanına geldi. Neler olduğunu anlamaya çalışan Sehun hemen yanlarına gelip onlara bakarak konuştuğunda yaşadığı gerginlik sesine yansımıştı. "Neler oluyor? Nereye gidiyor sunuz? Siz ikiniz yine ne karıştırıyor sunuz?"

    Sehun’un gergin çıkan sesini duyan Baekhyun ona döndü. "Merak etme Sehun, sadece konuşacağız. Çözmemiz gereken sorunlar var."

    "Baek, buna izin veremem, ben de sizinle geliyorum," diyen Sehun, Chanyeol’ün ona söylediklerini hatırlamıştı. Chanyeol, ikisini bir arada yanlız gittiğini duysa çıldırırdı. Baekhyun itiraz edecekken onu susturdu. "Hayır, kabul etmiyorum." İkisine sert gözlerle baktı işaret parmağını ikisine doğru sallayarak devam etti. "Siz ikiniz beni iyi dinleyin, ya ben de gelirim, ya da sizde gidemezsiniz. Anlaşıldı mı?"

    Baekhyun çaresiz kabul etmek zorunda kaldı. Sehun söylemesede anladığı kadarıyla Chanyeol onu yanlız bırakmaması konusunda uyarmış olmalıydı. İtiraf etmesi gerekirse bu onu hem mutlu etmiş, hem de kendini güvende hissetmesini sağlamıştı.

    Sevdiği adam tarafından korumaya alınmak güzel bir duyguydu.

    Koridorda ilerleyip arka bahçeye doğru yürüdüler, bu saatte orada kimse olmazdı.




   Chanyeol, saate bakıp Baekhyun’un sınavı bitmiş midir acaba? diye düşündü. Hoca sınıftan çıkar çıkmaz onun bölümüne doğru hızlı adımlarla ilerledi. Suho ile karşılaşınca ne yapmıştı acaba. Sınıfa geldiğinde ne onu ne de Sehun’u göremedi, Suho’da ortalıkta yoktu. Hemen telefonunu çıkarıp Baekhyun’u aradı ama telefonu kapalıydı. Telaşlandı. Tekrar denedi, yine kapalıydı.

   "Tanrım! olamaz aynı şey tekrar yaşanıyor olamaz değil mi?" diye söylenerek sınıftan koşarak çıktı, bir taraftan da Sehun’un numarasını çeviriyordu.

     Yaşadığı endişe yüzüne yansımış, Baekhyun’a bir şey olacak korkusuyla nefesi kesilmişti. Sehun’un cevap vermesini beklerken telefonu tutan eli titriyordu.

    "Alo! Chanyeol."

    "Sehun! Baek nerede?" Bir solukta sert bir sesle sorduğunda, hattın diğer ucunda kısa bir sessizliğin ardından Sehun’un gergin sesi duyuldu.

    "Baek, şu an arka bahçede, Suho ile birlikte."

    Sehun’un cümlesini bitirmesiyle Chanyeol’un öfkeyle bağırması yüzünden sesi tüm koridorda yankılandı.

    "Ne?(!) onun yanında ne işi var? Sana onun meleğime yaklaşmasına izin verme demedim mi?"  Chanyeol öfkeyle soludu tüm bedeni sinirden titriyordu.

Yeni Gelen Öğrenci/ Chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin