14~ Yemek

6.2K 789 411
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

14. Bölüm

Üzerimdeki abartı takım fazlasıyla rahatsız edici değilmiş gibi, üzerimde sabitlenmiş bakışlar işi daha da sinir bozucu hale getiriyordu. Sıkıntılı bir nefes vererek gözlerimi önümdeki yemekten ayırıp tam karşımda, büyük bir rahatlık ve umursamazlıkla oturan Bay Jeon'a çevirdim. Bıçağı yardımıyla önündeki bifteği keserken hiç de söylenen cümleleri ve üzerimize çevrilmiş gözleri takıyor gibi durmuyordu.

" Nasıl bu kadar rahat bir şekilde yemeğinizi yemeye devam edebiliyorsunuz?" dediğimde Bay Jeon bana kısa bir bakış attı fakat ardından aynı umursamazlığıyla tekrar yemeğini yemeğe devam etti.

" Edebiliyorsunuz değil, 'edebiliyorsun baba' diyeceksin." Elimdeki bıçağı büyük bir şiddetle kafama geçirip kendimi öldürme isteğiyle savaştığımda yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim cani düşüncelerim dışarı yansımasın diye. " Birazdan misafirlerimiz gelecek. O zaman da bu şekilde konuşmamalısın."

Sakin kalmak adına derin bir nefes verdiğimde Bay Jeon çatalına geçirdiği küçük parça bifteği ağzına atıp tekrar bana baktı. " Artık herkesin yanında sizin çocuğunuz gibi mi davranmam gerekiyor?" dedim suratımı buruşturmamak için zor tutarak. " Sadece Jackson'ın olduğu ortamlarda böyle yapacağımızı sanıyordum. Neden burada da yapmamız lazım?" Cümlemi bitince duraksayıp kaşlarımı çattım. " Asıl önemli soru şu: Benim neden sizin iş arkadaşlarınız ile olan görüşmenize germem gerekiyor?"

Bay Jeon fazlasıyla klas bir hareketle üçgen şekildeki peçeteyi eline aldı ve ufak hareketlerle dudaklarını temizledi. Tanımasam kraliyet üyesi olduğunu bile düşünebilirdim. Tabii bu kadar soğuk bakmasaydı...

Bay Jeon peçetesini katlayarak tabağının kenarına koydu ve tekrar ifadesiz bakışlarını bana çevirdi. " Jackson'ın okuldaki halini biliyorsun, bir de sana söylediğim birkaç şeyi." Bu konuşmanın nereye varacağını bilmediğim için çatık kaşlarla ona bakmayı sürdürdüm. " Jackson hakkında bilmediğin fakat en önemli bilgilerden biri şu: Jackson, Wang Şirketi'nin veliahdı." Veliaht kelimesini söylerken büründüğü alay dolu ifadede bir sürü cinayet gördüm.

" Bu neyi ifade ediyor?" Bay Jeon bana aptalmışım gibi baktığında elimdeki bıçağı daha sıkı kavradım. Bıçağı kendime değil de ona saplamam çok daha makul görünmeye başlamıştı.

" Jackson ile karşılaşacağın bir sürü davet olacak. O zaman senin baban olduğumu başkaları bilmediği için Jackson bir şeyler olduğunu düşünebilir. Bu yüzden şimdiden birkaç kişinin bunu öğrenmesi gerekiyor."

" Direk beni bu davetlere götürmeseniz de bu kadar uğraşmamıza gerek kalmasa keşke," diye homurdandığımda Bay Jeon bana düz düz baktı. Bu düz ifadelerine dayanamadığım için konuşmaya devam ettim. " Bu yalana inanmayanlar olacaktır. Gökten düşer gibi gelen bir evlat fazlasıyla komik duruyor. Böyle bir şey olursa ne yapacaksınız?"

" Kimliğini göstereceksin." Kaşlarım çatıldı.

" En son hatırladığım kadarıyla kimliğimde sizin isminiz yazmıyordu," dedim sakince. " Bana sahte kimlik mi çıkarttınız?"

Bay Jeon alayla gülümseyip sırtını sandalyesine dayadı. Masada duran kırmızı şaraptan ufak bir yudum alırken bu kadar kırmızı şarap hayranı olması her zamanki gibi dikkatimi çekti. Çok sık içtiğini görüyordum ki bana ekşi ve acı gelen bu içeceğin Bay Jeon'un en sevdiği içecek olması ne kadar farklı kişiler olduğumuzu her an daha da gözüme sokuyordu. Gerçi farklı insanlar olmamız çok da umurumda sayılmazdı.

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin