35~ Lunapark

4.1K 551 406
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

Medya şarkısı: Black on black- Greyson Chance

35. Bölüm

Duygularımı kontrol altında tutmak benim için şu birkaç yıldır hayli kolay olmuştu çünkü vücudumdaki tüm duygular sanki sömürülmüş gibiydi. Sahte gülüş bile sergileyemeyecek kadar donuk dudaklarım, parıldayamayacak kadar feri sönmüş gözlerim vardı. Bu duygu eksikliğimi kapatmak için yüzüme kalın bir maske geçirmiş, kendime hayali kişiler yaratarak tekrar canlanmayı denemiştim fakat hiçbirinin doğru düzgün bir işe yaradığı da olmamıştı. Gerçi, anne babasını kaybetmiş, kardeşi kanser tedavisi gören, cebinde beş kuruş kalmamış ve çok istediği bölümü bırakmak zorunda kalmış birinin ne derece mutlu olması beklenebilirdi ki? Şu sıralar durup düşünüyor ve o zamanki kendime teşekkür ediyordum. İntihar etmediğim, Jiyeon'u bir başına bırakmadığım ve kendime aşık olmak için zaman verdiğim için, o acılar içinde zorlukla nefes alabilen kendime teşekkür etmek zorundaydım. Eğer biraz daha yaşamak için çabalamasaydım ne şu an elimi tutarak kocaman gülümseyen Jiyeon'u görebilirdim ne de gözleri parıldayan, yüzüne huzurlu bir tebessüm yerleştirmiş Jungkook'u. 

Bana biraz daha nefes almam için izin verdiği her an için, birkaç yıl önceki kendime teşekkür borçluydum çünkü pes etmediğim o anlar sayesinde mutlu bir zamana gözlerimi açabiliyordum.

" Oppa, pamuk şeker alalım mı?" diyerek elimi çekiştiren Jiyeon gözlerini sık sık kırpıyor, sanki her an onu bırakıp gidecekmişim gibi dikkatle bana bakıyordu. Belki de ben bu şekilde düşünerek kuruntu yapıyordum çünkü bu ortamda birinin gideceğine dair korkuyu yaşana kişi Jiyeon değil, bendim.

Ona cevap vermeden önce gözlerimi etrafta gezdirerek  onlarca stada bakındım. Lunaparkın aşırı kalabalık olmasından dolayı kulaklarım büyük bir gürültüye maruz kalıyordu dakikalardır. Kahkaha atarcasına konuşanlar, istediği alınmadığı için çığlık atarak ağlayan çocuklar ve stadlarının tanıtımını bağıran gür sesli adamların yaptığı gürültünün dikkatimi dağıtmaması için uğraşarak biraz daha bakındım pamuk şeker stadı görmek için.

" Ben buraya gelirken satan birini görmüştüm." Bakışlarımı hızlıca Jiyeon'un yanında duran Jungkook'a çevirdim. O konuştuğu zaman tüm dikkatimi onun üzerinde toplama huyu kazanmıştım sanırsam çünkü kendi sesimi bile zorlukla duymama neden olacak bu seslerin arasında onun normal ses tonuyla dediği kelimelerin tamamını anlayabilmiştim. 

Göz göze geldiğimizde aptal aşık Drama Kraliçesi derin bir iç çekip, erimiş bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirdiğinde, Drama Kraliçesini göz ardı edebilmek için Jungkook'a odaklandım fakat bu yaptığım daha büyük bir yanlış oldu. Her zaman giydiği takım elbiselerinden sıyrılmıştı ki onu günlük kıyafetlerle ilk gördüğüm gün de düşündüğüm gibi, Jungkook her türlü fazlasıyla tehlikeli biri haline giriyordu. Siyah, yakalı, üstünde beyaz benekler bulunan bir gömlek giymişti ve gömleğini siyah renkli pantolonunun içine sokmuştu. Belinde bulunan kemer harici de hiçbir şatafatı yoktu kıyafetinin fakat başkası giydiğinde fazlasıyla sade kalacak bu kıyafetler, onun üzerinde tam bir sanat eseri gibi durmuştu. Sanırım bu da Jeon Jungkook etkisiydi. Kıyafetleri bile onun etkisiyle daha güzel, daha kusursuz görünüyordu.

 Kıyafetleri bile onun etkisiyle daha güzel, daha kusursuz görünüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin