22~ Uyku

5K 746 825
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. Bölümü biraz üstten kontrol ettim. Yanlışım varsa affedin lütfen. İyi okumalar!

22. Bölüm

Bölüm şarkısı: Dreamcatcher- Red Sun (kızlarım vampir olmuş. LÜTFEN BENİ ISIRIN)

Araba yarışlarının yapıldığı alan garip bir şekilde çok boştu. Ne çığlıklar ne de araba tekerleklerinin zeminde bıraktığı sesler vardı. Koskocaman alanın bu kadar boş olması huysuzlanmama neden olurken, Jungkook'un yanlış bilgi alıp almadığından emin olamadım. Jackson'ın burada olduğunu söylemiş olsa da, bugün burasının kapatılmış olma ihtimali daha yüksek gibi gelmişti. Yine de belki Jackson'ı görürüm düşüncesiyle sağ tarafa dönüp koridoru aştım ve seyircilerin yarışları izlediği tribüne yönlendirdim adımlarımı. Sessiz ortamda ayakkabılarımın taş zeminde çıkardığı ses yankılanırken tribünler görüş açıma girdiği sırada kulaklarımı tanıdık bir ses doldurdu.

" Burasının bugün kapalı olduğundan haberin yok mu senin?" Jackson'ın aşırı sert ses tonu anlık duraksamamı sağlasa da devam ettim ve tekrar sağ tarafa dönüp büyük tribünlerle karşılaştım. Amfi gibi dizilmiş büyük tribünlerin ortasındaki bir sandalyeye oturmuş, elindeki sigarayı içiyordu. Bakışlarını bana çevirmemişti, ben de beni görmesini kolaylaştırmak için adımlarımı ona doğru yönlendirdim. Daha attığım ikinci adımda Jackson'ın sinir dolu gözleri beni buldu.

" Selam," dedim elimden geldiğince sesimi nazik tutmaya çalışırken. Jackson'ın yanında her zaman rol yaptığım doğruydu fakat bu sefer onun bu hali o kadar içime dokunmuştu ki ona sahte davranmamın bile haksızlık olduğunu düşünmüştüm.

Jackson'ın beyazı kanlanmış gözleri, orada olduğumdan emin olmak istiyormuş gibi kısıldı. Siyah saçları fazlasıyla dağılmıştı. Altında siyah, dar paça bir kot pantolon vardı, üstüne de kırış kırış olmuş bir beyaz tişört giymişti. Sigarayı tuttuğu elini sandalyeden sarkan ayağının dizine dirseği gelecek şekilde koymuştu ve emin olamasam da hafifçe titriyor gibiydi. Ayaklarının ucunda birçok sigara izmariti vardı. Kaç saattir burada sigara içtiğini düşünemiyordum bile. Hyuna'nın katili olarak, onun bu kadar yıkılmış görünmesine neden olmak fazlasıyla içime dokundu ve kendimi fazlasıyla suçlu hissettim.

" Taehyung?" Sesinin titremesi ve fazlasıyla kısık çıkması pişmanlıkla yutkunmama neden oldu. " Se-senin burada ne işin var?"

" Seni görmeye geldim," dedim adımlarımı ona doğru ilerletirken. Jackson hiçbir hareketimi kaçırmadan, dikkatlice beni izlerken tribünlerin merdivenlerini çıkıp, Jackson'ın yanındaki sandalyeye oturdum. " Kızlar bugün okula gitmediğini ve senden haber alamadıklarını söylediler. Nerede olduğunu bilmiyorlarmış. Ben de burada olma ihtimalini düşünüp gelmeye karar verdim."

Jackson elindeki bitmemiş sigarayı yere attı ve seri bir hareketle vücudunu bana doğru çevirdi. Ani hareketi irkilmemi sağlasa da geri çekilmeyip, ona dikkatle bakmaya devam ettim. " Buraya gelmendeki asıl nedeni öğrenmek istiyorum Taehyung. Bana neden bunu yapıyorsun?"

Sertçe yutkundum ve gözlerimi kaçırmamak için kendimi zor tuttum. Emindim, Jungkook'un planı yatmıştı. Jackson Hyuna'ya inanmıştı ve benim Hyuna'yı öldürdüğümü düşünüyordu.

Kendimi gelebilecek herhangi bir darbeye karşı hazırladım fakat oyunu bozmadım. " Neyden bahsettiğini anlamıyorum. Kızlar okula gelmediğini söyleyince seni kontrol etmek istedim sadece."

" Benimle oynuyor musun?" Kaşlarım çatılırken gözlerimi kırpıştırdım. Tamam, gerçekten neyden bahsettiğini anlamamaya başlamıştım. Hyuna'yı öldürdüğüm veya bu işte parmağım olduğu için şimdiye beni dövmeye başlaması gerekmez miydi?

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin