27~ Duygular

5.8K 717 1K
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. Yanlışlarım varsa belirtmenizi, dalga geçmemenizi rica ediyorum. Ben de insanım ve illaki yanlışlarım oluyor :) İyi okumalar!

Bölüm şarkısı: Kesha- Woman (Bölüm şarkılarının önceki bölüm hariç hiçbir zaman bölümler alakası olmadığı gerçeği ajksajda-

27. Bölüm

Vücudumda kendini gösteren dinginlik ve rahat dolu his bana yıllardır çok uzaktı. Burnuma dolan kokunun her defasında bana gülümseyerek ve büyük bir sevgiyle bakan annemin yüzünü canlandırıyor olduğu gerçeğini de kavradığımda, sadece birkaç saniye sürse de her şeyin rüyadan ibaret olduğunu sandım. Anne babamın ölmediğini, Jiyeon'un hiç hasta olmadığını, yıllarımı kâbuslarla ve yorgunluktan çökmüş vücudumla geçirmediğimi sandım.

Fakat gözlerimi araladığımda ilk defa bunların sadece bir kâbustan ibaret olduğu düşüncemin çürümesi beni çok fazla rahatsız etmedi.

Uzun süredir uyuyor olduğumu fark edebiliyordum. Tüm vücudum rahatlamıştı ve kendimi çok hafiflemiş hissediyordum. Başımda çok uyumaktan olsa gerek, ufak bir sızı vardı ve ağzımın kuruduğunu hissediyordum. Her zaman uykusuzluktan ağrıyan gözlerimin sızısı kaybolmuştu. Yorgun bir edayla ayrılan gözlerimin içine sızan güneş ışığıyla gözlerim açılmamak için gösterdiği direnişi arttırdı. Bu direnişine karşı çıkmadan tekrar gözlerimi kapatırken, zihnim fazlasıyla buğuluydu. Yıllardır hissetmediğim rahatlık hissinin bedenimde ve zihnimde yarattığı rahatlık hissi o kadar yoğundu ki, hiç kıpırdamadan birkaç yıl daha uyuyabilirdim.

Sol tarafıma yattığım için kalp atışlarımdan rahatsızlık duyup, yorgun bir edayla sağ tarafıma doğru döndüm ve daha da yoğunlaşan koku ile burnumu hafifçe kırıştırdım. Kokuya burnum alıştığında yüz ifadem sabit hale geldi ve beni içine çekmeye dünden hazır olan uykunun kollarına atıldım yavaşça. Sanırım çok uzun süredir bana küs olan uykularla aram iyileşmişti. Yoksa bu kadar büyük bir istekle beni çağırıyor olmasının başka bir anlamı olamazdı.

Uykuya dalmadan çok kısa bir süre önce yanağıma değen sıcak parmaklar ile uykum tekrar dağıldı. Giderken yanında zihnimdeki buğuyu götürmediği için yanağımdaki parmağın kimin olduğunu sorgulamak bile birkaç saniye boyunca çok zor gelmişti. Yanağımda çok ufak bir baskı oluşturan parmak yavaşça burnumun üzerine doğru çıktığında gıdıklandığım için huzursuzca kafamı yastıkta biraz geriye çektim. Bu hareketimin ardından kulaklarıma dolan kıkırdama sesiyle zihnimdeki sis hızla dağıldı. Gözümün önünde canlanan karanlığı delen beyaz şimşeklerin sertçe yutkunmama neden oldu. Eğer devam edebilseydim, beni rahatlatan bu koku altında çok uzun bir süreyi daha uyuyarak geçirebilirdim fakat kokunun sahibi ile aynı yatakta yatmaya devam ediyordum.

Üstelik bu kişi dün akşam benden hoşlandığını söyleyen patronumdu.

Gözlerimi güneşin gözlerimin arasına hücum etmesi ihtimaline karşı çok hafif araladığımda az önce yönümü değiştirdiğim için güneşe sırtımı döndüğümü fark ettim. Bunun rahatlığıyla gözlerimi tamamen araladığımda karşılaştığım ilk şey siyah bir çift göz olmuştu. Uykum dağılmış olsa bile baş ağrım hala beni bırakmamıştı. Bu yüzden daha fazla yatmamın mantıksız olduğunu düşünerek dirseklerimi yatağa bastırarak oturur pozisyona geldim. Kesinlikle dün olan şeyler nedeniyle utandığım ve ne yapacağımı veya söyleyeceğimi bilmediğim için kaçmaya çalışmıyordum.

Tanrım, resmen ağlayarak Jungkook'a sarılmış ve şımarık bir çocuk gibi benden ayrılmasına izin vermemiştim. Rezilin tekiydim.

" Günaydın," diye mırıldandım gözlerimi asla Jungkook'a değdirmeden. Baş ağrımın saniyeler geçtikçe artıyor olması, ilk defa güzel bir uyku geçirmiş olmamın karşılığıydı sanırım.

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin