28~ Ziyaret

4.6K 696 504
                                    

Lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın. Bölümü telefondan yazdığım için milyonlarca yanlışım olabilir. Lütfen yanlış olan yerleri belirtin ki düzeltebileyim. İyi okumalar!

Bölüm şarkısı: Got7- Not By The Moon

28. Bölüm

Hastanenin büyük kapısına bakarken içimdeki heyecanın yansıması yüzüme vurduğundan fazlasıyla emindim. Yüzümdeki kocaman gülümseme ve parlayan gözlerim asla beni terk etmezken, içeriye doğru büyük adımlarla ilerlemeye devam ettim. Tam arkamdan gelen ayak sesleri Jungkook'un beni yalnız bırakmadığını anlamamı sağlarken heyecanla kıkırdadım kendi kendime. Uzun bir zamanın sonunda Jiyeon ile görüşebilecektim.

Otomatik kapı beni gördüğünde iki yana açılırken bile heyecanla yerimde kıpırdamaya devam ettim. Kapı tamamen açılmadan hızlıca aradan sıyrılıp içeri girdim. Jungkook bizi Yoongi'nin karşılayacağını söylediği için, heyecandan parıldadığına yemin edebileceğim gözlerim hızlıca hastanenin büyük lobisinde gezinmeye başladı.

" Taehyung sakin ol, düşeceksin." Yanımdan gelen ses ile lobide gezinen gözlerimi Jungkook'un gülümseyen yüzüne çevirdim. Jiyeon'un yanına gideceğimizi söylediği andan beri yüzüne bir gülümseme ev sahipliği yapıyordu. Benimki gibi bir gülümseme değildi fakat sahteye de benzemiyordu. Jungkook'un yüz ifadelerini görebiliyor ama çoğunlukla anlayamıyordum. Bu yüzden bu gülümsemesinin bana verdiği güzel haberin bir yansıması olduğunu düşünmek daha kolay gelmişti.

Gülümsememi genişletip Jungkook'un siyah renkli takım elbisesinin kolunu tuttum zayıf bir güçle. " Hadi Jiyeon'un odasına götür beni. Onu görmek istiyorum artık." Jungkook dudaklarını birbirine bastırıp güldüğünde gamzeleri çıktı ortaya.

" Yoongi gelecek ve bizi o götürecek. Sabret biraz."

Gözlerimi kocaman açıp, sahte bir şaşkınlıkla baktım ona. " Teessüf ederim Jungkook, ben sabırsız mıyım?" dedim hala heyecanla yerimde kıpırdanıp dururken. Jungkook kıkırdadı bu halime ve tutmadığım kolunu havaya kaldırıp eliyle saçlarımı dağıttı.

" Çok şirinsin," dedi sesini incelterek. Böyle demesini beklemediğim için yüzümdeki gülümseme dondu fakat bu duraksamamı fark etmesine izin vermeden elimi ceketinin çektim ve bir adım ileri giderek saçımdaki elinden uzaklaştım. Jungkook'un bu hareketimle yüzünün düştüğünü gördüğümde gözlerimi kaçırıp tekrar lobide gezdirdim heyecanlı irislerimi. Yoongi'nin benim gibi kocaman bir gülümsemeye ve parlak gözlere soyunmuş yüzünü gördüğümde, bizi görmüş olduğunu bildiğim halde elimi havaya kaldırıp hızla salladım. Yoongi'nin gülümsemesi genişledi.

Yoongi'nin onu ilk gördüğüm zamanki kül rengi saçları hala yerini koruyordu. Alnında ortadan ikiye ayırmıştı. Üstünde mavi hastane kıyafetleri ve beyaz bir önlük vardı. Tam önüme geldiğinde beyaz önlüğünün göğüs kısmında bulunan ufak cebin üzerine işlenmiş yazıyı gördüm. " Başhekim Min Yoongi"

" Hoş geldiniz," dedi sıcak bir sesle. Ardından gözleri benim hala kıpır kıpır halime odaklanıp, kocaman gülümsedi. " Taehyung, eğer tuvaletin geldiyse sana yerini gösterebilirim."

Dudağımı yalandan büzüp gözlerimi kıstım. " Senin bana Jiyeon'un odasını göstermen, benim için çok daha yararlı olacak." Yoongi kıkırdayıp kafasını salladı ve arkasını dönüp az önce geldiği yöne doğru yürümeye başladı. Adımlarımı yanında olacağım şekilde uydururken kısa bir an arkaya dönüp Jungkook'a baktım. Yüzü fazlasıyla ifadesizdi ve ellerini sertçe yumruk yapmıştı. Neye sinirlediğini anlayamadığım için kaşlarım çatılırken bakışlarımız çarpıştı. Jungkook hızlıca yüzündeki ifadesizliği silip gülümsedi. Bir anda ne olduğunu anlayamamıştım fakat Jiyeon şu an benim için çok daha önemli olduğu için buna takılmadan önüme döndüm.

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin