32~ Üstü Örtülen Trafik Kazası

4.5K 623 351
                                    

Lütfen beğeniyorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar!

Medya şarkısı: Halsey- Experiment On Me

32. Bölüm

Adımlarım tanıdık yolu arşınlarken gözüme çarpan evle gergin bir hareketle elimi siyan pantolonumun cebinden çıkarıp uzadığı için gözlerime düşen sarı saçlarını geriye doğru iteledim. Üstüme giydiğim gömleğin dili olsa, buraya gelirken gördüğü herkese onu giyerken çektirdiğim acıları anlatırdı. O kadar gergindim ki gömleğin düğmelerini kopartmak ister gibi iliklemiş, ütülü olmasına rağmen ütüsünü yok denecek kadar kırıştırmıştım. Normalde yaptığım gibi en üstüne kadar iliklemek yerine, üstten iki düğmesini ve gömleğin kollarındaki düğmeleri açık bırakmam da tamamen boğuluyor gibi hissediyor olmamın önüne geçme isteğimden kaynaklıydı. Üstüme de her zamanki ceketlerimden birini giymiştim. Fakat kıyafetimdeki görünmeyen en büyük detay kesinlikle pantolonumun arka tarafına sıkıştırdığım, içi dolu olan silahtı.

Ağzımı örten maskeme verdiğim sert nefesler, gözlerimi saran altın sarısı çerçeveli gözlüğümün buğulanmasına neden olurken adımlarımı durdurdum ve biraz ilerimde duran, iki katlı, büyük bahçeli evin kapısına doğru uzayan beton zemine baktım. Buraya gelmeyeli değişen bir sürü şey var gibiydi. Ön bahçenin gözlerimin görebileceği sınırlarında olan kısmında artık salıncak yoktu. Küçükken sık sık sallanmak için geldiğim salıncağın yerinde, tahtadan bir zemin ve aynı şekilde tahtadan kolları olan hamak vardı. Beni her zaman korkutan bahçe cücelerinin yerinde yeller esiyordu. Her zaman kısa olmasına öze gösterilen çimler, biraz uzamıştı. Yengemin en fazla iki gün içerisinde tekrar çimleri budaması için bahçesinde çalışan görevliyi azarlayacağından emindim.

Verdiğim derin nefes siyah maskemde dağılıp tekrar gözlüklerimi buğulandırdığında, daha fazla bu sinir bozucu anı yaşamamak için gözlüklerimi çıkardım ve siyah pantolonumun dar cebine sıkıştırdım. Hızlı ve keskin hareketlerimi sınırlandıracağından emindim fakat buraya dövüşmeye veya birini öldürmeye gelmediğim için bunu sorun etmeyip önümdeki tahtadan bahçe kapısını açıp içeri adımladım. Adımlarım beton zeminin üzerinde hafif bir ses çıkarırken, tam önümde duran evin kapısını görünce gözlerimde canlanan anı ile yutkundum. Yağmur altında oturarak ağlayan ben ve bana sıkıca sarılmış, bana korkudan akan gözyaşları ile eşlik eden Jiyeon...

Kafamı iki yana sallayıp bu düşünceyi hızlıca zihnimden uzaklaştırdım çünkü sadece konuşmak ve bilgi almak için geldiğim bu evden, birilerini öldürerek çıkmak istemezdim. Her ne kadar içerideki kişiler benim gençliğimi, Jiyeon'un çocukluğunu öldürmüş olsalar da bu seferlik tek amacım soracağım soruların cevaplarını almaktı.

Elimi kaldırıp kapının yanında duran zile işaret parmağım ile bastığım zaman kulaklarımı dolduran kuş sesiyle yüzümü buruşturmamak için kendimi zorladım. İçeriden adım sesleri geldiği zaman elimi tekrar yanıma indirdim ve yüzümün burnuma kadar olan kısmını gizleyen siyah maskeyi çenemin altına kadar indirdim. Maskeyi takma nedenim belirsizdi. Kendimi sanki gerçekten de birini öldürmeye gelmişim gibi hissetmekten alı koyamamıştım bir türlü. Hatta eldivenlerimi de takmamı söyleyen o içgüdüye karşı koymak fazlasıyla zor olmuştu. Belki de vücudumu, karşıma dikilecek canilerin gözlerinden uzaklaştırma arzusu vardı sadece içimde. Ailesiz kalmış iki çocuğa asla acımamış o kişilerin çirkin bakışlarından benliğimi korumaya çalışmak isteyen zihnimi asla suçlayamıyordum.

Kapının önünden gelen adım sesleri durduğunda birkaç saniyelik sessizlik oldu ve ardından cılız bir kadın sesinin " Kim o?" dediğini duydum. Tanıdık bir ses değildi, büyük ihtimalle eve yeni gelen bir hizmetliydi.

Nightmare / VKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin